Yasalar traduction Portugais
2,593 traduction parallèle
Yasalar size yardım etmememi emrediyor.
A lei diz que eu não te posso ajudar.
Yasaları çiğnemediğini iddia ediyor. Gibbons'un gizlice silah taşıdığı doğru mu?
É verdade que o Vereador Gibbons trazia uma arma escondida?
Evet, doğru. Ama Illinois Belediyesi yasalarına göre seçilen memurların gizli silah bulundurma hakkı var.
Sim, é verdade, mas de acordo com as leis de Illinois, os políticos são excepções e podem usar armas ocultas.
Hank Moody, California yasaları karşısında..
O estado da Califórnia contra Hank Moody.
Hank Moody, California yasaları karşısında.
O Estado de Califórnia contra Hank Moody.
Ama yasalar onlara engel olacak.
Mas eles não conseguem contornar a Polícia.
New Mexico'da yasalar "bir şey yapma" demez.
O Novo México não tem jurisdição aqui.
Ama her şey bir yana paranızı almaktan mutluluk duyarım. Tabii daha önceden suç işlemiş biri değilseniz yasaların sınırları içerisinde davranmanız sizin için en iyisi olur.
Tudo isto para dizer que fico feliz por ficar com o seu dinheiro... mas... mas se não é um criminoso condenado, aconselho-o a manter-se dentro dos limites da lei.
Devlet, kirlilik seviyeniz yasalar uyarınca belirlenen minimum değerlere ininceye dek tüm ticari faaliyetlerinizi askıya almanızı emrediyor.
peço desculpa, o estado requer que suspenda todas as atividades comerciais, até que estes níveis atinjam os mínimos permitidos.
- Hangi yasaları çiğnedim?
Que leis violei?
- Hangi yasaları mı?
Que leis?
Çiğnediğim yasaları açık bir şekilde söyleyin, yoksa karşı çıkarım.
Diga-me leis específicas, ou recuso-me a fechar.
- Açık bir şekilde, hangi yasaları çiğnediğimi- -
- Diga-me exatamente quais... - Leis específicas...
- Çiğnediğiniz yasalar... Bekle az.
Aguente aí.
Askeri yasalar gereğince savcının talebi... -... ölüm cezası.
De acordo com o Código de Justiça Militar, o Fiscal pede para todas a Pena de Morte.
- Bak dostum, şu anda yasaları ihlal ediyorsun.
Amigo, de momento está prestes a ser acusado pela a Agência de Protecção Ambiental ( A.P.A ).
Yasaları çiğnediniz.
Acabas de infringir a lei.
Onlar da siz yasaları çiğneyin diye para ödemiyorlar.
E não te pagam para desprezares os regulamentos.
Yasalar iki çocuktan fazlasına izin vermiyor.
A lei limita as famílias a dois filhos.
İtalya'da yasaları uygulamak zorunlu değil.
Tu és muito "mariquinhas". A lei na Itália é facultativa, não obrigatória!
Bazen, yalnız olduğumuz hissine kapılabiliriz bazen de kimsenin bizi umursamadığı hissine kapılırız ama bir evrensel ruh olduğuna inanıyorum ve bu ruh da geleceğimizi şekillendiren yasaları düzenliyor.
Às vezes pode parecer que... estamos sozinhos. Às vezes nos sentimos como se ninguém se importasse conosco, mas eu acredito que existe um Espírito Universal.
Yasalarımız işlemiyor.
As nossas leis não se aplicam.
Sadece ajanla olan ataerkil ilişkinin ve yasaları çiğneme eğiliminin bir arada olmasını etkileyeci buluyorum.
Eu apenas acho fascinante, a tua relação patriarcal com o engravatado e a tua propensão para quebrar as leis.
Hiçbir şey ne ona ne sana ne de bir başkasına yasaları çiğneme hakkı tanıyamaz.
Nada lhe dá a ele ou a ti o direito de contornar a lei.
Yasaları aşağı gören insanların genellikle onları açıkça ihlal ettiğini görmek tecrübe ettiğim bir şeydir.
É minha experiência, que as pessoas que têm desprezo pela lei, geralmente, não a cumprem.
Bu bölgenin kitaplarında Kızılderili haklarını koruyan yasalar halen olmasa da, sebepsiz yere bir insanı bu şekilde tutamayacağınıza dair bir yasa var.
Embora não hajam leis escritas neste território protegendo os direitos dos indígenas, há uma lei que diz que não se pode prender um ser humano, sem motivo.
