English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Y ] / Yargıtay

Yargıtay traduction Portugais

122 traduction parallèle
Bir kadının elini tutarak rahibin önünde oturacağım. Amerika Yargıtay Başkanı'nın kızıyla evleniyorum. Ünlü bir liberal.
Estarei de pé, em frente à um padre... segurando as mãos de uma mulher, filha de um juíz... do Supremo Tribunal dos EUA.
Adam Yargıtay Başkanı.
Ele é juiz do Supremo Tribunal, sabia?
Tabii ki gerekli! Babası Yargıtay da sulh yargıcı oldu.
O pai dela é juiz do Supremo Tribunal em Washington, é importante para nós!
Üç gösterilik bir sirk. Başrollerde başsavcı alt mahkeme ve yargıtay var.
É um circo com três anéis, o procurador-geral, o tribunal de 1ª Instância e e o Supremo Tr.
12 Haziran 1984'de Yargıtay, Memphis Şehri ilgili bir davada altıncı temyiz mahkemesinin itirazını reddetmişti.
12 de Junho de 1984 - o supremo tribunal inverteu o sexto circuito de apelo num caso que envolvia a Cidade de Memphis.
Karar yargıtay tarafından da onaylanmıştır.
O Supremo Tribunal suportou a sentença.
Yargıtay öyle demiyor.
O Supremo Tribunal diz que não é.
Komisyon, Yargıtay Başkanı Earl Warren'ın idaresinde olacak. Komisyonun, Mecliste ve Teksas'ta yürütülen araştırmalara bir son vermesi bekleniyor.
Será chefiada pelo Juiz Earl Warren, do Supremo, e porá termo a investigações que o Estado do Texas tem vindo a fazer.
Pek çok sanık beraat etmek için... duruşmasını beklerken, kendisi hemen Yargıtay Başkanı gibi... yeminli olmayan... yani yalan yere yemin etmekle suçlanamayacak saygın bir tanık buldu.
a maioria dos réus só em tribunal tem hipótese de ter como testemunha abonatória a vaca sagrada que é um juiz do Supremo que, como não está sob juramento, não pode ser acusado de perjúrio.
Yargıtayın...
A decisão da companhia aérea...
Yargıtay veriyor bu hakkı bana!
O Supremo-Tribunal dá-me o direito de fazê-lo.
Biliyor musun bir gün Yargıtay'da o kanunu değiştirecek yeterli destekçimiz olacak.
Sabes, um dia haverá gente suficiente no Supremo-Tribunal para mudar essa Lei.
Sıradanlığın her türlüsünün kol gezdiği bir ülkede hayatı yüceltmek için yargıtay mahkemesine çıkan özgür bir adamın son lüks hediyesi dondurmadır.
O último luxo soberano de um homem livre, que teve a suprema ousadia de, no país dos gatos-pingados, exaltar a vida.
Ama unutma ki, bir yargıtay hakimine Shane demek istemezsin herhalde?
Mas estás a imaginar um juiz do Supremo chamado Shane?
- Pekala diyelim ki, mucize oldu, ve bir iddianame buldun. Ve diyelim daha büyük bir mucizeyle Bölge Mahkemesi ve Yargıtay onu geçersiz saymadı ve dava açmayı başardın. Peki ya kaybedersen?
- Bem, só com um milagre a encontras e levantas o cargo, e se, por um milagre maior o Tribunal Supremo do Estado e do país não invalidar tudo que se passará se perderes?
Tanrım, sanki Yargıtay'a aday olacağım. Alt tarafı annenizle seks yaptım.
Jesus, parece que estou num tribunal, só fiz sexo com a tua mãe.
Başkanımız, büyük, önemli adamımız... kararı Yargıtayımızda temyiz etti.
O nosso Presidente, o nosso "grande líder", enviou o processo para apreciação no Supremo Tribunal.
"Eminim, siz de farkındasınızdır, " Yargıtay'daki 9 hakimin yedisi
" Como deve saber, 7 dos 9 juizes do Supremo Tribunal
Yargıtay'a çıkacağınızı anlıyorsun.
Tem consciência que vai ao Supremo Tribunal...
Basit ve sade bir mülkiyet anlaşmazlığı nasıl oldu da Amerika Birleşik Devletleri'nin Yargıtayının önüne gelecek kadar büyütüldü?
Como é que uma simples disputa de propriedade é tão dignificada, a ponto de o processo ser julgado no Supremo Tribunal?
Rockefeller öyle diyor, ama Yargıtay uzlaşmaya yanaşmıyor.
Foi o que o Rockefeller disse, mas o Supremo Tribunal não se convence.
Çünkü yargıtay bunu başarabilmiş değil.
O Supremo Tribunal não tem conseguido.
Bence açabilir. Yargıtay Mahkemesi bu sonbahar aynı cinsin yaptığı cinsel tacizleri de programına alıyor.
O Supremo Tribunal regulamentou sobre perseguição entre o mesmo sexo.
Yargıtay mahkumların evlenme hakkını savunmuştu.
O Supremo Tribunal defende o casamento entre residentes.
Açıkçası Bay Marcus, Yargıtay anal seksin gay erkek seksi olduğunu hükme bağladı. Mozart'ın klasik müzik olduğu gibi.
A sério, Sr. Marcus... o Tribunal Supremo declarou que o sexo anal é para os gays como Mozart É para a música clássica.
