English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ V ] / Vücudunu

Vücudunu traduction Portugais

1,460 traduction parallèle
Çerçevesinden dışarı çıkıyormuş ve sonra yarım vücudunu yerde sürükleyerek... ... çalacak bacak arıyormuş.
Sai da moldura e arrasta a metade do corpo pelo chão à procura de pernas para roubar.
Oysa ben vücudunu övüyorum.
Quero elogiar o teu corpo.
Bender'ın vücudunu hassas ve yuvarlak bir forma sokmaya başlıyorum.
Vou começar o processo de modificar o corpo do Bender para ficar com uma forma gentil e delicada.
Onun vücudunu iyice inceledik.
Analisámos o corpo de ponta a outra.
O masayı kurunca insanlar kanı düşünecek. Birisi duman kokusu alacak olursa, 50 genç senin vücudunu kapıyı kırmak için kullanır.
Pões as pessoas a pensar em sangue, alguém sente o cheiro de fumo, e tens 50 adolescentes a usar o teu corpo como alavanca para abrir a porta.
Şu kadarını söyleyeyim vücudunu uçurur.
Alcança dizendo que a sensação corporal é excelente.
Muhteşem. Bak Tammy, aşk hayatın söz konusu olduğunda, dudakların "Hayır, hayır" derken ama gözlerin "Evet. Evet, büyük babaya gel" derken, titreyen vücudunu kimin üzerine yerleştirdiğin umurumda değil.
Olha, Tammy, em relação à tua vida amorosa, não me podia importar menos com quem aquece o teu corpo junto á lareira enquanto os teus lábios sussurram, "Não" mas os teus olhos gritam, "Sim"
Dünyadaki herkes vücudunu sevdiğini anladı.
E já agora, o mundo inteiro já percebeu, adoras o teu corpo.
Vücudunu asla bulamayacağım.
- Nunca encontraram o corpo dela.
Kelno'reem bir Jaffanın vücudunu gençleştirmek için kullandığı bir yöntemdir, bir kere yapamamak baygınlık gibi bir sebebe neden olmaz, değil mi?
A meditação Kelno'reem é necessária para um Jaffa rejuvenescer o seu corpo, mas não a sendo capaz de fazer uma só vez não causa desmaios, pois não?
Burada dediğine göre, şimdiden vücudunu forma sokman gerekiyormuş.
Diz aqui que é suposto começares a ficar em forma agora.
Bu, yalnızca Gaara tarafından kullanılabilen bir jutsudur, ve bu jutsu vücudunu korumak içindir.
Uma técnica especial do Gaara, usada para o proteger dos ataques.
Harika vücudunu nasıl kullanacağını biliyor.
"Uma mulher de arrasar, com seios fantásticos!"
Vücudunu ve ruhunu.
O teu corpo e alma
Sana Tanrı'nın bu kulunun vücudunu terketmeni emrediyorum.
Eu ordeno-te, deixa o corpo desta serva de Deus.
Zebra gibi olmak için vücudunu beyaz çizgilerle boyamış... ama kimseyi kandıramamış.
E tentou pintar uma faixa nele mesmo para parecer uma zebra, mas não enganou ninguém.
Çığlıka atıyormu, siz onun sıkı vücudunu kavrarken?
Ele grita enquanto Ihe arrancam a sua fresca carne?
- Ama sadece vücudunu ısırırlar hepsi bu.Sebepsiz yere.
Mas lembro-me que elas não mordem a pele, elas só...
Kanını kaynatan nedir, vücudunu sızlatan.
O que lhe faz ferver o sangue o que a faz estremecer.
Nuru, vücudunu bozacaksın.
Nuru, assim você arruinará a sua boa-forma.
Bu nedenlerden dolayı, bana vücudunu vermen için yalvarıyorum.
Por todas essas razões, imploro-te que me dês o teu corpo.
- Vücudunu?
- O teu corpo?
Bana kendini verdiğinde, vücudunu hissettiğimde...
Quando ela se dá, tenho seu corpo...
