Yeşim traduction Portugais
171 traduction parallèle
Gellhorn, bakıyorum madamın yeşim broşlarından birini takmışsın.
Gellhorn, vejo que você tem um dos broches da madame
Yanımda yetenekli ellerce işlenmiş bir yüzük ve yeşim taşından ve saf gümüşten yapılmış küpeler var.
- Não. Tenho aqui um anel, e brincos de jade e prata pura.
Sevgilim, Bence Keane ve Simmie senin yeşim taşlarını görmek ister.
Querida, decerto que o Keane e o Simmy gostavam de ver o teu jade.
Mercan, madeni para, yeşim taşı ve sanırım 18. Yüzyıldan kalma çeşitli silahlar.
Corais, moedas, jade e uma grande variedade de armas do séc.
Bu yeşim ve mücevherli kedi, Cathay'lı bir savaşçıdan geldi.
As jóias do gato de jade veio de um guerreiro da China.
Bana kehribar ve yeşim. Tirza'ya da ipek.
Ambar, e colares para mim, tecidos para Tirzah...
Mavi 6, burası Yeşim 6.
Blue Six, fala Jade Six.
Mavi 6, burası Yeşim 6!
Blue Six, fala Jade Six!
Annem bana bir yeşim taşı vermişti ve bana beladan uzak durmamı söylemişti, ama bütün bu olanlarla...
A minha mãe disse-me para não me meter em sarilhos. Mas o que faço agora que já me meti em sarilhos?
Balçık gibi yaşamaktansa kırık bir yeşim taşı parçası olarak ölmek daha iyidir.
É melhor morrer como um caco de jade do que viver como o barro.
Güzel gözler, pürüzsüz yeşim taşı gibi.
Olhos verdes lindos cor de jade.
Ama yerine, Onun için "siyah yeşim macunu" hazırladım
Mas preparei para ele a Pasta de Jade Preta.
"Kara Yeşim Macunu" dünyada ki en harika ilaçtır
Pasta de Jade Preta é o melhor remédio do mundo.
"Kara Yeşim Macun" u nerde biliyor musun?
Sabe que há a Pasta de Jade Preta.
Chang Mo-Kei, sana panzehiri verebilirim ve'kara yeşim macunu'nuda...
Chang Mo-kei, posso lhe dar o antídoto. E a Pasta de Jade Verde.
Yeşim rengi, kısa kollu ipek bir elbise giydim.
Vesti um vestido de seda... verde-jade.
Yeşim, belki de.
Jade, talvez.
Yeşim dedikleri bu şey, düşük seviyede radyasyon yayıyor.
Isto a que chamam jade emite radiação de baixo nível.
Yeşim taşları Güzellik için.
Contas de jade Para a beleza
Ve şimdi de sırada Yeşim Akrebin Gücü adını verdiğim gösteri var.
E agora, algo a que eu chamo o poder do Escorpião de Jade.
- Uzun yıllar önce... bir Çin imparatoru bir hediye aldı bu değerli pandantif... bir yeşim akrepti.
- Há muitos anos... um imperador chinês recebeu como presente esta valiosa jóia... um Escorpião de Jade.
Şu anda transın ilk aşamasındasınız, ama yeşim akrep sizin en derin seviyeye gitmenizi istiyor.
Estamos agora no primeiro nível de transe, mas o Escorpião de Jade quer que atinjam o nível mais profundo.
Yeşim Akrep aşk mucizesini yarattı.
O Escorpião de Jade criou o milagre do amor.
Yeşim Akrep komuta ediyor.
O Escorpião de Jade ordena.
Yeşim Akrebin gücü altındasın.
Está sob o poder do Escorpião de Jade.
Şu an çok derin bir transtasın, ve Yeşim Akrebin vereceği her emre uyacaksın.
Está num transe profundo, e irá obedecer a todas as ordens do Escorpião de Jade.
Yeşim Akrep.
O Escorpião de Jade.
Yeşim Akrep mücevherleri almanı istiyor.
O Escorpião de Jade ordena que vá buscar as jóias.
Yeşim Akrep sizi selamlıyor.
O Escorpião de Jade dá-lhe as boas vindas.
Ben Yeşim İmparatoru temsil ediyorum, Yüce Lord Yu Huang Shang-Ti.
Represento o Imperador de Jade, o grande Senhor Yu Hang Shang-Ti.
"İmitasyon, yeşim taşı yapımında kullanılır."
"Usados no fabrico de imitações de tartaruga e jade."
Bana o şeyi, yeşim taşını gösterecektiniz.
Você disse que queria que eu lhe mostrásse aquela peça de jade? - Jade?
Aslında yeşim taşı falan yok.
Está ciente de que não há nenhuma peça de jade. Sim, eu percebi.
Bir turna sürüsü gökyüzünde dönerken sen bir düşman ordusunu yendin. Sonra Yeşim Sarayı'nda aşk için savaştın. Son olarakta, senin aksine aileleri olan ve hiç tanımadığın kardeşlerini kurtardın.
Tu venceste um exercito de inimigos sobrevoado por um bando de garças... depois lutaste por amor no palácio de Jade... o ultimo foi que... libertaste irmãos que nunca tinhas vistos antes, com a família que nunca tiveste.
- Adım Jade [Yeşim].
Chamo-me Jade.
Yeşim sarayında aşkı için savaşacak.
"Ele lutará por amor, no palácio de Jade" :
Yeşim sarayında aşk için savaşacak.
"Ele lutará por amor no palácio de Jade"
Çalıntı Yeşim Buddha çalındı, ha?
O meu Buda de Jade, roubado, foi roubado?
Yeşim Buddha'yı başarılı şekilde İngiltere Bankası'na teslim ettik.
Entregámos, com sucesso, o Buda de Jade ao Banco de Inglaterra.
"Yeşim Buddha tekrar benim ellerime geçene kadar..." "... sizden İngiliz askeri... " "... ve diğer destekleri çekiyorum. "
Até que o Buda de Jade volte à minha posse, a senhora, e a sua causa, não receberão qualquer tipo de apoio militar.
"Ajanlarım Yeşim Buddha'yı tekrar ele geçireceklerdir." "Lord Kelvin."
Os meus agentes recuperarão, uma vez mais, o Buda de Jade, Lord Kelvin.
Paris'teki Yeşim Buddha'yı ele geçir.
Recuperem o Buda de Jade, em Paris.
Yüzyıllar boyunca Yeşim Buddha insanlarımı korudu.
Durante muitos séculos, o Buda de Jade protegeu o meu povo.
Yeşim Buddha'yı, koruması için Lanzhou'ya iade edeceğim.
Tenho de levar o Buda de Jade de volta, para proteger Lanzhou.
Yeşim bir Buddha değil bu.
- Não é um Buda de Jade.
Fogg'u durduracak ve Yeşim Buddha'mı geri alacağım. Gereken her şeyi yapacağım!
Vamos deter o Fogg e recuperar o meu Buda de Jade, dê por onde der.
Bu, antik bir yeşim taşı.
Era jade antigo.
Yeşim taşı mı?
- Sabe que mais? Se tiver trabalho a fazer...
Yeşim taşı yok.
Não há jade nenhum.
Yeşim Buddha!
O Buda de Jade.
Yeşim Buddha'yı ver.
Entrega-me o Buda de Jade!