Yolunda traduction Portugais
24,045 traduction parallèle
Her şey yolunda mı?
Está tudo bem?
Benim kazandığım bilgi sayesinde biz konuşurken Mary, İskoçya yolunda olabilir anlıyor musun?
Tendes noção de que ela pode estar a caminho da Escócia neste momento, por causa de informação que eu adquiri?
Bak her şey yolunda.
Vê se tudo está seguro.
Bir şey duydum sanki. Her şey yolunda mı?
Pensei ter ouvido alguma coisa, está tudo bem?
Her şey yolunda.
Está tudo bem.
Öyleydi de burası işyerine yakın ben de dönüş yolunda olunca...
Sim, isto não é muito longe de onde trabalho, e estava a caminho de casa, então...
- Her şey yolunda.
Está tudo bem.
Ama şimdi her şey yolunda gidiyor.
As coisas estão a correr bem agora.
Her şey yolunda, dostum?
Tudo bem, companheiro?
Kendi yolunda beni sevdiğini biliyorum hatta ı.
Eu até sei que você me amou em sua própria maneira.
- Her şey yolunda mı?
Está tudo bem?
Her şey yolunda ambulans yakında burada olacak.
Está tudo bem, a ambulância estará aqui em breve.
Her şey yolunda.
Está bem. Está tudo bem.
- Evet. Her şey gayet yolunda.
- Sim, está a correr muito bem.
Her şey yolunda mı?
- Está tudo bem?
Orası hainler için saklanma yerine dönerse, caminde işler yolunda gitmez.
Não será bom se a mesquita for um esconderijo de traidores.
Karnında hafif bir incinme var ama her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için ultrason çekilmesini istiyorum. Aman Tanrım!
Ligeira sensibilidade no abdómen, mas quero fazer um ultra-som para me certificar de que está tudo bem.
Callie, buraya kadar her şey yolunda gitti.
Callie, estamos prontos aqui.
Atlatma fırsatı bulamadı. O yüzden bu kez içimde kalan son inanç kırıntısına sarılacağım. Her şey yolunda gidecek.
Ele nunca teve a oportunidade, e agora eu estou a agarrar-me à última gota de fé que eu tenho para que esta vez, tudo corra bem.
Her şey yolunda mı?
Swan! Está tudo bem?
Her şey yolunda.
Não faz mal.
- Her şey yolunda mı acaba?
- Está tudo bem?
- Yolunda, canlarına okudum.
- Sim, foi um sucesso.
Selam Nick. Her şey yolunda mı?
Meu, está tudo bem?
Yolunda gibi mi görünüyor Charles?
Pareço-te bem, Charles?
Her şey yolunda Tess, ben yanındayım.
Está tudo bem, Tess. Estou aqui.
Yolunda.
Está tudo bem.
- Yolunda olduğunu söyledi.
- Ela disse que está bem.
Her şeyin yolunda olduğundan emin olana kadar beklemek istedim. Gerçekten üzgünüm.
Eu só queria esperar até saber que tudo estava bem, e eu sinto muito mesmo.
Her şey yolunda görünüyor.
Tudo parece bem.
- Her şey yolunda mı?
- Está tudo bem?
Kate, her şey yolunda mı?
Kate está tudo bem?
Eve erken döndün. Her şey yolunda mı?
O Dr. Avery está a tentar drenar agora.
Dr. Hunt, aşağıda her şey yolunda mı?
Soube o que aconteceu?
Her şeyi yolunda gibi görünse de aslında sorun vardır.
Temos de enfrentar as idiotices que fazemos.
Evet, her şey yolunda.
- Sim, está a funcionar.
Herşey yolunda.
Está tudo bem.
Herşey yolunda değil.
Não está tudo bem.
Her şey yolunda.
Tudo bem.
- Neler oluyor baba? - Her şey yolunda Jack.
Pai, o que se passa?
- Her şey yolunda Jack.
- Tudo bem, Jack.
Her şey yolunda mı?
Tudo bem?
- Güzel "Her şey yolunda" suratı.
- Boa cara tipo "tudo está bem".
Her şeyin yolunda gittiğinden ve herkesin makul bir şekilde mutlu kalacağından emin olacağım.
Para garantir que tudo corre bem e que toda a gente fica razoavelmente feliz.
- Aranızda her şey yolunda mı?
- Está tudo bem convosco?
- Yolunda gitmeyen bir şey mi var?
Passa-se alguma coisa?
- Her şey yolunda mı kanka?
- Está tudo bem, meu?
Her şey yolunda.
Estás bem.
Her şey yolunda mı, dostum?
Está tudo bem?
Şu ana kadar her şey yolunda anne.
Tu não precisas de fazer uma viagem especial.
- Her şey yolunda mı?
Está tudo bem? Sim, mãe, estou óptima.