Yapacağız traduction Portugais
27,293 traduction parallèle
Yarın oylamadan önce gazın etkisini ve güvenliğini teyid eden bir gösteri yapacağız.
Amanhã, antes da votação, iremos fazer uma demonstração sobre a eficiência e segurança deste gás.
Bizimki daha büyük, daha güçIü, daha hızlı olmalı. Dayanıklı yapacağız.
A nossa tem de ser maior, mais potente e mais rápida e construímo-la robusta.
Yerine ne yapacağız?
O que fazemos então?
Yarın ne yapacağız? Sana pasta yapmayı göstereyim mi?
E se amanhã te ensinasse a fazer um bolo?
Hayatı, özgürlüğü ve mutluluk yolunun peşinden koşanlarla bir araya gelip önümüze bakmak için bir plan yapacağız.
E aqueles que ainda amam, a liberdade e a procura da felicidade juntaram-se para elaborar um plano para seguirmos em frente.
Biz bu davanın çok dikkat çekmeden sonuçlanması için elimizden geleni yapacağız.
Faremos tudo o que pudermos para garantir que esta investigação tenha pouca publicidade.
Ne yapacağız?
Então, o que fazemos?
Tahminen bu şeyden 5.500 kilo yapacağız ve buradan bir kaldırım kenarı pikabıyla gideceğiz öyle mi?
Supondo que fazemos 5400 kg disso, deixamo-los lá fora para serem apanhados?
O zaman ne yapacağız? Komutan, Vali Denning, bana bu ofise atandığımda iki şey söyledi.
Comandante, o Governador Denning disse-me duas coisas quando assumi este cargo.
Ve buradan kurtulduğumuzda seninle ufak bir konuşma yapacağız.
Quando sairmos daqui, Vamos ter uma conversa.
- Ne yapacağız?
O que propõem fazer com eles?
Ve eğer adamlarımızı kurtaracağımızı söylüyorsa biz de öyle yapacağız.
E se ela diz que vamos resgatar o nosso pessoal, será isso que iremos fazer.
- Peki, bunu tam olarak nasıl yapacağız?
E como vamos fazer isso?
- Biz ne yapacağız peki?
O que queres que nós façamos?
Bu işi benim istediğim şekilde yapacağız.
Fazemos isto à minha maneira.
- Yok. - Güven alıştırmaları mı yapacağız?
- Com exercícios de confiança?
- Ne yapacağız yani?
- O que é que fazemos?
- O zaman ne yapacağız? - Henüz bilmiyorum.
- Então o que vamos fazer?
Barry, "İmparator" daki taktiği yapacağız.
- Barry, vamos fazer "Império".
- Ne yapacağız?
- O que é que vamos fazer?
- Gidip ne yapacağız?
- E fazer o quê?
Peki Caitlin'i bulunca ne yapacağız?
E depois de encontrarmos a Caitlin?
Hazır olana kadar. - Nasıl yapacağız?
temos de fazer isso, até ele estar pronto.
Gidip içki mi içeceğiz? Arkadaş numarası mı yapacağız?
Só vamos beber um copo, fingir que somos amigos?
Bir gerekçe olduğunda, yapacağız.
Quando houver um motivo, iremos.
Peki biz ne yapacağız?
E o que é que vamos fazer?
Ne yapacağız o zaman?
Então o que fazemos?
- Nasıl yapacağız onu acaba?
Como é que vamos fazer isso?
- Nasıl yapacağız onu acaba?
Como diabos é que fazemos isso?
Onların güvenliği için elimizden geleni yapacağız.
Faremos tudo aquilo que for possível para garantir a segurança deles.
Peki, ne yapacağız o zaman?
Bem, o que é que vamos fazer?
80 milyonluk aleti ne yapacağız ki?
O que é que vais fazer com um fato de 80 milhões de dólares?
Bence altın standardına dönüş yapacağız. Doğru, doğru.
Acho que vamos voltar ao tempo em que o ouro é o padrão.
Jerry, şimdi ne yapacağız?
Jerry, e agora?
Sonra da... Sonra da kutlama yapacağız çünkü Steve burada olacak.
Depois vamos celebrar, porque o Steve estará aqui.
Minnesota, San Diego'ya canlı yayın yapacağız.
Será em direto para Minnesota, San Diego.
Onu ne yapacağız?
O que fazemos com ele?
Biri gelip de tam şu anda kapınızın kilidini kırsa ne yapacağınızı bilemezdiniz hem de hiç.
Se alguém aparecer e partir a fechadura agora mesmo, vocês não saberiam o que raio iriam fazer com vocês mesmos... não teriam a mínima ideia.
Ne yapacağın konusunda olabildiğince açık konuşayım her hafta İncil çalışmasına gideceksin her hafta Pazar ayinine gideceksin Rahip Tim'le eşini görmeden geçirdiğin bir gün dahi olmasın diye o lanet kilisede gönüllü olacak bir zırva daha bulacaksın sonra her akşam eve döndüğün vakit babanla bana yaşanan her şeyi ne dediler, ruh halleri nasıldı tavırları, duyguları nasıldı bir bir anlatacaksın çünkü şu anda önemli olan şeyler bunlar.
E deixa-me ser clara sobre o que vais ter que fazer. Vais ir aos estudos da Bíblia todas as semanas. Vais ter que ir à missa dos Domingos todas as semanas.
Bunu yapacağımızı sanmıyorum.
Acho que não devemos fazer isto.
Kaptan köşkü, SHM ve cephanelik üzerine yapacağımız nokta saldırı geminin kontrolünü bize verecektir.
Um ataque cirúrgico à Ponte, CIC e arsenal dar-nos-á controlo completo sobre aquele navio.
Ayın dördünde yapacağın konuşmayı tartışmalıyız.
Temos de falar sobre o discurso do dia quatro...
Bugün yapacağımız en mantıklı şeyin devasa bir alüminyum topu bir savaş gemisine fırlatmak olması ne harika.
E a coisa mais sã que faremos será lançar uma enorme bola de alumínio num navio.
Ne yapacağız?
Acho que está na altura de devolvermos esse favor. O que queres fazer?
- Ne yapacağız?
- O que vamos fazer?
- Hani geçen sene sana yardım etmiştim de, sen de aynısını benim için yapacağına söz vermiştin ya? - Neyle karşı karşıyayız?
Estamos a lutar contra o quê?
Bu konuşmayı yapacağımızı biliyordum.
Sabia que íamos ter esta conversa.
Ekibin bir sonraki vurgunu nereye yapacağını anlamanız uzun sürmemeli.
Não deve demorar muito para descobrirem onde ele vai estar de seguida.
Howard kostümlü parti yapacağınızı söylemenin komik olacağını düşünmüş.
O Howard achou que seria engraçado dizer que era uma festa de máscaras.
Tek yapmamız gereken bu koca beton parçasını çatıdan aşağı sallamak ve gerisini fizik kanunlarına bırakmak. Bir nevi. Sanırım ne yapacağını anladım.
Acho que sei o que ele vai fazer.
Honduraslılar'la ne yapacağımız konusunda oylama yaptığımız gece neredeydin?
Onde estavas na noite da votação dos hondurenhos?