Wc traduction Portugais
764 traduction parallèle
Onlara banyosu ve herşeyi olan gerçek bir ev yapabilirim.
Construir uma casa de verdade, com varanda, WC e tudo o mais.
Burda bayanlar için bir yer var mı? - Arka tarafta.
Amigo, tem um WC feminino por aqui?
Banyoya demek istiyorum.
Quero dizer, ao WC.
Northcross kendini City Music Hall radyosunun bayanlar tuvaletine kapatmış.
Encontraram o Northcross enfrascado no WC das senhoras do Radio City Music Hall.
Evet, banyolu bir oda istiyorum, ya da banyolu iki oda.
Queria um quarto com WC, ou melhor, dois quartos com wc.
Duke City, New Mexico'ya portatif tuvaletler taşıyorum. - Ne taşıyorsun?
Não, levo wc ´ s para Duke City no Novo México.
Helası bile olmayan bir yer için!
- Se nem tem WC! - Não tem o quê?
Gillette, beni kollarınıza alıp dans ederek öbür taraftaki erkekler salonuna götürebilir misiniz?
E agora, Gillette, casualmente, leve-me a dançar até ao WC dos homens.
En azından banyomdayken.
Pelo menos enquanto estiver no meu WC.
Sifonu yukarıya doğru çekmeyi unutmamanız gerekiyor.
E têm de puxar o botão do WC para cima.
Belki ofistedir, yine tuvalette kilitli kalmıştır.
Talvez esteja no escritório, trancado outra vez no WC.
Felix'in bir kez tüm gece tuvalette kilitli kaldığını biliyor muydun?
Uma vez ficou trancado no WC a noite toda.
- Tuvalete.
- Ao WC.
- Tuvalette mi?
- No WC?
Tuvaletinde ağlayan bir adama ne diyebilirsin ki?
O que dizer a um homem que chora no WC?
Seni oturma odamda istemiyorum, yatak odamda da, banyomda da, mutfağımda da apartmanımda da istemiyorum.
Não te quero na minha sala-de-estar, quarto, WC, cozinha, nem no meu edifício.
"Peki ya karpuz?" Şeklindeki bağırmaların başkan tarafından kayıtlardan çıkarılıp WC'de bir kesekağıdına konması emredildi.
Gritos de "Então, e a melancia?" Foram ordenados pelo Presidente da Câmara que fossem riscados e colocados num saco de papel castanho no lavatório.
WC kaidesinden lavabo önde.
É o lavatório a liderar pela casa de banho.
Bitiş çizgisinde WC'den lavabo sonra kanepe, askılık, ayaklı abajur ve Joanna Southcott'ın kutusu.
As posições são : Lavatório da casa de banho, depois o sofá, o bengaleiro, o candeeiro e a caixa da Joanna.
Evet, burada da Newport'takilere benzer o tuvaletlerden var.
Aqueles WC portáteis... de Newport.
Pete, orada eski moda bir tuvalet var.
Eles têm um WC antigo.
Kardeşimin o tuvaletten sadece sikini tutarak çıkmasını istemiyorum tamam mı?
Não quero que o meu irmão saia do WC de mãos vazias.
Tulum giyiyor ve büyükçe bir sigara içiyordu. Terliklerinde "WC" harfleri vardı. Eski moda bir dans ayakkabısı giyiyordu.
Ele vestia uma roupa elegante, estava fumando um charuto, mas tinha o monograma'WC'nas pantufas.
Tuvalete gitmek için kalkmıştım, kolumdan çekti. Sanki bir şeyi kaçıracaktım.
Eu quis ir ao WC, mas ele agarrou-me pelo braço... como se eu fosse perder aquela parte.
Maggie, üst kattaki banyoda bir ilk yardım çantası olacaktı.
Maggie, há um kit de primeiro socorros no WC lá em cima.
Adım şehirdeki her karakolda bir küfür.
Nos WC do Distrito há obscenidades escritas a meu respeito nas paredes.
BOl tuvaletlerine takılırmış.
Que foi apanhado no WC da Identificação Criminal.
Tuvalet sırası bekleyen zenci gibiyim!
Sou o preto sem dinheiro a querer ir ao WC.
Gece hemşiresi gelirse kodeste olduğunu söylerim.
Se a enfermeira aparecer, digo-lhe que está no WC.
Erkekler tualetinin arkasındaki merdivenden çıkın. En üst kat, soldaki ilk oda.
Atrás do WC masculino há uma escada, último piso à esquerda.
- Neden yola çıkmadan tuvalete gitmedin?
- Porque não foste ao WC antes de sairmos?
Kapısında "Leopara dikkat!" yazan, kullanılmayan bir helanın içindeki kilitli bir dolabın en altında teşhirdeydi.
'Em exposição'no fundo de um módulo de arquivos, trancado num WC abandonado e um letreiro que dizia, "Cuidado com o leopardo!"
Tamam, eğer ısrar ediyorsan. Ama iki kulübe vardı... biri misafirler diğeri çalışanlar içindi. Çok lüks bir yerdi.
Mas havia duas WC's. Uma para os clientes e outra para os empregados.
İkide bir tuvalete gidilmese şimdiye kadar varmış olurduk.
Já lá estaríamos se certas pessoas não fossem ao WC a cada 5 minutos.
Kızgın sürücüler, personeli tuvalete kilitledi.
Os condutores furiosos fecharam os empregados no WC.
- Pardon... bayanlar için tuvalet var mı?
Desculpe, onde é o WC das senhoras?
Böcek gibi tuvalet duvarlarında sürünüyorsun.
Trepas pelas paredes do WC como uma barata.
Günün birinde o kıçıyla tuvalete öyle bir sıkışacak ki, kimse çıkaramayacak.
O teu cu é muito grande. Ele vai acabar por ficar preso no WC. E não conseguiremos tirá-lo de lá.
- Tuvaletteki mikrofonun sesi çok açık.
- O microfone no WC está muito alto.
Banyoda.
- No WC. - Está bem, bem...
- Banyo nerede?
- Onde é o WC?
Acaba burda tuvalet var mıdır?
Será que há um WC por aqui?
Dört : Laboratuvarda kilitli kaldım ve yanıcı gazlardan oluşan bir bomba hazırladım, umuyorum ki...
Quatro fui selado no laboratório. Montei um dispositivo de gás no WC na esperança que...
Karım tuvaletinizi kullanabilir mi acaba?
Minha mulher pode usar o WC?
Güzel, çünkü benim de tuvalete gitmem gerek.
Bom, porque eu preciso de ir ao WC.
Sanat projelerimiz var ve Psychology Today'in önerdiği bir oyun var.
Para onde há-de ir? Pode andar ai ás voltas um bocado até ter de ir ao WC e de comer.
Kek istemediğine emin misin? Hayır, sağ ol. Toplantıdan sonra yemek için Gus'Diner'e uğradık.
A Oprah tem um programa sobre transsexuais :'Que WC devem usar?
Erkeğime göz kulak ol.
- Pats, vigia o meu homem Vou ao WC.
Tuvalet nerede acaba?
Alguém sabe onde é o WC?
Şaka isteseydim seni işerken seyrederdim.
Se eu quisesse uma piada, seguia-o até ao WC para vê-lo a mijar.
Tüm turistlere.
Vou só pôr o PH no WC.