English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Y ] / Yasaktır

Yasaktır traduction Portugais

705 traduction parallèle
Buraya girmek yasaktır.
Isso é o que você quer ver.
Sigara İçmek Yasaktır.
PROIBIDO FUMAR
Tatil günlerinde gösteri yasaktır.
Manifestações durante as férias são proibidas.
Tekrar ediyorum, tatil günü gösteri yapmak yasaktır.
Repito. : manifestações durante as férias são proibidas.
Benim, İsis'in bir rahibesinin kirli bir şeyi görmem, ona dokunmam yasaktır.
É ilícito que eu, uma sacerdotiza de Ísis, veja ou toque uma coisa impura.
Kıyafetine çekidüzen vermeksizin dolaşmak, kümeler meydana getirmek, Alman ulusunu küçültücü sözleri yüksek sesle söylemek, ışıkların kısılmasından sonra odalardan çıkmak, kamp dışındaki sivillerle yazılı ya da sözlü olarak temas kurmak kesinlikle yasaktır.
É completamente proibido vestir de forma negligente... Completamente proibido! ... fazer ajuntamentos, dizer impropérios sobre a nação alemã, de ter relações verbais ou escritas com os civis de fora do campo.
Nöbetçilerle konuşmak kesinlikle yasaktır.
Completamente proibido! É completamente proibido falar com as sentinelas.
- Yangın borusunun önüne park etmek yasaktır.
- É proibido estacionar aqui. - Eu sei.
Bir tabela koymalı : "Avlanmak, ateş etmek ve izinsiz giriş yasaktır."
Devíamos pendurar um letreiro : "Proibido caçar, disparar e entrar."
Girmek yasaktır
PROIBIDA A ENTRADA
Kabalığımı bağışlayın ama nöbette konuşmak yasaktır.
Peço desculpa se pareci indelicado... ... mas enquanto se está de guarda não se pode falar.
Rakibin silahını çıplak elle tutmak yasaktır.
É proibido agarrar a arma do oponente.
Buralarda intihar etmek yasaktır.
- Suicidares-te. Bem, é contra a lei suicidar-se por aqui.
Bu ticaret buralarda yasaktır. Kanun yasakladı.
É um negócio que se faz por cá mas é proibido por lei.
Burada güvenliği sağlanan birine saldırmak yasaktır.
Atacar alguém a quem foi dado segurança aqui é proibido.
Pardon bayan, ama askeri bölgede bayanların izinsiz bulunması yasaktır.
Desculpe-me, senhora. Mas não é permitida a entrada a senhoras sem autorização.
Erkeklerin buraya girmesi yasaktır.
Os homens não podem entrar aqui.
Artık bu marş yasaktır. Ve cezası ölümdür.
não precisamos mais dessa canção... lembrem-se que agora é proíbida... sob o castigo de morte.
Medicine Bend'te sokakta silah taşımak yasaktır.
Aqui há uma lei que proíbe o uso de armas na rua.
Peki ya "Atış yapmak yasaktır" levhasındaki kurşun?
Então e o letreiro que dizia "Proibido Caçar"?
Bir kurşun "Atış yapmak yasaktır" levhasına, Bir kurşun bira kutusuna, bir kurşun da Harry'e.
Uma bala no letreiro, outra na lata de cerveja e outra no Harry.
Onun ulu şahsiyetine yaklaşmak yasaktır.
É proibido dirigir-se à sua augusta pessoa.
Yangın hortumuyla oynamak yasaktır, bilmiyor musunuz?
Não sabe que não se brinca com essas mangueiras?
İngiliz adamları avlaması yasaktır. - Yutmak için çok büyük.
Ela está proibida de caçar ingleses - não dão para engolir.
Mutfakta konuşmak yasaktır, köle.
Nada de conversas na cozinha, escravo!
Ağırlamanın bu türlüsü kesinlikle yasaktır.
Este tipo de entretenimento é, de certeza.
Bu evde bağırmak yasaktır, sen de biliyorsun.
Näo permito gritos nessa casa, você sabe.
Hayır, efendim, sigara içmemiz yasaktır.
Não, não nos permitem fumar.
-.. odasını terketmesi yasaktır. - Zaten odamdayım..
Até depor, ficará em seu quarto.
Mesai saatleri dahilinde akrabalarla uzun sohbetler yapmak yasaktır.
Não posso manter longas conversas... com parentes durante o horário de trabalho.
Geçmek kesinlikle yasaktır.
É proibido ultrapassá-lo.
- Odada erkek arkadaş yasaktır.
- Nada de homens no quarto.
Yürümek, konuşmak ya da herhangi bir ses çıkarmak yasaktır.
Não devem andar, falar, ou fazer qualquer barulho ou som.
- Bu bir Amerikan şarkısı. - Evet. Burada yasaktır.
É uma canção Americana, é proíbida aqui... então é...
İnsan göndermek yasaktır!
TRANSPORTE DE PESSOAS PROIBIDO
Gizli gizli kurallar. " Geçmek yasaktır.
Cheios de segredos. "Não entre".
- Gemi insanlara yasaktır.
- A nave está interdita aos humanos.
Bu ülkede otomobilde kümes hayvanı taşımak yasaktır.
Neste país, não se pode levar aves domésticas em um carro de passageiros.
- Tanrı'nın yasalarına göre yasaktır.
De acordo com a lei de Deus, eles estão errados.
Kitaba bakmanız da yasaktır.
Estão proibidos de ver o livro.
Sigara içilmez, içki içilmez, Meksika yemeği yasaktır.
Proibido fumar, proibido beber, sem comida mexicana.
Bu kesinlikle yasaktır.
Isto é proibido!
Davetsiz yasaktır. Davetiyen var mı?
Ninguém pode ir para ali sem convite.
Acil panelinin yakın gelmek yasaktır.
Está proibido de se aproximar das instalações de alarme.
- Bu kelime ülkemizde yasaktır.
- Essa palavra está proibida pela lei.
Şehre gitmek yasaktır.
- A cidade é proibida. - Eu sei.
- Tören sırasında yasaktır.
- É proibido durante a cerimónia.
Aklından bile geçirme. Şehirde ateş etmek yasaktır.
Não pode dar tiros na cidade.
Burada kaçmak yasak değil, yakalanmak yasaktır bilmiyor muydun!
Tinha fugido há uma semana.
Hayır, bilgiler yasaktır.
Não! O conhecimento é proibido!
Ne olursa olsun yolcuların rayların üzerinde yürümeleri yasaktır.
Ele não é um passageiro. De qualquer modo já não o vejo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]