Walkie traduction Portugais
347 traduction parallèle
Git benim cipteki telsizi bak. Çalışıyorsa durumu bildir.
Vai ao meu jipe e verifica se o walkie-talkie está a funcionar.
- Umarım telsizler de çalışıyordur. - Al bakalım Danny.
- Espero que os walkie-talkies dêem.
Vaslov, siz, ben, sırt telsiziyle Zabrinczski.
O Vaslov, você, eu, o Zabrinczski com mochila, um walkie-talkie e um medidor de distâncias.
Telsiz.
O walkie-talkie.
Telsiz, iki 35 mm'lik kamera...
Walkie-talkie, duas câmaras de 35 mm.
Müvekkillerinizden biri bir telsizle yakalandı.
Um dos seus clientes foi preso com um walkie-talkie.
Telsiz varsa monitörden izleyerek yardım ederim.
Com walkie-talkies posso ajudar vendo pelo ecrã.
- Telsizler.
- Walkie-talkies.
Ceket, tişört, diş fırçası gibi şeyler alacağız. Hatta walkie talkie de alabiliriz.
Casacos, t-shirts, escovas de dentes, coisas do género, talvez mesmo walkie-talkies.
Evet, walkie talkie'leri kullanabiliriz.
- Podemos usar os walkie-talkies.
Malkie-Walkie, biraz para versene.
Malkie-Walkie, dê-me alguma grana.
- Telsizle konuşurken duydum.
Ele é polícia. Ouvi-o falar pelo walkie-talkie.
İşte sana bir dürbün ve irtibat kurmak için bir telsiz.
Toma uns binóculos e um walkie-talkie para mantermos contacto.
Ne olur ne olmaz, telsizlere yeni pil koydum.
Para prevenir, pilhas novas para os teus walkie-talkies.
Krusty the Klown telsizleri!
São os walkie-talkies do palhaço Krusty!
Ne zaman benimle konuşmak istersen... telefon aç... ve telsizimi açmamı söyle.
Quando quiseres falar comigo... telefona-me... e diz-me para ligar o meu walkie-talkie.
Bebek telsizi.
Um walkie-talkie para o bebé.
Beşik, araba, telsiz... ve bayanın yüzüğü, maalesef.
Berço, móveis, walkie-talkie... e a aliança da Sra., receio.
Roberta, burada telsiz kalem fener, dürbün hatta rozet bile var.
Roberta, vem com walkie-talkie de pulso... lanterna em forma de caneta, binóculo e até um distintivo legal.
Bir telsiz alacağım.
Agarra o walkie-talkie.
Seksenli bir telsizden sinyal yakalamış olmalı.
Deve ter escutado um sinal dum walkie-talkie dos anos 80.
Yürüyen bir telefonmuydu?
E ouvi para aí um nove? Ligaste de onde, de um walkie-talkie?
Ama neden bunun kablosuz özelliğini kullanıp Karan konuşmuyorsun?
Porque é que não falas com o Karan pelo walkie-talkie?
- Telsizli kadın sen misin? - Cevap veren sen miydin?
És a mulher com o walkie-talkie?
Telefon hatları çalışmıyor.
As linhas de telefone derreteram. Os walkie-talkies podem deixar de funcionar.
Telefonum nerede?
O meu walkie? O raio do meu café?
Telsiz telefonum vardı.
Eu tinha um "walkie-talkie".
Telsiz telefonu kullandım.
Eu usei o "walkie-talkie".
Nasıl bir şey o, bir telsiz falan mı, Sarah?
Uma espécie de walkie-talkie para bebés?
Hatırlıyor musun, onlardan bizde de vardı? O küçük telsizlerden. Ah, evet.
Lembras-te quando nos ofereceram os walkie-talkies no Natal?
- Yanınızda telsiz var mı?
- Tem um rádio ou um walkie-talkie?
Siz çocuklar bu tarafı tutun.
Segurem neste walkie.
Walkie-talkie mi geri alabilir miyim lütfen?
Podes devolver-me o meu walkie-talkie?
En azından Robert Smith'in verdiği güzel Walkie-Talkie'm var.
Ao menos tenho o walkie-talkie que o Robert Smith me deu.
Hayır! o walkie-talkie benim.
Não, isso é meu!
Yani, 2 teneke kutu ve 1 ipten telsiz yapıp, kullanabilirsiniz.
Podem usar walkie-talkies, duas latinhas e uma corda...
Eğer erkenden bitirirsen Telsizinden yedinci kanalı kullan.
Se acabar mais cedo... usa o canal 7 do walkie-talkie.
Walkie-talkie'den Kate'i aramamız gerek, tamam mı?
Temos de ligar à Kate através dos walkie-talkies, está bem?
Evet, telsiz telefon.
Um walkie-talkie.
Bu telsizle bana haber vermeni istiyorum.
Quando estiveres debaixo da cadeira, quero que comuniques comigo através deste "walkie talkie"
Seni zavallı, yalnız, telsiz sapığı, ucube orospu çocuğu!
Seu parvalhão patético, solitário, walkie-talkie e aberrante!
Bu Bir telsiz, telefon değil!
Isso é um walkie-talkie, não um fone!
Yani telsizimiz falan yok mu?
Temos walkie-talkies?
Dışarıda sadece kısa dalga radyo ve telsiz çekiyor.
Lá fora só há radioamadores e walkie-talkies.
- Jack, telsizin sende mi?
- Jack, tens o walkie-talkie?
Jack, telsizini bana ver.
Jack, dá-me o teu walkie-talkie.
Telsizimi kamyonette bıraktım!
- Eu deixei o meu walkie na carrinha!
Eğer burda kalırsam ve bir iletişim kanalını açık tutarsam size daha çok yardımım dokunur.
Se calhar seria mais útil se permanecer aqui com um walkie-talk com o canal aberto.
İletişim yoluyla çeviricini veri bankasına bağlayamaz mısın?
Não pode ligar o tradutor universal à base de dados através do Walkie-talk?
Hayır, birbirleriyle telsizle konuştukları için tuhaflar.
São palermas porque, na reunião, falavam um com o outro através de walkie-talkies.
- Ve telsizler.
- Alguns walkie-talkies.