Willamette traduction Portugais
31 traduction parallèle
Onların hatırına, burayı bırak, tekrar atına atla ve konvoyumuzu Oregonda Willamette vadisine götür.
Para seu bem, abandone este lugar, volte a montar o seu cavalo e leve minha caravana até o Willamette Valley no Oregon.
Willamette Vadisine ulaşamadan, hepimiz kar altında ölmüş oluruz.
antes de chegar a Willamette Valley, morreremos com a neve.
- Willamette vadisi ne kadar uzakta?
- Quanto falta para o Willamette Valley?
Willamette Üniversitesi Hukuk Fakülte'sinden Profesör Bowmar bir özet hazırlamış, kalan zamanımda onu sunmak istiyorum.
O Prof. Bowmar da Faculdade de Direito de Willamette... preparou um resumo que gostaria de utilizar no tempo que resta.
- Willamette, Oregon'a hoş geldiniz.
- Bem-vindo a Willamette, Oregon!
Bir insanın dünyada ne kadar değişikliğe neden olabileceğini merak etmeden yapamayız.
SEJA BEM-VINDO A WILLAMETTE VALLEY Não podemos deixar de pensar quanta diferença uma pessoa faz no mundo.
Willamette'ten sevgili Colleen radyomuzu arıyor.
Estamos a falar com a adorável Colleen de Willamette.
Pierce Higgins, 18 yaşında beyaz erkek, Willamette Heights'da.
Pierce Higgins, 18 anos, branco em Willamette Heights.
Son iş yeri Forest Grove'daki Willamette İnşaat Malzemeleri.
O último emprego foi em Construtores Wilamette em Forest Grove.
Öyleyse Forest Grove'daki Willamette İnşaat Malzemeleri'nden başlıyoruz.
Começamos nos Construtores Willamette em Forest Grove.
Evet, Willamette Toplum Merkezi'ndeki yas süreci destek gurubundaydı.
Sim, esteve no grupo de apoio ao luto do Centro Comunitário de Willamette.
Artık sadece Willamette Vadisi üzümlerinden yapılan şarap içeceğim.
De agora em diante, só vou beber'pinot noir'do Vale Willamette.
Yanında Willamette Vadisi şarabı varsa asla kötü olmaz. Ki bana kalırsa o Fransız cote d'or şeylerinin falan anasını ağlatır.
Não posso desgostar de um vinho do Vale do Willamette, e para a minha bolsa, é muito melhor que qualquer vinho da Cote D'Or francesa.
Bayanlar ve baylar, karşınızda Willamette Stone!
Senhoras e senhores, Willamette Stone!
- Willamette Stone'ın sözleri.
- Diz "Willamette Stone".
Muhteşem bir Willamette vadisi şarabı getirdim sana.
Tenho um vinho incrível para ti.
Amerika tarihindeki ilk zombi salgınında hayatta kalmayı başaran ve ününe ün katmayı başarmış Frank West yanımızda.
Frank West, famoso sobrevivente da 1ª epidemia zombie da história dos EUA. Ele chegou à fama com o seu relato sobre a epidemia de 2006 em Willamette, Colorado.
Willamette'te pek çok insanın hayatını kurtardım.
E salvei muitas pessoas em Willamette. - Licença.
- Cevap vermeden önce Willamette konusuna geri dönelim.
- Claro. - Antes de responderes, vamos voltar a Willamette.
Willamette'teki deneyimlerin hakkında, konuşmak için buradasın. İnsanlara birkaç tavsiye verip...
Dá para falares da tua experiência em Willamette, e quem sabe ajudares as pessoas com algum conselho,
Willamette olayından beri beni arıyorlar.
Bem, têm-me chamado assim desde Willamette.
Willamette Kâğıt Fabrikası'nda buluşalım.
Encontramo-nos na fábrica Willamette.
Willamette İlçe Hastanesi'ndeymiş. Ne zamandır oradaymış?
- Está no hospital de Willamette County.
Şimdi Willamette'de berbat bir akıl hastanesinde müşahede altında.
Levaram-no e agora está numa unidade psiquiátrica, não o deixam sair.
Willamette'le bir alakam bile yok.
Nada posso fazer com isso.
Şu an Willamette İlçe Hastanesi'nde psikiyatri bölümünde tutuluyor. Müşahede altında. Çok kötü bir yer.
Ele está na divisão de psiquiatria do hospital, a ser observado e é horrível.
- Willamette İlçe Hastanesi'nden arıyorum.
- Sim. - Fala do Hospital de Willamette County.
Şu an Willamette İlçe Hastanesi'nde psikiyatri bölümünde tutuluyor.
Ele está a ser mantido numa ala psiquiátrica no Hospital de Willamette.
Otelin iyidilekleriye 2005 Brüt Buradan, kendi Willamette Vadisi'mizden.
Um Brut 2005 do nosso vale de Willamette.
yakın beni, Willamette Nehri üzerine küllerimi yayın, Ve nereye gidersem gideyim serbestçe yüzmeme izin verin.
Cremem-me, espalhem as minhas cinzas pelo Rio Willamette, e deixem-me flutuar livre sem direcção.
- Öyleyse bazı inekler? Willamette'ten seninle birlikte su içerler Sonra seni bir tarlaya salarlar mı?
- E se alguma vaca beber do Willamette e te beber também, e cagar-te num campo?