English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Y ] / Yalvardım

Yalvardım traduction Portugais

703 traduction parallèle
Evet, yakaladım, yani yalvardım gitmeleri için, ama ne gezer!
Pedi-lhes para se irem embora. mas eles não saíam dali.
Beni gönder diye yalvardım ama göndermedin.
Eu implorei que me mandasse embora, mas não o fez.
Gerçeği söylemesi için ona yalvardım, ama hikayesinde ısrar etti.
Implorei-lhe que dissesse a verdade, mas ele manteve a história.
Herşeyi yaptım. Yalvardım, tehdit ettim.
Fiz tudo, implorei, ameacei.
Doktor çağırması için ona yalvardım, ama o divana yığılıp sızdı.
Implorei que chamasse o médico, mas ele caiu no sofá e apagou.
Ona uzun süre senin ağzının kapalı kalması garanti olsun diye sırtında bir delik açayım diye yalvardım.
Há muito tempo que ando a implorar que me deixem abrir-lhe um buraco. Para termos a certeza de que não vai abrir mais a boca.
Senin için Memnon, senin için yalvardım.
Lembra-se quando lhe fiz o juramento?
Bu gezegene inmemeniz için yalvardım.
Implorei-lhe para näo aterrar neste planeta.
Yalvardım ve çırpındım.
Eu supliquei e lutei.
Ama ben, yere diz çöktüm göğe baktım ve yalvardım :
Mas eu, eu vou até lá a gritar... e olho para cima, e digo :
Beni bırakması, özgürlüğümü vermesi için ona yalvardım. Reddetti.
Implorei-lhe que me libertasse, que me desse a liberdade, mas ele recusou.
Kapıyı çalıp beni içeri alması için yalvardım.
Implorei-lhe que me deixasse entrar.
Coaley'nin seni öldürmesine izin vermesi için ona yalvardım ama izin vermedi.
Digo-te, rezei para ele deixar o Coaley matar-te. Mas não o fez.
Yalvardım!
Supliquei.
Sana, beni o adamla tanıştırman için yalvardım.
Supliquei-te que me apresentasses àquele homem.
Evlenmemiz için yalvardım.
Implorei ao Tommy que casasse.
Kadınlık gururuna tersti, ama yalvardım.
Não foi lá muito senhoril, mas implorei.
Yalvardım.
Implorei-lhes!
Gelmen için yalvardım.
Supliquei que viesses.
Sana restoranlarda, laboratuvarda, diz çöküp o kadar yalvardım ki.
Pedi-te em restaurantes, no laboratório, com um joelho, com ambos os joelhos.
Ona yalvardım.
Negociei com ela.
Ama ben yalnızca güldüm ve devam etsinler diye yalvardım!
Mas eu ri-me e implorei-lhes que continuassem!
Sana onu yalnız bırakman için yalvardım!
Implorei-te para deixares o miúdo!
- O yüzüğü unutman için sana yalvardım!
- Implorei-te para esqueceres a aliança.
Batuşka'ya bu savaşı başlatmaması için yalvardım.
Implorei ao batushka para não começar a guerra.
Bir iki hafta sonra geri dönmesi için yalvardım.
Implorei-lhe que voltasse.
Kendisiyle biraz yalnız kalmak için yalvardım.
Em vez disso implorei-lhe um momento a sós.
Zamanında gelmen için sana yalvardım.
Rezei para que chegasses a tempo.
Beni buraya getirdi çünkü bana yardım etmesi için yalvardım.
Ela trouxe-me aqui porque lhe implorei que me ajudasse.
Tanrı'ya seni mahvettikten sonra ölmen için yalvardım.
Sim, pedi a Deus que morresses, depois de eu te ter arruinado.
Seppuku yapmak için yalvardım, kendimi öldürmek için.
Implorei autorização para cometer seppuku, para me suicidar.
Gianni işleri Warfel'a devretmeye karar verdinde ona yalvardım.
Quando o Gianni entregou o Warfel, implorei-lhe :
Tanrı beni terk etti. Beni affetmesi ve koruması için O'na yalvardım. Ama O saklandı.
Deus abandonou-me, chamo-o para lhe pedir perdão e refúgio, mas ele esconde-se.
Buradan götürmek için tatlı dille yalvardım, sabrım kalmayınca tehdit etmeye başladım.
Fiz tudo o que pude para persuadi-la a voltar. Depois comecei a perder a paciência e passei para as ameaças, mas ontem ela enviou-me uma carta.
Katili bulman için sana yalvardım ama sen bir türlü bulamadın.
Supliquei-lhe que encontrasse o assassino, mas não encontrou.
- Evet, yalvardım.
- Eu disse "por favor".
Yalvardım... Beni öldürmeleri için...
Pedi, supliquei... para acabarem comigo...
Ve Marya... Gitmesi için ona yalvardım.
E a Marya, implorei-lhe para que fugisse.
Yandaşım olmak için bana yalvardın Cemil.
- Implorou para seguir-me, Jamiel.
Beni affetmesi için yalvardığımı söyle, her şey için.
Diga-lhe que imploro que me perdoe... que me perdoe por tudo.
Kendimi o Kansas'a giden sürünün başında düşünmüştüm. Ama erkeklerin hepsi arka arkaya beni arayıp burada kalmam ve kadınlarla çocuklara göz kulak olmam için yalvardıklarında vazifemi anladım. Biliyordum ki, önemli bir iş için aranmıştım.
Eu mesmo ia levar o gado até Kansas, mas quando me pediram para ficar... para cuidar das mulheres e das crianças, soube que fui chamado para uma tarefa mais importante.
Yardım etmem için bana yalvardı, ve ben hayır dedim.
Ele implorou-me que o ajudasse e eu disse que não.
Yalvardı, rica etti fakat kadın bir santim bile adım atmadı.
Ele pediu e suplicou-lhe a ela, mas ela não cedeu um milímetro.
Beni aradılar, yardım için yalvardılar, 400'ü birden.
Eles contactaram-me, imploraram ajuda, 400 pessoas!
Kızım kalman için sana yalvardı.
A minha filha pediu-lhe que ficasse.
Dizleri üstüne çöküp hayatını bağışlamam için yalvardı. Ama acımasızdım.
Mas eu fui implacável.
Hatta ona yalvardım bile.
Até lhe implorei.
Bana gitmemem için, hayatımı değiştirmem için yalvardı ve -
Ela suplicou-me para não ir, para mudar de vida e...
Öyle bir şiddet ve nefret gördük ki... karım Lyra, bana, Dünya'yı kendi kaderine bırakmam için yalvardı.
Vimos tanta violência e ódio que a minha mulher Lyra me pediu para deixar a Terra ao seu destino.
Beyaz adama gitti ve hakkım olan adaletin... bana sağlanması için yalvardı.
Ela foi ao homem branco... e pediu que me fizessem justiça, dentro da lei.
- Monk beni asla dansa götürmedi. Hatta ilk tanıştığımız da bile. Ona yalvardığımda bile.
Monk nunca me levou para dançar, nem mesmo... no começo, nem se imploro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]