Wadlow traduction Portugais
19 traduction parallèle
Wadlow köyüne götürün.
Leve à vila de Whatlaw.
Tyman, Wadlow.
Tyman, Wadlow.
Hayır, sonrasında Cynthia Wadlow'la evlenene kadar bir dizi kötü yatırımı olmuş.
- Não, e depois disso fez vários investimentos maus até casar com a Cynthia Wadlow.
Adı Wadlow, Cliff Wadlow.
O nome dele é Wadlow... Cliff Wadlow.
Biray kadar önce,... Wadlow bana uygunsuz mesajlar göndermeye, ve seanslarımız sırasında sınırlarıma saygı göstermemeye başladı, ben de onun seanslarını azalttım ve yalnızca haftada bir kez gün içinde gelmesine izin verdim.
Há um mês atrás, o Wadlow começou a deixar-me mensagens inadequadas, e não respeitava os limites durante as sessões, então, obriguei a fazer uma pausa e limitei-o a uma sessão, a uma vez por semana,
- Bu adam, Jeffrey Wadlow.
- Este tipo... Jeffrey Wadlow.
Ta ki geçen güne kadar, Wadlow'un uyuşturucu sattığına dair polise gelen isimsiz bir ihbarla arabasını kenara çekmişler ve arabanın içinde 3.5 gramlık ufak paketler halinde yarım kilo kokain bulmuşlar.
Até ao outro dia, porque depois da Polícia receber uma denúncia anónima de que o Wadlow vendia drogas, detiveram-no e encontraram meio quilo de cocaína separados em oito bolas escondidas dentro do carro.
- Henry ve Wadlow arasında bir bağlantı var mı?
Há alguma ligação entre o Henry e o Wadlow?
- Wadlow şimdi nerede?
- Onde está o Wadlow agora?
- Yapmayın Bay Wadlow.
- Vamos, Sr. Wadlow.
Sizin hapse girmenizden fayda sağlayacak kim var Bay Wadlow?
Quem fica a ganhar consigo a ir para a prisão, Sr. Wadlow?
Wadlow cinayetten aklandı.
O Wadlow é inocente do assassinato.
Beckett, Wadlow'un iş bağlantılarını araştırıyorduk ki bir şeye denk geldik... -... ve bu bizim davamızla ilgili olabilir.
Olá, Beckett, investigamos os negócios do Wadlow e deparamo-nos com algo que pode estar ligado ao nosso caso.
- 6 aydan fazla zamandır Wadlow, Chinatown'daki mülk geliştirme projesi için gayrimenkul satın alıyormuş ve aldığı her gayrimenkulde aynı rakip firmadan fazla fiyat vermiş.
Ao longo dos últimos seis meses, o Wadlow tem comprado propriedades para o seu próximo empreendimento em Chinatown, cada vez que ele o fez, venceu a mesma empresa rival.
Mimi onun "1 numaralı müşterisi" olması için Wadlow'un arabasına uyuşturucu yerleştirmesi ve onu saf dışı etmesi için ikna etmiş olmalı.
A Mimi deve ter persuadido o seu "cliente número um" a colocar as drogas no carro do Wadlow para eliminar a concorrência.
Bu Jeffrey Wadlow, tanıyor musunuz?
Jeffrey Wadlow... Conhece-o?
Wadlow hapse gider ve ona ait bütün gayrimenkuller açık arttırmaya çıkar.
O Wadlow vai para a prisão, e os últimos negócios imobiliários dele caem por terra.
Wadlow'u saf dışı etmek için Henry'den arabasına... -... o uyuşturucuları yerleştirmesini istedin.
Conseguiu que o Henry colocasse drogas no carro do Wadlow para se livrar da sua concorrência.
Onun özgürlüğü için Henry'den Wadlow'a tuzak kurmasını istedin.
Fez o Henry incriminar o Wadlow pela liberdade dela.