Vücut traduction Portugais
4,551 traduction parallèle
- Hiç vücut surfü yaptın mı?
Tu já fizeste?
Kesin konuşursak, Joseph Purl'ün vücut parçaları Güney Dakota'da Rapid City'nin hemen dışındaki ormanda bulundu.
Para ser exacto, as partes do corpo desmembrado de Joseph Purl foram encontradas no bosque fora de Rapid City, South Dakota.
Onun vücut parçaları Pine Ridge Kızılderili bölgesinde bulundu ki burası Rapid City'ye 60 mil uzakta güneyde.
O corpo desmembrado foi encontrado no limita da fronteira da reserva índia de Pine Ridge, que fica a 60 km a sul de Rapid City.
Atılma yerleri gözlerden uzak ya da zanlı vücut parçalarını saklamada çok iyi.
Sendo assim, os lugares são recônditos, ou o suspeito é muito bom em ocultar as partes do cadáver.
Vücut parçaları bu sefer bir hayli birbirine yakın.
As partes do corpo estão muito perto desta vez.
Adli tabibe göre kurbanların vücutlarında çok fazla MDMA varmış bu da, iç vücut ısılarının kontrolden çıkmasına neden olmuş.
Bom... De acordo com o médico legista, as vítimas tinham tanto MDMA no organismo que fez a temperatura interna do corpo ficar fora de controlo.
- Vücut çalışıyorum.
Eu faço exercício? Queres apalpar?
Evet. Şu an bir numaralı endişemiz vücut ısımızı izleyen Predatorlar.
Por isso, a nossa preocupação principal agora é que os Predadores estão a ver o nosso calor corporal.
Vücut şişmiş, fakat ciltte soyulma yok.
O corpo está inchado, mas não há descamações na pele.
- Gökten vücut parçaları yağıyordu dedi.
Ele disse que choveram literalmente braços e pernas.
Vücut ısıları daha yüksek olacak. Bu da onları kızılötesi ile görmeyi kolaylaştırıyor.
Eles vão ter uma assinatura de calor mais elevada, o que os tornará mais fácil de detectar com infravermelhos.
Yani... biz birlikte tek vücut olarak mı yöneteceğiz?
Então, vamos governar juntos, como um.
Şimdi Unicron ölümlü bir vücut içerisine girmiş olabilir ama o hâlâ bir tanrı ve bu da onu geleneksel yollarla yenemeyeceğimiz anlamına geliyor.
Apesar do Unicron possuir agora um corpo mortal, ainda é um Deus. E por isso, não pode ser morto por meios comuns.
Vücut tam katılaşmamış.
O corpo não está em rigor completo.
Yani, parmak burada kol öbür tarafta, kafasını başka yerde bulursun, sonra vücut parçalarından yapboz...
Um dedo aqui, um braço ali. Encontra a cabeça, e acaba com um quebra-cabeças...
Vücut tipi bu adamın kurban olmadığını bize gösteriyor.
O tipo de corpo diz-nos que este homem não é a vítima.
Bizde çok ceset var. Çok vücut kısımları var. Kemikler, kafatasları...
Temos muitos cadáveres, muitas partes... ossos, crânios...
Sadece vücut parçalarını ara.
Apenas as que... estão em pedaços.
Vücut kısımları...
Parcialmente encontrada...
Vücut kısımları 22 tanesiyle birlikte bir ölüm evinde bulunmuş.
Parcialmente encontrada numa casa da morte juntamente com outros 22.
Nedir o? Vücut ısını düşürmek için.
- Para te reduzir a temperatura.
Beyinde hasar oluşmasını engellemenin tek yolu vücut ısısını düşürmek.
Para impedir danos cerebrais, vamos induzir hipotermia.
Çok iyi görünüyorsun. - Vücut falan mı çalışıyorsun?
Estás com bom aspecto.
Evet, bu kadın, kariyerinin vücut bulmuş bir metaforu haline geldi.
Sim. Torna-se uma metáfora viva da sua própria carreira.
Komple vücut masajı yap, parasını ödedim.
Dê-me uma massagem completa. Dou-lhe uma gorjeta.
Vücut ağırlığın kadar birini kaldırmak istiyorsan doğru yoldasın.
Bem, se o seu objetivo e ser capaz de suportar seu proprio peso, parece que voce esta no caminho certo.
Çok su kaybetmişler, vücut sıcaklıkları düşmüş ve kanlarında da lizerjik aside rastlandı.
