Yardley traduction Portugais
91 traduction parallèle
Ne Yardley briyantinim ne Colgate diş macunum ne de emperyalist tıraş losyonum var.
É que nâo tenho brilhantina "Yardley" para o cabelo, nem creme dental "Colgate", nem louçâo imperialista para depois de fazer a barba...
Teşekkürler Bay Yardley. Merhaba.
Obrigado, Sr. Yardley.
Canın cehenneme, Yüzbaşı Yardley.
Vá "bardamerda", Yardley. E obrigadíssimo.
Seni kandırdım, Şef Yardley.
Enfiei-lhe o barrete, chefe Yardley.
Yardley'le beraber çalışmam.
Não quero trabalhar com o Yardley.
Sen burada ne arıyorsun, Yardley?
Que faz aqui, Yardley?
Yardley adında bir adamla.
Um tipo chamado Yardley.
Polis şefi olan Yardley mi?
Yardley, o chefe da polícia?
Sen burada ne arıyorsun, Yardley?
Que é que faz aqui, Yardley? .
Yardley!
Yardley!
Harrison Flynn Willis Yardley. Tamam.
Harrison Flynn Willis Yardley.
Yardley.
Yardley.
- İyi oyun Yardley.
- Muito bem, Yardley.
Yine Yardley.
E de novo, Yardley.
- Güzel, Yardley.
- Muito bem, Yardley.
Harika atışlardı Yardley.
Bom lançamento, Yardley.
Yardley, sana güveniyorum.
Yardley, confio em si.
İyi atış Yardley.
Bom lançamento, Yardley.
At, Yardley.
Força, Yardley.
Kısa top at Yardley.
Força. Força, Yardley.
Haydi Yardley.
Vá lá, Yardley.
- Yardley?
- Yardley?
Bill Yardley, İlaç güvenliği.
Bill Yardley, Segurança Promethean.
Bu Yardley, Graybridge İlaç Sanayi'nin tuttuğu kiralık adam.
É o Yardley, o segurança da Graybridge.
Yardley'in ilk eczaneye girerken Brott'u takip ettiğini biliyoruz.
Temos o Yardley a seguir o Brott até à primeira farmácia.
Bunun yerine Yardley'i Brott'un izini sürmekle görevlendirdi.
Em vez disso, mandaram o Yardley seguir o Brott.
Bu son şansın, Yardley.
Última oportunidade, Yardley.
- Yardley.
- É um Yardley.
Peter Yardley.
Peter Yardley.
Peter Yardley miydi?
Peter Yardley?
Hayır, o Tommy Yardley'di. Şişko olan.
Não, esse foi o Tommy Yardley, o mais encorpado dos dois.
Canım İngiltere'de olduğumdan uyurken "Yardley's Lavender" parfümü haricinde hiçbir şey olmadan uyuyorum diyelim.
Querido, como estou em Inglaterra, digamos que durmo só com alfazema.
Yardley'de, beni işe almak isteyen, ince işler yapan bir marangoz var ; ama kendi aracımın olması lazımmış.
Há um carpinteiro em Yardley que quer contratar-me, mas disse que precisava de viatura própria.
Spencer, Yardley'deki işi başkası alacak. Beni bekleyecek değiller ya.
Spencer, o trabalho em Yardley vai para outra pessoa.
Yarın, Yardley'de, gitmen gereken bir işin var, değil mi?
Amanhã, tens de ir trabalhar. Em Yardley.
Yardley, o bizim eve dönüş aracımız.
É a nossa boleia para casa, Yardley.
Jack, Yardley Acheman'le tanış. - Merhaba.
Jack, este é o Yardley Acheman.
Yardley kıyafetleri konusunda çok hassastır.
O Yardley é muito esquisito com os seus fatos
- Ona nereden olduğunu söyle Yardley.
- Diz-lhe de onde és, Yardley.
Londra'nın neresindensin Yardley?
De que parte de Londres é que és, Yardley?
Evet, Yardley bir yazar...
Bem, o Yardley é o escritor...
- Ben Yardley Acheman.
- Eu sou o Yardley Acheman.
- Yardley.
- Yardley.
Yardley.
- Yardley.
Bayım, bu benim yazar ortağım Bay Yardlet Acheman.
Senhor, este é o meu colega de escrita, o Sr. Yardley Acheman.
Bu benim ortağım, Yardley Acheman.
- Este é o meu sócio, Yardley Acheman...
Ward ve Yardley'i de öyle.
E ele também estava a ficar com ciúmes do Ward e do Yardley.
Jack onun neden Yardley'e bu kadar yakın hissettiğini anlayamamıştı.
O Jack não conseguia entender porque ele era tão apegado ao Yardley.
Yardley?
Yardley?
Bu otobüs Yardley- -
Este autocarro vai para Yardley Gobion, Grafton Regis e Plumpton End.
Çizgi ve uzunluk.
Yardley.