English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Y ] / Yatan

Yatan traduction Portugais

1,726 traduction parallèle
Burada yatan, yuvarlak masanın sihirbazı Meardon.
Aqui jaz Meardon, arquimago da távola.
Rollo, sen devral. Heykelin yanında yatan dört kız. Tabi ki.
São as 4 miúdas que partiram a estátua.
Bu odada yanında yatanın aklından geçenleri bilen varsa...
Quem nesta sala souber o que se passa na cabeça da pessoa que dorme ao seu lado...
Derinlerde yatan sebep genler, ama aşk, genlerin umurunda bile değil.
No fundo, são apenas genes, e os genes estão-se a cagar para o amor
Burada yatan, yuvarlak masanın sihirbazı Meardon.
Aqui está Meardon. O mágico do reino.
Odaya girdi ve yanımdaki yatakta yatan adamı öldürdü.
Entrou neste quarto e matou o homem da cama do lado.
Aslında bunu ilk yayınladığımda daha sadeydi. Bilirsin, Jenny Annie ile yatan Tina'yla yattı.
Quando o lancei, era esse o conceito, tipo, a Jenny dormiu com a Tina, que dormiu com a Annie,
Shane'le yatan şu Japon kızı hatırlıyor musun?
Lembras-te daquela japonesa com quem a Shane dormiu?
"Hayatlarımız, şelalelerin ardında yatan sisin içindeki o cennete doğru yol almakta olan aynı nehre sürüklenen akıntılar gibidir" derdi.
"As nossas vidas são riachos que correm para o mesmo rio, em direcção ao qualquer paraíso que fica para lá das cataratas."
Sizin gerçekten de hastanede yatan bir hasta olmanız mümkün mü?
É possível que a senhora seja uma paciente neste hospital?
Bakıcıyla yatan pis yalancı!
Seu mentiroso e reles filho da mãe!
Vurulmuş, yerde yatan, düzülmüş kadın cesetleri.
Esta mulher deitada, morta.
İçeride, ateşler içinde yatan kız.
Esta que está na cama com febre
Yerde yatan annemin yanına gittim.
Me aproximei de minha mãe, que estava atirada no chão.
Üst dairemdeki küvette yatan adamı söylemek hoşuma gider.
Aposto que eles adoravam saber quem matou o tipo..... na banheira, por cima do meu apartamento.
One-Niner'ların reisiyle yatan 18 yaşında bir kız.
Esta é uma miúda de 18 anos que anda enrolada com o chefe dos One-Niners.
lll. Ramses, mirası Karnak'ta ve ötesinde yatan.
Ramsés III., cujo legado é o de Karnak e mais além.
Ne? Evet, sanırım onunla yatan bütün kişileri aramalısın.
É melhor avisar as pessoas com quem ele dormiu.
Flört edip, yatan ve sonra arkasına bakmadan kaçan.
És usas, aproveitas e depois adeus.
Birbirinizin en iyi arkadaşıyken, Peyton'un erkek arkadaşıyla yatan sen değil miydin?
Não dormiste com o namorado dela quando vocês eram as melhores amigas?
Tatlıya ayıracak vaktim yok. Kayıp bir hırsız, kayıp bir kız ve pencereden atlayan bir şüpheli ve morgta yatan kimliği belirsiz, yanmış bir cesetle uğraşıyorum.
Não tenho tempo para sobremesa, tenho um ladrão e uma rapariga desaparecidos, um suspeito que se atirou da janela e um tipo queimado não identificado na morgue.
Jim, senin paralarının üzerinde yatan ölü birini bulduk, parmak izlerin her yerdeydi.
Encontrámos um homem morto deitado numa cama com o seu dinheiro falso.
Pusuya yatan oldukça gelişmiş bir predatör.
Um predador altamente evoluído.
Her önüne gelenle yatan biri miyim?
Achas que eu sou uma promíscua?
Ciddi bir ilişkiden yeni çıktım. Ayrıca çadırda yatan, kaka yapınca bayılan ve araç kullanamayan bir adamım.
Acabei de sair de uma relação séria, ainda para mais eu sou um luta-com-tenda desmaia-se-caca que nem pode conduzir.
