English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Y ] / Yapmıssın

Yapmıssın traduction Portugais

2,419 traduction parallèle
Görünüşe göre sen bizden önce nişan yapmışsın. Onu da buraya getirmeliydin.
Parece que se comprometeu antes de nós?
Bu arada iyi seçim yapmışsın.
A propósito... Bom trabalho!
- İyi seçim yapmışsın.
Bom trabalho!
- Sanırım önceden de yapmışsınız.
Está visto que não é a primeira vez.
- Çok büyük bir hata yapmışsın.
- Meteste o pé na poça.
Haydi oradan sen yapmışmışsın.
Uma ova!
Kitabı almış ve kendinin yapmışsın.
Pegaste no livro e... Tornaste-o teu.
- Bomba momba. Kürtajı onurlu bir şey yapmışsın amına koyayım.
É uma merda de um aborto e tu fizeste a honra.
"Vay, hindistan cevizli tavuk yapmışsın. En sevdiğim şey."
Fizeste galinha com coco, o meu prato preferido!
Öyle yapmışsın.
Sim, fizeste.
Gelmeden önce araştırma yapmışsın.
Pesquisou bem antes de vir à Polícia.
Evin ödemelerini zamanında yapmışsın.
Têm as contas da casa em dia?
iyi işti, Quinn. çok doğru bir araştırma yapmışsın.
És mesmo uma jornalista de investigação fantástica.
yalan.. ben asla öyle bir şey yapmadım görünüşe göre yapmışsınız.
É uma mentira. Eu nunca faria tal coisa. Bem, parece que fizeste.
Duyduğuma göre bugün yeni bir şey yapmışsın.
Ouvi dizer que abriste caminhos novos hoje.
- İyi yapmışsın.
- Isso é ótimo.
Öldürerek iyilik yapmışsın o zaman.
Foi um gesto de caridade.
Uygunsuzluktan İhraç'a sebep olacak şeyler yapmışsın.
Porque lhe serviram o jantar de frango, não foi?
Başka bir çalışanıma da büyü yapmışsın.
Fizeste um feitiço a outra colega minha...
İyi yapmışsınız.
Perfeito.
Daha beterini yapmışsınız!
- Pior. - Pior!
- Oh, tabi yapmışsınızdır.
- Aposto que sim.
Fakat iyi yapmışsın.
- Mas você fez bem.
Değişiklikler yapmışsın.
Fizeste mudanças.
Evet, Lynette, Çok güzel bir iş yapmışsın... Tom'un söylediklerini boş verirsek.
Sim Lynette, fizeste um óptimo trabalho a ignorar aquilo que ele pediu.
Anlaşılan hakkımda araştırma yapmışsın.
Vejo que fizeste as devidas averiguações.
İşinizi yapmışsınız.
... o seu trabalho está feito.
- Baba, beni Adalet Bakanı yapmışsın.
Colocou-me como procurador-geral.
Kötü bir anlaşma yapmışsın.
Fizeste uma má escolha.
İyi yapmışsın.
- Bom trabalho.
Muhtemelen size anlatmama gerek yok. Bu durumun onu nasıl etkileyeceği ve bununla nasıl başa çıkacağınızla ilgili sağlam bir araştırma yapmışsınızdır.
Talvez nem precise de dizer-vos, talvez já tenham investigado exaustivamente como isto o vai afectar e a forma de abordagem adequada.
Bir çeşit kimyasal bomba yapmışsın. Ve, bunun yerini öğrenmemiz gerekiyor.
Sabemos que fez um certo tipo de bomba química e precisamos de saber, onde é que ela está.
Eminim, bunu da çocukların için yapmışsındır.
Pois, tem mulher e filhas.
Sıfır motor yapmışsın. Naber?
Tenho uma feet nova fabulosa.
Tıp öğrenimin boyunca alem yapmışsın, ihtisasını zar zor bitirmişsin.
Bebeste no teu caminho através da faculdade. Quase reprovas-te na residência, mas não é grande coisa.
Doğru seçim yapmışsın.
Escolheste sabiamente.
Yapmışsın!
Sempre vieste!
Hey çok fiyakalı atış yapmışsınız çocuklar.
Pontaria fantástica pessoal.
Burayı ne güzel yapmışsın.
Adoro o que fizeste ao espaço.
Güzel yapmışsın?
Está a correr bem?
Soygun olmaksızın, el oğluna bir iyilik yapmışsın.
Sem os problemas terias dado um bom genro.
Turta yapmışsın.
Fizeste uma tarte?
Hayır, kesinlikle doğru seçimi yapmışsın.
Não, certamente, tomaste a decisão certa.
Keller bizi sana yönlendirdi açıkça ortada ki bir anlaşma yapmışsınız.
O Keller usou-nos contra si, portanto obviamente que fez um acordo.
Bir şeyler yapmışsın ama.
- Pois, e fizeste um belo trabalho.
İyi bir şey yapmışsın.
É uma coisa boa, fazer isso.
Pekala, Kevin ve Steve. İkiniz de işletme mastırı yapmışsınız. Gayet etkileyici.
Certo, Kevin e Steve, ambos têm mestrado em gestão, o que é impressionante.
Ve sonra öğrendim ki birkaç ay sonra sponsorun yarış arabasıyla kaza yapmışsın.
E depois descobri que bateste com o carro dos teus patrocinadores.
Görüyorum ki, altı ay hastaneye şoförlük yapmışsınız.
Trabalhou para um hospital como condutor?
- Prova yapmışsın sanki.
- É quase como se tivesses ensaiado isso.
Eğer soygunu sen yapmışsın gibi göstereceklerse, o zaman...
E se parece que tu preparaste o assalto, então aí...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]