English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ W ] / Widener

Widener traduction Portugais

96 traduction parallèle
Tezimi bitirmek için o kadar meşguldüm ki, neredeyse Widener Kütüphanesi'nde yaşıyordum.
Estava no fim da dissertação, quase a morar na biblioteca.
Burası Wedener Kütüphanesi değil mi?
Essa é a biblioteca Widener, certo?
Ve Bay ve Bayan Widener ve oğulları Harry.
E esta é a minha mãe. Olá. Sra. Gibson, a estrela de cinema.
John, seni görmek ne hoş. Belki de artık içeri gitmeliyiz.
E o Sr. e Sra. Widener, e o filho Harry.
Yazarlar ve isyancılar, bazı adamların haksızlıklarına kızanlar.
Isso parece interessante. Não se ponha a namorar-me, Sr. Widener. Apenas se vai arrepender.
Siz Bayan Widener'sınız değil mi? Biz tanışmamıştık.
Baixem!
Widener! Acele et!
Isso mesmo.
CIA yöneticisi Widener'ın, yakın arkadaşın olduğunu biliyoruz.
Sabemos que o Widener, Director da CIA, é amigo íntimo.
Widener'ı evine çağır.
Faça o Widener ir a sua casa.
Widener az önce gözümün içine baka baka yalan söyledi.
- O Widener mentiu-me na cara.
Karım daha onu aradığı anda Widener'ın durumdan şüpheleneceğini biliyordum.
Eu sabia que o Widener ia suspeitar, desde a hora em que ela ligou.
Ajanlarımız az önce Wiedner'in, Janice Gibson'ın evine girdiğini rapor etti.
- Senhor. A nossa Agente Janice Gibson, disse que o Widener, está em sua casa.
Bana Widener'ı bağlayın.
Liga para o Widener.
Kriptonun ilk iki katmanını aştım. 20 dakika sonra Wiedner'in telefonuna tam erişim sağlayacağız.
Estou a passar a encriptação, demora mais vinte minutos e temos total acesso ao telemóvel do Widener.
Wiedner'in telefonuna girdim. Askerler ile ilgili bir şey var mı bakıyorum.
Estou dentro do telemóvel do Widener, à procura de qualquer coisa que tenha a ver com os soldados.
Widener evden ayrılıyor.
O Widener está a sair da casa.
Karım bugün korkunç bir şey yaptı. Widener'in telefonuna onun sayesinde girdik.
A minha mulher fez uma coisa terrível, para termos acesso ao telemóvel do Widener.
Widener'in gizli konuşmalarını izleyebildiğini söyle.
Diz-me que conseguiste monitorizar o Widener.
Widener şu koordinatlara bir CIA tıbbi nakliye aracı gönderdi.
O Widener pediu transporte da CIA para estas coordenadas.
CIA başkanı Widener'ın, yakın arkadaşın olduğunu biliyoruz.
Sabemos que o Director Widener da CIA, é vosso amigo.
Sanırım Jonas, Widener'in oynadığı oyununun içinde değil.
Acho que não está ciente do espectáculo do Widener.
Widener, o askerlerin ilaçları aldıktan sonra neler yaptığını bu olaydan sonra anlamış.
Quando o Wildener viu o que se passou, quando tomavam aquela droga, o que eles fazem.
Ama Widener onları içeride kullanıyor.
O Widener está a usá-los aqui.
CIA başkanı Wiedner'in de işin içinde olduğunu biliyoruz.
Sabemos que o Widener, director da CIA, está envolvido.
Kodu kullanmaya devam et. Widener başka neler saklıyormuş bir görelim.
Usa aquele código para descobrir o que mais o Widener esconde.
Onu Wiedener'e karşı kullanacağım.
Vamos usá-lo contra o Widener.
- Widener bizi tuzağa düşürdü.
O Widener armadilhou-nos.
Öyle sanıyordum ama sonra anladım ki sadece Widener için çalışıyormuşum.
Pensei que sim. Mas descobri que só trabalhava para o Widener.
Widener CIA'nın başındaki adam.
O Widener comanda a CIA.
Widener işlerini o askerlere yaptırıyor. Ben olmadan da onları kullanamıyor.
O que Widener faz com os soldados, não funciona sem mim.
Widener onları operasyon ekibi olarak...
É o esquadrão do Widener que está aqui.
- Widener'in sana neden ihtiyacı var?
Porquê o Widener, precisa de ti?
Aynı şekilde Widener'in de.
O que o Widener precisa.
Widener suçu Gibson'un üstüne yıkmaya çalıştı ve kızını sniper ile öldürmekle tehdit ederek sessiz kalmasını sağladı.
O Widener pôs o nome do Gibson, e apontou uma arma para a sua filha, para o manter calado.
Widener, Gibson'u kızını öldürmekle mi tehdit etti?
O Widener ameaçou matar, a filha do Gibson?
Widener onu bir şekilde eve sokmuş olmalı.
O Widener, pô-lo dentro da mansão.
- Widener'in adamları dün gece senin ve kız kardeşinin üzerine fena geldiler.
- Os homens do Widener exageraram contigo e a tua irmã ontem.
Widener bu konuda ne söyledi?
- O que disse o Widener?
Gabe Widener'a derhal buraya gelmesini söyleyin.
Diga ao Gabe Widener que gostava que ele se juntasse a nós. Agora.
Seni öldürmek isteyen Widener Jonas, ben değilim.
Não quero matar-te Jonas. O Widener é que quer.
- Widener'i yakalamama yardım edeceksin.
- Ajuda-me a apanhar o Widener.
Widener mi?
O Widener?
Widener'i yok etmek için.
Para destruir o Widener.
Widener.
- Widener.
Widener'in seni neden istediğini biliyorum.
Sei porque o Widener te quer.
Widener ile savaş halindeyiz.
Estamos em guerra, com o Widener.
Widener'i ortadan kaldırmam için Clarenbach'a ihtiyacım var.
Para destruir o Widener, ainda preciso do Clarenbach.
Bu kesin.
Bom, Sr. Widener, agora temos um segredo.
Canım...
É a Sra. Widener, não é?
Ama sen oturmaya hoşgeldin.
Widener!
Widener...
Foi o Widener.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]