English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ V ] / Vitória

Vitória traduction Portugais

5,757 traduction parallèle
Annem, topragin ustunde gecirdigimiz her gunun bir zafer oldugunu soylerdi.
A minha mãe costumava dizer que cada dia sobre o chão era uma vitória.
- Kraliçe Victoria'nın oğlu, Prens Alfred Büyük Düşes Maria'yla evlendiğinde.
Quando o filho da Rainha Vitória, o Príncipe Alfredo, - casou com a Grã-Duquesa Maria.
En iyi kıyafetlerinizi giyinin. Calais Zaferinin kutlamaları zirvesine ulaşacak.
As celebrações da nossa vitória de Calais atingirão o seu pico.
Her bir gemi zaferle dönmüş askerlerimizle dolu.
Cada navio está cheio de soldados, acabados de voltar da nossa vitória.
Pekala, topların kontrolü zor olabiliyor.
Bem, os canhões são difíceis de controlar. O som da vitória.
Hükümdarımıza muazzam bir zafer vermiş olurdu.
Ela teria dado uma gloriosa vitória ao nosso Senhor.
Bırakalım da sarı kuşlar, hezimetleri üzerine tarışsınlar biz o sırada Prens Jingim'in, iyi hazırlanmış zaferini kutlayalım.
Os pássaros amarelos que lutem sobre a sua derrota, enquanto nós celebramos a primorosa vitória do Príncipe Jingim.
Kazandık kızım.
Vimos a vitória, filha.
Evet, Denise de bana babasının Atlantic City'de büyük para kazandığını erken emekli olduğunu söylüyordu.
A Denise estava a contar-me da grande vitória do pai em Atlantic City e da sua reforma antecipada.
Kazanmanı kutluyoruz.
Vamos celebrar a tua vitória.
Zafer, iyi bir Dalek olsan benim olurdu.
A vitória teria sido um Dalek bom.
Ve sen de kazanmak istiyorsun.
E tu queres sair com uma vitória.
Ulusal politika devlet manşetleri global erişim ve Pierson kazanmak için.
Política nacional, manchetes nacionais, acesso global... E Pierson... Para a vitória.
Bu büyük bir başarı, Annie.
Foi uma grande vitória, Annie.
Zafer turu atabiliriz.
Podemos dar uma volta, da vitória.
Galya zaferiniz tamamlandı!
A nossa vitória na Gália é total!
Şu haline bir bakın! Zaferiniz tamamlandı!
Olha, a tua vitória é total!
Ben davamla kazanmaya inanırım, pis hilelerle değil.
Acredito na vitória nos temas que são importantes, não com truques sujos.
Hayatta kalmayı da başarı sayarım.
Eu diria que é sobreviver a uma vitória.
Ya ne gerekiyorsa onu yaptığımda terazide ağır basan bir taraf olmazsa?
E se eu tiver feito o que fiz e não houver vitória, para equilibrar a balança?
Umarım manevi zafer sendedir.
Espero que pelo menos tenhas a vitória moral.
Beyzbolda ise ; Jim Weaver liderliğindeki Yankee'ler Philadelphia Athletics takımına karşı 3-2'lik zafer kazandı.
No baseball, Jim Weaver liderou os Yankees a uma vitória por 3-2 sobre os Philadelphia Athletics.
Hayır, hayır, hayır, hayır.
Foste tu que me ensinaste que dá azar cantar vitória antes do tempo. Não, não, não, não.
Kazan-kazan.
É uma dupla vitória!
Senin kazancın benim de kazancım.
A tua vitória é a minha, meu.
Son maceramıza.
À última vitória.
Son maceramıza.
A última vitória.
Zafer öncesinde karar vermek çok kısa sürer.
Uma viagem precedida por uma vitória é mais curta.
İçlerinden herhangi birini güvenmeye bir santim bile yaklaştırırsan kazanmış sayılırsın.
Se conseguires trazer qualquer um deles para um pouco mais perto de ganhar a tua confiança, já é uma vitória.
Geçen gün bir öğrencim dedi ki, eğer insanın doğası bir sorunsal değil de sorunsa, benim sorunum, her şeyi zafer ya da ölüm bağlamında görmekmiş, hatta sadece zafer de değil, mutlak zafer.
Havia uma aluna, ainda no outro dia, que disse que o meu problema... Como se a nossa natureza fosse um problema em vez de apenas problemática, certo? ... é que vejo as coisas em termos de vitória ou morte, e não apenas vitória, mas vitória total.
Ya kazanırım ya da zahmete değmez.
Ou é vitória ou não me dou ao trabalho.
Vegas'ta bir kişi daha sekiz sayıdan az farka oynamış ve çok para koymuş.
Alguém em Vegas também apostou numa vitória por menos de oito pontos por muito dinheiro.
Herhangi bir tarafın kazanması için hepimizin ödeyeceği bedel yüzünden endişeliyim.
Preocupa-me o preço que pagaremos pela vitória de qualquer lado.
Benim size tavsiyem, kazandığınızı varsayıp devam edin yolunuza.
Sugiro que considerem como uma vitória e sigam em frente.
Çünkü bugün büyük bir savaş kazandığını duydum.
Porque ouvi dizer que tiveste uma grande vitória hoje.
Bu sefer ki zafer turum, anlıyorsun değil mi?
Esta é a única. Esta é, a minha volta da vitória. Compreendes isso, certo?
Kar kardır.
Uma vitória é uma vitória.
Kaçakçılıkta bulduklarınız, bu büyük bir başarı.
Encontrar o contrabando é uma grande vitória.
Başarınızın melodileri çok uzaklara ulaştı.
As canções sobre a vossa vitória espalharam-se e chegaram longe.
Zaferinde azimli ol!
Sê resoluto na tua vitória.
Senin sayende zafer bizim olabilir.
Por causa de ti, podemos chegar à vitória.
Bunun senin için bir tür zafer olduğunu mu düşünüyorsun?
Provavelmente pensas que isso é alguma vitória para ti, não é?
Büyük başarı Wayne.
Isto é uma grande vitória, Wayne.
Irk ilişkilerinde bir zafer daha.
Outra vitória nas relações de raças.
Açıkcası doğru şehri tutturmak başarıdır.
Honestamente, acertar na cidade certa é uma vitória.
Belki bunu Jarry'ye vermeliyiz.
Talvez devêssemos entregá-la à Jarry, percebes? Dávamos-lhe uma vitória.
Zafer senin.
A vitória é sua.
Bu zafer değil.
Isso não é vitória.
Acaba insafa gelip bizi rahat bırakır mı diye düşünmüyorum da değil.
E se tudo o que ela precisar for de uma vitória?
Kol annemizin tüm numaralarını biliyor.
Foste tu que disseste que ela precisava de uma vitória.
Katılmalıydım.
Podia ter sido um candidato à vitória.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]