Yapacağımı traduction Portugais
38,208 traduction parallèle
Sadece nasıl yapacağımı bilmiyorum. Ama kadın ve çocukları nasıl kurtaracağımı çok iyi biliyorum.
Mas sei que consigo ajudar a salvar as mulheres e as crianças.
Nasıl yapacağımızı söylesene.
Explique-me como.
Ne yapacağımı bilemiyorum.
Eu não sei o que fazer.
Sanırım nasıl yapacağımızı biliyorum. Ama bir ortağa ihtiyacım var.
Acho que sei como podemos descobrir, mas vou precisar de um parceiro.
Burası da gerçekte toplantı yapacağımız oda.
E esta é a sala onde a reunião ocorrerá.
Ne yapacağımızı biliyorsun Çavuş Moreno.
Bem, você sabe o que acontece a seguir, sargento Moreno.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Não sei o que fazer.
Evet, bana bir Ranchero'yu nasıl düz kontak yapacağımı anlattıktan hemen sonra.
Sim, depois de me dizeres como faço uma chamada directa num Ranchero.
Tam olarak ne yapacağımızı biliyorum.
Eu sei exactamente o que vamos fazer.
- Bana ne yapacağımı söyleme!
- Não me digas o que fazer!
Eğer İtalya'yı bir uçtan bir uca geçeceksen ki bizim de yapacağımız şey bu, kültürü özümsemek ihtiyacın olan şey bu.
Se tu vais conduzir, e atravessar Itália, que é o que vamos fazer, ganhando cultura... Isto é o que precisas.
Bu sefer gerçekten yaptım yapacağımı.
Desta vez, consegui.
Nasıl yapacağımı da biliyorum.
Sei como quero que seja.
Artık onunla ne yapacağımı hiç bilemiyorum.
Já não sei o que fazer com ela.
Bana ne yapacağımı söylemeyi kes anne.
Para de me dizer o que fazer, mãe.
Bu konu hakkında ne yapacağımı bilmiyorum.
Não sei sobre isto.
Ben sadece başvuru yapacağımı düşünmüştüm...
Pensei que ia só preencher uma candidatura.
Pekâla, şu andan itibaren bu fabrikada yetkili benim o yüzden biraz değişiklik yapacağım.
Muito bem, agora que sou o dono desta destilaria, vão haver mudanças por aqui.
Süperman gibi yapacağım.
Vou fazer o que o Super-Homem faz.
Yemin ederim ki Tricia Anne, seni en çok gurur duydurulan anne yapacağım.
Juro, mamã Tricia, vou fazer de si a mãe tigre mais orgulhosa de todas!
Kilise bana izin vermedi ama yine de yapacağım.
A igreja não aceitou, mas vou ajudar mesmo assim.
Seninle ne yapacağım ben?
O que vou fazer consigo?
Yapabileceğimin en iyisini yapacağım bayan.
- Vou aproveitar ao máximo.
Cidden bunu tekrar mı yapacağız?
- Vamos mesmo voltar a fazer isto?
"Çok zayıfım, çok kalitesiz bir yemek yapacağım" oldu.
"Sou tão magro. Não chego para a cova de um dente."
Kollarım arkada bağlı dururken işimi nasıl yapacağım?
Como faço o meu trabalho de mãos atadas?
Bugün Air Force One'a olan teslimatınızı ben yapacağım.
Tenho uma entrega para o Força Aérea 1 hoje.
O şerefsiz doktorun, senin için yaptığım şeyleri yapacağını mı sanıyorsun?
Essa porra de doutor... Você acha que eu teria feito as coisas que eu fiz para você?
Burada neler olduğunu bilmiyormuş gibi yapacağım ama yapabileceğim bir şey var mı?
Não vou fingir que sei o que está acontecendo aqui, mas, um... qualquer coisa que eu possa fazer, ok?
- Onu nasıl yapacağım?
- Luto como?
Patent başvurusunu hızlandırılmış biçimde yapacağım.
Vou pedir que seja expedida a tua requisição para a patente.
O yüzden şu an yapacağın hiçbir şeyin yardımı olmayacak.
Portanto, nada do que estás a fazer agora vai ajudar.
Ve ben de öyle yapacağım.
Assim o farei.
Böyle bir şey yapacağını bilseydim yapmazdım.
Se soubesse que ele reagiria tão rápido, não faria isso.
Damar yolu enjeksiyonu yapacağım.
Vou pôr uma intravenosa.
Düz kontakt yapacağım.
Vou fazer ligação direta.
Ben de Hammond'a aynısını yapacağım.
e é isso que eu lhe vou fazer.
Bunun yerine tuğladan bir araba yapacağım.
E em vez disso eu vou construir um carro de tijolos.
Doğru, diğer gözün için bir tane yapacağım.
Certo, farei um pelo seu outro olho.
Onlara bir iyilik yapacağım.
Eu iria bater uma estrela fora.
James'in çenesini kapatmak için, yedek arabalardan birini. ... nasıl atış yapacağını göstermek için kullandım.
Para encerrar James, Eu peguei um dos carros de reposição para demonstrar um tiro de prática.
Şimdi bunu yapacağım ki ne kadar kolay olduğunu görebilesiniz.
Então eu vou fazer isso agora, apenas para mostrar como incrivelmente fácil isso é.
Bu yüzden şimdi yapacağım şey...
O que vou fazer agora...
Bu geceki gibi yapacağım.
Como esta noite.
- Dalga geçtiğini biliyorum ama yapacağım. - Hayır. Yapmalısın.
Estás a gozar comigo, mas eu vou fazer isso.
Hangi başkanı istersen sana yapacağım.
Farei qualquer presidente que quiserem.
Seni en seksisinden bir Morgan Freeman yapacağım.
Vou transformar-te no Morgan Freeman mais sexy de sempre.
Ve babanın yaptığı gibi bir şey yapacağından mı korkuyorsun?
E tens medo de fazer algo como o teu pai fez?
Çünkü eğer öyleyse, söylediği şeyler yapacağım şeyler...
Se for, as coisas que diz que vou fazer...
İş görüşmesi yapacağım hiç aklıma gelmemişti.
Não sabia que havia entrevista de trabalho.
- İşimi yapacağım. Ama o yılanın arkasını kollamayı bıraktım.
Farei o meu trabalho... mas acabou-se eu ser agradável com essa serpente.