Dinle, lanet Yargıtay bu malzemelerin müstehcen olmadığına karar verdi!
O Tribunal Supremo declarou que não são obscenos.
Ama ben Yargıtay falan değilim.
Não estamos no Tribunal Supremo.
" New Jersey Eyalet Mahkemesi Rubin Carter'ı tekrar hapishaneye göndermek için Amerika Birleşik Devletleri Yargıtayı'na kadar başvurdu.
Jersey recorreu até ao Supremo Tribunal dos Estados Unidos para que o Rubin Carter voltasse para a cadeia. A 11 de Janeiro de 1988, o Supremo negou o recurso e confirmou a decisão do Juiz Sarokin.
11 Ocak 1988'de Yargıtay New Jersey Eyalet Mahkemesi'nin talebini reddetti ve Yargıç Sarokin'in Rubin Carter'ı serbest bırakan kararını kesin kıldı.
Tinham passado 22 anos. Os assassinos nunca foram encontrados. Terry, Sam e Lisa voltaram para o Canadá.
Yargıtay. Mahkeme Salonu 52 5 Ekim Salı
SUPREMO TRIBUNAL TERÇA-FEIRA, 5 DE OUTUBRO
Yargıtay Mahkeme Salonu 67 29 Eylül Çarşamba
SUPREMO TRIBUNAL QUARTA-FEIRA, 29 DE SETEMBRO
Yargıtay, Mahkeme Salonu 43, 7 Ekim Perşembe 99467 numaralı duruşma.
TRIBUNAL - PRONÚNCIA QUINTA-FEIRA, 7 DE OUTUBRO Processo número 99467.
Yargıtay, Hüküm Verme Duruşması 11 Şubat Cuma
SUPREMO TRIBUNAL SEXTA-FEIRA, 11 DE FEVEREIRO
Yargıtay, Mahkeme Salonu 31 İfade Duruşması, 21 Şubat Pazartesi
SUPREMO TRIBUNAL SEGUNDA-FEIRA, 21 DE FEVEREIRO
Bu işi Yargıtay'a götürmeliyiz 271 00 : 16 : 37,832 - - 00 : 16 : 40,400 Orda arkadaşlarımız var.
Temos de levar isto a toda a força para o Supremo Tribunal.
'Yaz tatilim. Yargıtay'da çalışıyorum.'
"As minhas férias de verão... a trabalhar para o Supremo Tribunal de Justiça."
Birleşik Devletler Yargıtay Baş Savcısı Jane McPherson az önce Lester McKenna'nın infazına tanıklık etmek üzere yeni Alkadraz hapisanesine indi.
A juíza do Tribunal Supremo de Justiça, Jane McPherson, chegou agora à Alcatraz para a execução de Lester McKenna.
Yargıtay başsavcısı olması umrumda değil.
Não me interessa que ela seja juíza do Supremo.
Kaçığın teki yargıtay başsavcısını harcayacağını söylüyor.
Um maluco diz que vai limpar o sebo a uma Juíza do Supremo.
Tarihteki en genç yargıtay baş savcısı.
Uma das três únicas mulheres alguma vez nomeadas.
Sadece yargıtay baş savcısının hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
Estou a tentar salvar a vida de uma Juíza do Supremo Tribunal.
Yargıtay.
O Supremo Tribunal.
Yargıtay mı?
O Supremo Tribunal?
Daha yeni Yargıtay'a terfi etmiş.
Parece que o ascenderam para o Supremo Tribunal.
Her koşulda, sayın dostum Bay Ferris'e saygılarımla belirtmek isterim ki... Yargıtay'ın görevi... sadece içtihada uymak değil... onu yaratmaktır.
Com o devido respeito que o Sr. Ferris merece... é o dever do Supremo Tribunal... não seguir somente os precedentes... mas também fazê-los.
Bu yeni yasayla idam cezası eyaletimizde tekrar uygulamaya geçecektir ve seçenekler zehirli iğne ve elektrikli sandalyeyle sınırlandırılmıştır. Ve eminim ki yasanın bu şekli, Yargıtay'ca da kabul görecektir.
Esta nova lei devolve à pena de morte a nosso estado e limita as opções do condenado à injeção letal ou à cadeira elétrica, e tenho confiança em que esta versão sustentará toda revisão judicial.
Yargıtay'da bu delilin gizlendiğini öne sürdüler.
Argumentaram no Supremo Tribunal que o diário tinha sido omitido.
Yargıtay'dan beni arayıp sonuçlandırdığım bir davayı tekrar ele almamı istemeleri sizi mutlu edebilir.
O facto do sistema judicial me chamar a meio da noite para rever um caso que eu julguei, que eu já tinha decidido, pode fazê-lo feliz.
1986'da Yargıtay, eyaletlerin niye idam edildiğini anlamayan mahkumları idam etmemesine karar verdi.
Em 1986, o Tribunal Supremo decidiu que os Estados não podem executar uma pessoa que não sabe porque é que está a ser enviada para a morte.
Birleşik Devletler Yargıtay'ı bir mahkûmun evlenmesini ve kısırlaştırılmamasını garanti ediyor.
A Corte Suprema americana garante ao prisioneiro o direito a casar-se e a que não o esterilizem.
Turner'daki Yargıtay'ın da belirttiği...
O Supremo Tribunal diz...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]