Bu yasaları yapıyorsunuz, sonra da sanki kutsalmış gibi.. ... sanki tanrının emriymiş gibi her şeyin üstünde tutuyorsunuz.
Apegam-se a essas leis, como se fossem sagradas, como se viessem de Deus e nada estivesse acima delas.
Sen yasaların dilinin kesin ve her zaman doğru olduğuna inanıyorsun.
Tu acreditas na lei, como absoluta. Como estando sempre certa.
Ben de yasaların insanlar tarafından yapıldığına ve insanların hep yanıldığına inanıyorum.
Mas eu acredito, que a lei foi feita por pessoas... E as pessoas, erram frequentemente.
Morgan, Camelot yasalarına boyun eğecek.
A Morgana tem de se submeter à autoridade de Camelot.
Baban 65 yıldır buranın saygı duyulan bir vatandaşıydı ve birden mantıklı davranmayı reddedip en kutsal yasalarımız çiğnedi.
Espera mesmo que eu colabore? O seu pai foi um cidadão estimado durante 65 anos. E depois de repente, decidiu abandonar a razão... e violar as nossas leis mais sagradas.
Babam yasalarınızı sizi korumak için çiğnedi. Adam'ın neyin peşinde olduğunu göstermek için.
O meu pai violou as vossas leis para vos proteger.
En fazla biraz yasaları zorlamış. Yani hadi ama.
Na pior das hipóteses parece que infringiu um pouco as regras.
Artık insan olmayacak bir insana insan yapımı yasalar dayatmak saçmalık.
Dar leis de homens a um homem que o deixará de ser... é ridículo!
Küresel yasalar gerçekleşebilir bir ihtimal olurdu.
Normas globais tornam-se uma possibilidade legítima.
Bugünlerde her şey yasaları aykırı.
Parece que há leis contra tudo hoje em dia.
geçici yasaları koymak zorundayız.
Temos que estabelecer leis provisórias.
Ailedeki kişi sayılarına ilişkin yasalarımız gayet açık.
As nossas leis quanto ao número de membros da familia são bastante claras.
Bu yasalar, bir grubun diğerinden güçlü olmasını engelliyor.
Isso evita que um clã se torne mais forte do que outros.
Ama sonuç olarak, yasalar vardı ve Fischer yasayı çiğnemişti.
Mas era a lei e o Fischer violou a lei.
Ya onun doğal yasalarını öğrenip onları kabullenirsiniz sağlık ve sürdürülebilirliği devamlı hale getirerek kendinizi buna göre idare edersiniz ya da mevcut duruma karşı gelerek boşa bir çaba harcarsınız.
ou aprendemos, jogamos e nos regemos segundo as suas leis naturais, fomentando invariavelmente saúde e sustentabilidade, ou decidimos navegar contra a corrente, sem sucesso.
Federal polis olarak şu anda yasaları ihlal ettiğinizi söylemeliyim.
Enquanto agente da lei, cabe-me informar-vos que estão a violar a lei.
California ülkenin en sıkı çevre yasalarına sahip.
A Califórnia tem as leis ambientais mais restritas do país.
Yasaları çiğniyor.
Ela comete crimes.
İsveç işçi yasalarının bu şekilde işletilmediğini biliyorsun.
A legislação laboral sueca não funciona assim...
Yolu bloke ettiğimizde - bu ağaçlar çok kıymetli ve yasalar tamamen kâr güdümünde, hepsi şirketler tarafından fiştekleniyor - polis oradaydı ; şirketleri durdurma ve ekosistemi savunma hakkımızı desteklemek için değil.
Quando bloqueamos a estrada... estas árvores são muito valiosas e as leis protegem o lucro, são impulsionadas pelas empresas, a Polícia está presente para defender o "direito" de abate das empresas e não para defender o nosso direito a detê-los e proteger o ecossistema.
Yasaları insanların refahı için kullanmak istiyorsun, tabi köpekler için de. Tamam, tamam, her şey yolunda.
Está tudo bem, tudo bem!
Yasaları çiğnediler.
Eles infringiram a lei.
- Yasalar açısından fark etmez.
- Não há distinção legal.
Yasalar, yasalar yasalar...
A lei, a lei, a lei!
Çocuğunu görmek için, eyalet yasalarını çiğnerse, durum değişir.
De qualquer maneira, nós levamos a fugitiva.