Wonderland traduction Portugais
112 traduction parallèle
Motor nihayet durduğunda diğer iki adam biri Alice in Wonderland'daki Kupa Kızı kılığında diğeri de muhtemelen Deli Şapkacı motordan atlayıp kaçtılar.
Quando a lancha parou, dois homens, um vestido de Rainha de Copas, de Alice in Wonderland e outro talvez de Chapeleiro Maluco, saltaram e fugiram.
"Geçen gece Tama Yeni Şehir'deki izinsiz gösterinin..." "... Wonderland Lunaparkı için yapılan bir reklam gösterisi olduğu anlaşıldı. "
A manifestação não autorizada de ontem à noite na Cidade Nova de Tama revelou-se ser uma promoção do parque de atracções Wonder Land.
"... başkanı, yürüyüşün Wonderland Pazarlamaca yapıldığını itiraf etti. "
... o presidente admitiu que o desfile tinha sido organizado para o lançamento do Wonder Land. Como?
WONDERLAND BAŞKANININ ACİL BASIN TOPLANTISI "Halkta böyle bir kargaşaya neden olduğumuz için..." "... en içten özürlerimi sunuyorum. "
Apresento as minhas sinceras desculpas pelos problemas que possamos ter causado.
Kim bu herif? ! "Wonderland Lunaparkı'nın inşaatı şu anda devam etmekte."
A nossa empresa trabalha afincadamente para construir o parque de atracções.
"Wonderland'ın ne kadar muhteşem olduğunu göstermek için..." "... sokakta bedava gösteri yapma kararı aldık... " "... böylece herkes bunun keyfini çıkarabilecekti. "
Para mostrar a que ponto o nosso Wonder Land será espectacular decidimos fazer uma demonstração na rua, para que todos a pudessem apreciar gratuitamente.
Bu arada Wonderland binasında, bu yürüyüşü kimin yaptığını umutsuzca bulmaya çalışıyorlardı.
Entretanto, nos escritórios da Wonder Land, procurava-se desesperadamente os autores do desfile. Agora já não podemos voltar atrás!
Battı balık yan gider. Son gelişmelere bakarsak, bence en iyi çözüm hepinizin Wonderland'de çalışmasıdır.
Tendo em conta a situação, eu penso que o melhor seria que todos vocês trabalhassem no Wonder Land.
Ne! ? Bizi küçük düşüren Wonderland'i mi kast ediyorsun?
Está-me a fazer do Wonder Land que nos humilhou?
Wonderland başkanı polise gitti ve onlara, rakunların 10,000,000 yenini çaldığını söyledi.
O presidente da Wonderland dirigiu-se à polícia e explicou-lhes que os Guaxinins lhe tinham roubado dês milhões de Yens.
- 8151 Red caddesinde.
8150 Wonderland Avenue. É à saída da Laurel.
Harikalar Diyarı.
Wonderland.
Bazı - - aslında çoğu - - sınıf arkadaşımız 36-saat otobüs yolculuğuyla Water-slide Wonderland'a gitmeyi tercih ettiler.
Muitos, ou melhor, a maioria dos vossos colegas preferiu a viagem de 36 horas de autocarro para o parque aquático.
Kate ve mezuniyeti mahvettiğim için benimle alay edecek tüm küçük diş parlatıcısı arkadaşları Water-slide Wonderland'a gittiler.
Kate e as suas amigas patricinhas que ficariam a troçar de mim por causa da formatura foram para o parque aquático.
Gelecek sene, Water-slide Wonderland'de ahmaklara katılacağım.
Para o Ano que vem, eu vou com a ralé para o parque aquático.
Bugün erken saatlerde Wonderland Bulvarı'nda hunharca işlenen cinayetler Güney yakası sakinlerini dehşete düşürdü.
Southland está em choque com uma série de assassínios brutais que ocorreram aqui na Av. Wonderland, durante a manhã de hoje.
Wonderland Bulvarı'ndaki olayla ilgili daha detaylı bilgi edinmeyi umuyoruz.
Wonderland A polícia não diz muito acerca do acontecimento.
İşi evden yürütüyorlardı. 3678 Wonderland Bulvarı.
3678 Wonderland.
- Evet. Koca Johnny, Wonderland'deki partilere mi gidiyordu?
- Johnny "Wadd" ( esporra ) curtia em Wonderland?
John Holmes neden Wonderland'de takılıyordu?
Porque é que o John Holmes frequentava Wonderland?
Wonderland Bulvarı'ndaki olayda...
Estes assassínios ocorridos na Wonderland Avenue...
Senin ve Wonderland'de yaşayan bütün o ölenlerin Eddie Nash'i soyduğunuzu da biliyorum.
Eu sei acerca do roubo que tu e todas aquelas pessoas mortas em Wonderland fizeram ao Eddie Nash.