Profesörle yatan kızlardan.
A rapariga que dormiu com o professor.
Peki Beyaz Kumlar'da daha uzun zamandır yatan kim?
Então, quem tem estado há mais tempo em White Sands?
Bunun, sizin için çok zor bir durum olduğunun farkındayım, ama- - Doktor Bey, kocam hayatta kalamazsa, o odada yatan adam, aile adına elimde kalan son kişi olacak.
Doutor, se o meu marido não sobreviver... o homem que está deitado naquele quarto será a única família que me restará.
O kilim orada olmasaydı, yerde yatan - Bobby olurdu ben değil.
Se o cabrão daquele tapete não estivesse lá, tinha sido o Bobby a cair de costas, não eu.
Orada yatan, benim küçük kardeşim.
O meu irmão está ali deitado.
Sadece... Orada yatan benim kardeşim.
É que o meu... irmão está ali estendido.
# Yarı ölü bir adam gördüm Sokakta yatan #
Vi um homem na rua Quase morto
Altında yatan sebepler nelerdir?
Qual é a causa?
Yerde yatan birini tekmelemeye mi çalışıyorsun?
Tipo você tentando me chutar enquanto estou caído?
Bunların içinde yatan yanıtların.
As respostas patentes aqui.
Körle yatan şaşı kalkar.
Ele dorme com uma rapariga surda.
1984 yılında, sadece 5 sene hapis yatan Dan White serbest bırakıldı.
Em 1984, após cumprir apenas cinco anos, Dan White saiu da prisão.
The Mullen'lerin babası, hastalarıyla yatan bir ortopedistti.
O pai dos Mullen era um ortopedista com o hábito de saltar à espinha ás suas pacientes
Anladığım kadarıyla, kendi kusmuğunun içinde yatan Drippy'yi Bay Nellist ve Bayan Rees-Withers taşımışlar.
Pelo que sei, a Drippy deixou-se totalmente levar pelo Sr. Nellist e pela Menina Rees-Withers depois de cair numa piscina do seu vómito.
Sigara olmadan, çamurda yatan çıplak bir adamdan ibaretti.
Sem o cigarro, era apenas um tipo nu estendido na lama.
İşinde ilerleyebilmek için patronuyla yatan biriyle beraber olamam. Ne kadar ateşli, komik ve zeki olursa olsun.
Não quero namorar com alguém que é capaz de dormir com a patroa para subir na carreira, mesmo que seja giro, engraçado e inteligente.
Görüş alanına giren her şeyle yatan sana mı, yoksa yıllardır beraber olduğu saf ve dürüst kız arkadaşına mı?
Em ti, que dormes com todas que estão à tua frente, ou em mim, a pura e honesta namorada de tantos anos?
Şimdi, bize bildiklerini anlat, yoksa yerde yatan iki arkadaşına katılırsın.
Agora... conta-nos tudo o que sabes, ou vais-te juntar aos teus dois amigos ali no chão.
Buraya gelirken kaldırımda öylece yatan bir cesedin yanından geçtim.
Passei por um corpo quando vinha para cá. Estava caído no passeio.
Aşağıda yatan ölü bir kadın var.
Está uma mulher morta, lá em baixo.
Ama elimde değil burada yatan kişi ben olmadan önce neler olacağını merak ediyorum.
Só me pergunto quanto tempo levará a eu estar aqui estendido.
Ya orada ölümüne saniyeler kalmış halde yatan ben olsaydım beni kurtarmaz mıydın?
O que aconteceria se fosse eu ali, no lugar do Josh segundos antes de morrer? Terias-me salvado?
Benim için nasıl olduğunu hiç sordun mu bana? Adam silahını çekti ve onu kafama dayadı. Orada yatan ben olabilirdim.
Pensas que é fácil para mim, ele puxou da arma e encostou-a à minha cabeça.
Orada yatan kendi oğlunken bile mi?
Nem quando lá está o seu filho lá deitado?
Çok basit bir mantık. Fahişelerle yatan bir erkek sadık değildir.
lt é impossível para um homem que vai com prostitutas para ser fiel.
" " Atlantis, denizin altında yatan
- "Da Atlântida..."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]