Estavam desidratados, com hipotermia, e apresentavam vestígios de ácido lisérgico no sangue.
2006'da Chalco, Meksika'daki yatılı okulda 600 kız vücut ısısı artması, midesi bulantısı, yürümede zorlanma gibi semptomlar yaşadı.
Não. Em 2006, 600 raparigas de uma escola de Chalco, México, tiveram febre, náuseas, dificuldade em andar, sem nenhuma causa médica.
Vücut ısısı ve bozulmaya bakarsak su tankındaki kadından neredeyse bir gün önce öldüğünü söyleyebilirim.
Pela temperatura e decomposição, diria que morreu um dia antes da nossa rapariga na água.
Ne vücut sıcaklıkları ne de nabız atışları var.
Eles não têm assinaturas de calor. Nem pulsos.
İnsanın kaybedip de hayatta kalamayacağı tek vücut parçası.
É a única parte do corpo que alguém não sobrevive se a perder.
- "Kennex an itibariyle depresyon, zihinsel körelme obsesif kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu ve yapay vücut kısımlarını psikolojik olarak reddetmenin başlangıç aşamalarında."
"O Kennex sofre de depressão, atrofia mental, início de TOC, TEPT... e rejeição psicológica das suas partes sintéticas".
Edward Steichen yaklaşımıyla çekecektim aslında. Manzara olarak vücut.
Tentei focar no estilo do Edward Steichen, pondo o corpo como uma paisagem.
Boyu, vücut yapısı, kan grubu.
Altura, fisionomia, tipo sanguíneo.
Şimdi onun uyuz kafasını keseceğim ve bu vücut tamamıyla benim olacak.
Agora é só cortar a cabeça irritante dela e este corpo será todo meu.
Spider Man'deki tüm süper kahraman eğlencesiyle Freaky Friday'deki vücut değiştirme oyunlarını birleştiriyor.
Combina a diversão de super-herói do Spiderman com as peripécias de troca de corpo de "Um dia de loucos".
Evet, ilk başta neden onu takip ettiğin gibi. Ya da neden vücut zırhı giydiğin.
Sim, como porque é que o estavas a seguir, para começar.
Vücut ölçüne uygun iç çamaşırı bul.
"Encontrar a cueca direito para o tipo de corpo."
Vücut ısısının gösterdiğine göre.. .. 6 ile 8 saat önce ölmüş.
A temperatura corporal indica que ele morreu entre 06 a 08h atrás.
Salmonellayı vücut sıcaklığının üstündeyken severim.
Gosto da minha salmonela acima da temperatura corporal.
Siz de sözlü olmayan hiçbir işaret alamadınız mı? Vücut dilinde veya sesinin tonunda bir değişiklik falan?
Não notou nenhum sinal, mudanças no comportamento ou no tom de voz?
Canım tavşan yahnisi çektiğinde ya da vücut sıvımın hareketlendiğini hissettiğimde aşağıya iniyorum tabii ki.
É claro que vou lá abaixo se quiser um pouco de ensopado de lebre ou se sentir o desejo a crescer...
Chuck ile Vücut geliştirme mi?
Body by Chuck?
Daha çok Vücut şişirme.
É mais Corpo, disse o Glutão.
Vücut şişmiş, büyük oranda su toplaması olmuş.
Corpo inchado, edema significativo.
Kalp atış hızını, nefes alıp vermeyi, vücut ısısını, terlemeyi ölçmekten daha fazlası değildir.
Não passa duma medição das variações do ritmo cardíaco, respiratório, temperatura corporal e transpiração.
Başlangıçtan itibaren vücut sinyallerini kontrol edersen stres altında oluşan değişiklikleri fark edemeyeceklerdir...
Controle os seus sinais corporais desde o início e não conseguirão ver as variações sob stress.
Evet! Ben sadece özel vücut yastığımla yaptım.
Eu só fiz isso com o meu travesseiro especial.
Çocuklar hatırlarsanız, Marshall birkaç günlüğüne şehir dışına her gittiğinde Lily, kıyafet giydirip adını Marshyastığı koyduğu bir vücut yastığıyla hasret giderirdi.
Miúdos, como devem lembrar-se, quando o Marshall ia de viagem por alguns dias, a Lily compensava a sua ausência com uma almofada de corpo. Ela vestia-a e chamava-a de Marshalmofada.
Vücut konrtolünden bahsediyoruz, fırıl fırıl dönmekten değil.
Estamos a falar de contacto físico, não de piruetas.
Vücut.
No corpo.