Yeğenim traduction Portugais
1,391 traduction parallèle
- Yeğenim için endişelenemez miyim?
- Não me posso preocupar com a minha sobrinha?
Üç yaşındaki yeğenim bile bu herifi tuzağa düşürebilir!
Minha sobrinha de três anos poderia ter derrubado esse cara!
- O benim yeğenim!
- É meu sobrinho.
Dr. Dorian böyle bir şeyin olduğuna dair en ufak bir kanıt elime geçmiş olsaydı yeğenim Francis ile çalışıyor olurdun bu yüzden tez aklını başını al
Se eu tivesse uma prova mínima de que tal coisa aconteceu, você estaria a trabalhar tão depressa com o meu sobrinho Francis que até chiava.
- Hayır, onu yeğenim yaptı.
- Desculpe. Não faz mal.
Öncelikle yeğenim aramamı istediğini söyleyince ne kadar duygulandığımı söyleyeyim.
- Deixa-me dizer antes de mais que nem sabes como fiquei tocado quando o meu sobrinho disse que querias falar-me.
Yeğenim, o çocuğu oğlum kadar severim.
O meu sobrinho, gosto dele como se fosse meu filho.
- Yeğenim haklı. Konuyu dağıtmayalım.
Vamos ao que interessa.
İhtiyar olabilirler yeğenim ama mihrap hâlâ yerinde.
Podem ser velhos, sobrinho, mas ainda sabem o que fazem.
Zırdeliyi bile oynarım, yeğenim.
Doido varrido, meu pequeno sobrinho.
- Yeğenim nasıl gidiyor?
Que se passa com o meu sobrinho?
- Ya yeğenim?
- E o meu sobrinho?
Sana söyledim dingil. Yeğenim için istiyorum.
Maricas, é para o meu sobrinho.
Yeğenim.
A minha sobrinha.
Altı yaşındaki yeğenim bile o adamı kazıklayabilirdi.
Até o meu sobrinho de seis anos conseguia vigarizá-lo.
Yeğenim bir keresinde komedilerinizden birini görmüştü.Ve çok eğlenmişti.
O meu sobrinho actuou uma vez numa obra e eu vi embora na verdade não me lembre do que tratava...
Yeğenim. - Evet.
O meu sobrinho.
"Doğru şeyi mi yapıyorum?" Neyse ki yeğenim onu çok severim...
"Estou a fazer o que é certo?" Graças à minha sobrinha, que eu adoro...
sadece gazete değil, partidekiler de bunu konuşuyor. - o benim yeğenim!
Pessoas no partido estão a começar a opôr-se... Ela é minha sobrinha, pelo amor de Deus! Vamos à ópera juntos.
Yeğenim çok sakacıdır.
O meu sobrinho é um pouco malandro!
Yeğenim bir kumar bağımlısıydı. Çalışmayı reddedip her gün kumar oynardı.
Um sobrinho meu é viciado no jogo, recusa trabalhar, passa os dias a jogar...
Bu yeğenim, Maggie, ve kocası, Garrett.
Esta é a minha sobrinha Maggie e o marido, o Garrett.
- Yeğenim.
- Era minha sobrinha.
Bana yeğenim konuşmak bildirin.
Agora, deixa-me falar com o meu sobrinho.
Leo, bu bahsediyoruz yeğenim olduğunu.
Leo, estamos a falar do meu sobrinho.
- Sen benim yeğenim uzak dur.
- Fica longe do meu sobrinho.
Benim için değil, yeğenim için.
Não é para mim, é para a minha sobrinha.
Yeğenim yükselterek arasında
Entre criares o meu sobrinho
Görüşürüz minik yeğenim.
Adeus, minha sobrinhinha.
- O da benim yeğenim.
- Também é minha sobrinha.
- Evet çıkıyorum. Yalnızlık çekiyorsan seni tanıştırabileceğim bir yeğenim var. Neden?
Porquê?
- Yeğenim. Üç yaşında.
- É o meu sobrinho, tem 3 anos.
En sevdiğim yeğenim, Ryan.
O meu sobrinho preferido, o Ryan.
Yeğenim bugün ne giydiğini sordu Ne kadar tatlı.
O meu sobrinho acabou de me perguntar o que estás a vestir hoje.
- Maya benim yeğenim.
- A Maya é minha sobrinha.
Oh, Sara benim yeğenim.
Oh, a Sara é minha sobrinha.
Yeğenim yiyor da oradan biliyorum.
O meu sobrinho come-o.
- Ekose gömlek, süveter, çocuk aktör. - Hayır, o gerçekten benim yeğenim.
A camisa ao xadrez, a camisola sem mangas, o miúdo actor.
Jake. aslan yeğenim benim!
O grande Jake! O fantástico J-A-K-E!
Oğlum ve yeğenim için yapacağım.
Só quero cuidar do meu filho e do meu sobrinho.
18 yaşında bir yeğenim var en çok ona önereceğime eminim.
Eu tenho uma sobrinha com 18 anos, a quem vou oferecer um de certeza absoluta.
Bayanlar ve baylar, sizi Heaven imparatorluğunun yeni sahibi ile tanıştırmama izin verin, ve daha da önemlisi, yeğenim, Chris Hughes Mack.
Senhoras e senhores, deixem-me apresentar-lhes o novo rei do império Heaven e mais importante, meu sobrinho : Chris Hughes Mack.
Anladım, yeğenim.
Tudo bem. Eu ouvi-te, sobrinho.
Merhaba yeğenim.
Oh, olá, sobrinho!
Yeğenim o kitaplara bayılır, çok sevimli.
A minha sobrinha adora esses livros. - És famoso!
Steve, bu benim küçük yeğenim Werner.
Steve, este é o meu sobrinho Werner.
Küçük yeğenim biletimi birinci sınıf aldı çünkü ben oyuncuyum.
O meu sobrinho pôs-me na primeira classe.
Yegenim gelebilir mi?
O meu sobrinho pode entrar?
- Yeğenim Sara.
A minha sobrinha, Sara.
- Yeğenim için olduğunu kim söyledi?
Quem disse que é para o meu sobrinho?
Hayır, o benim yeğenim.
É meu sobrinho.