- Vücudunu halkadan geçirmeye çalış.
- Passa o corpo por aqui.
- Sen vücudunu geçirmeye çalış!
- Passa tu o teu!
- Kendi vücudunu biraz suistimal etmiş olabilirsin, evlat.
Certamente deves sofrer de auto-abuso, meu filho.
- Bize güzel vücudunu göster.
- Mostre-nos o seu corpo lindo.
Bu seni iyi hissetirecek Bu gece partide vücudunu salla
Estou-me a sentir bem.
Dışarıdan veri frekansları ile senin vücudunu kontrol etmek imkânsız.
É impossível controlar o teu corpo... usando a frequência de dados do lado de fora.
Şimdi Eve'in vücudunu alma sırası bende.
Agora é a minha vez de pegar no corpo da Eve.
Pratik yapmak istiyorsan kendi vücudunu kullan
Se queres praticar, pratica contigo mesma.
Tam senin işin. Kendi vücudunu kullan!
Se queres praticar... usa o teu corpo.
Şimdi vücudunu rahatlatmaya çalış.
Agora tenta relaxar o teu corpo.
Lindsay, vücudunu şurada kullanabilir misin?
Lindsay, podes mexê-lo ali?
Vücudunu akçaağaç şurubuyla kaplamama izin verecek misin?
Deixas-me cobrir o teu corpo com sumo de ácer?
Elimde iki kurşun, üç boş kovan ve dört yara var. Mermilerden biri Billy'nin vücudunu delip geçmiş.
Estou a pensar, duas balas, três invólucros, quatro feridas.
Esneme çalışması yaptım. Vücudunu geliştirmek istiyorsan ağırlık çalışmalısın Vince.
Tens de usar os pesos, se queres aumentar de volume.
Vücudunu iyice renklileştir.
Muda a cor do corpo.
Vücudunu terk etme deneyimi mi yaptın Lloyd?
Estás a ter uma experiência extra-corporal, Lloyd?
Başını kesti ve vücudunu körfeze attı.
Ele cortou e largou o corpo na baía.
Hey Bobbo, kara prens seni eve çağırınca, lütfen, söz ver bana, vücudunu bilime bağışlayacaksın.
Bob, quando o "príncipe negro" o chamar de volta para casa, prometa-me que vai doar o corpo para a ciência.
Vücudunu biraz kımıldatabiliyor, gözlerini açabiliyor.
Já mexe o corpo. Abre os olhos.
İnsan vücudunu ele geçiren bir varlıktan şüpheleniyoruz, Goa'uld'dan farklı değil. Görünüyor ki kişiden kişiye geçebiliyor.
Uma entidade extraterrestre capaz de tomar hospedeiros humanos, parecidos com os Goa'uid e que parece conseguir passar de pessoa a pessoa.
İnsan vücudunu enerjiye dönüştürerek bir solucan tünelinden milyonlarca ışık yılı uzağa göndermek bayağı bir çılgınlık.
Converter o corpo humano em energia e enviá-lo por um wormhole, - é loucura.
Kimyasalın ne yaptığını henüz anlayamadık ama insan vücudunu bir şekilde yaşam emmeye hazır hâle getirdiğini sanıyorum.
O efeito que tem é-nos desconhecido. Posso apenas calcular que prepara o corpo para ser sugado.
Bütün vücudunu fareler kaplamıştı.
Havia uns ratos que andavam à volta do corpo dela.
Beyaz bir ışık vücudunu kaplıyor
Como uma luz branca, enche o teu corpo.
Vücudunu bununla, saçını da bununla yıka.
Lave o seu corpo com este e o cabelo com este.
Vücudunu alabileceğiniz [br] zaman haber veririz.
- Notificá-lo-emos quando o corpo estiver disponível.
Kadın vücudunu çok iyi tanıyor olmalısın.
Deves conhecer muito bem as formas de uma mulher.
O hayattayken vücudunu istemiyordu.
Ele não queria o corpo dele, quando era vivo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]