Tamam Bill, sana bir hikâye anlatacağım.
Está bem, vou contar-te uma história chamada "Wonderland".
Hikâyenin adı, "Wonderland." Wonderland, herkesin yanmasını umduğu türde bir evdi.
Wonderland é a casa que toda a gente na montanha inteira gostaria que ardesse.
Şahaneydi! Wonderland'e döndüler. Konuşup duruyorlardı.
Depois de darem um tiro ao Eddie, voltam ao Wonderland, eu estou lá, e eles estão aos saltinhos por causa das merdas que trouxeram.
Wonderland'de yaşayan o heriflere, bana yaptığının aynısını yapacaksın.
Vais fazer àqueles gajos em Wonderland o mesmo que fizeram a mim.
Adamlarıyla arabaya atlayıp Wonderland'deki eve gitmem gerekiyordu.
Quer dizer que eu me tinha de meter no carro com os tipos dele e ir até lá e entrar dentro da casa Wonderland.
Wonderland'e geri döndün mü?
Voltaste para Wonderland?
Wonderland çetesini, Nash'e gammazlamış.
Ele entregou ao Nash o gang Wonderland.
Wonderland'de.
No Wonderland.
O da Wonderland'e gitti.
Então eles foram ao Wonderland.
Wonderland'de ne aradıklarını biliyor musun?
É isso que eu sou, não é? Sabes o que eles queriam lá no Wonderland?
Ben yaşıyorum.
E aquelas pessoas de Wonderland?
Wonderland'dekiler de bana bir daha gülemeyecekler.
Nunca vão voltar a rir de mim.
John'ın ölümünden sonra, Wonderland cinayetlerinin sabahında kendisini ziyaret ettiğini açıkladı.
Depois da morte de John, revelou que ele a tinha visitado na manhã dos homicídios em Wonderland.
Dava düştü. 2001 yılında, 1 Temmuz 1981'de işlenen cinayetlerin azmettiricisi olduğunu kabul etti. 37 ay hapse mahkum oldu.
Alegou-se culpado a acusações de gagsterismo, incluindo conspirar e realizar os homicídios de Wonderland na noite de 1 de Julho de 1981, tendo sido sentenciado a trinta e sete meses em prisão federal.
Wonderland'den arıyorum.
Estou a telefonar do País das Maravilhas.
Dansın diyarı...
Boogie wonderland
Ve bu "Muhtesem Kış Dünyası" mizanpajı henüz istediğim gibi değil.
É maçador. E este plano para a distribuição da "Winter Wonderland". Ainda não está maravilhoso.
Baştan sona kırmızılara bezenmiştik... Gün batımına uzanmış, bir kış özlemi şarkısı söylüyorduk ki maviler içinde dövmeli bir adam ansızın karşımıza dikildi ve bize sakat bölgedesiniz dedi.
Lá estávamos nós de lenços e chapéus vermelhos, a cantar "Winter Wonderland" e a ver o pôr-do-sol na praia, quando se aproximou um homem de azul tatuado e nos disse que estávamos em território dos Crip.
Wonderland'de. Tamam mı?
Em Wonderland.
Ryan'ı arayıp yarın harikalar diyarına gitmek için geç mi kaldım acaba?
Me pergunto se é tarde demais para convidar Ryan. - e ir a Wonderland amanhã.
Az bilinir ama tamamiyle gerçek Studio 54'ün kurucularından Steven Rubell klübün adını "Harikalar Diyarı" koymayı düşünmüş.
Pouco conhecido mas um facto adequado, a propósito, o Steven Rubell, que foi um dos co-fundadores do Studio 54, considerou chamar Wonderland à discoteca dele.
Ve hepinize "Kış Wonderland Dansı" nın Yaklaştığını söylemek için gönderildik.
E contar a todos que... o Baile da Terra Maravilhosa do Inverno está próximo!
Kış Wonderland Dansı...
Baile da Terra Maravilhosa do Inverno...
Kış wonderland dansına gidecek misin?
Tu vais ao baile?
Ms. N.M
90210, S02 E12 "Winter Wonderland" - Naomi!
Kış harikalar diyarı koleksiyonumun yarısını yok ettin. Hadi ama..
porque destruíste metade da minha colecção Winter Wonderland quando explodiste com a minha casa.
Kış neşesini yaymak, Ve hepinize "Kış Wonderland Dansı" nın
Fomos enviadas para espalhar a alegria do inverno.
Söyle. Kış Wonderland Dansında Silver Senden hoşlanıyordu.
A Silver estava a fim de ti no baile e ela ia contar-te.
Eddie Nash, 1998 yılında Wonderland cinayetleri için mahkemeye çıkarıldı.
Eddie Nash foi indiciado por crimes em 2000.