Yüzyıl traduction Portugais
2,478 traduction parallèle
Yüzyılı aşkın süredir, gizem içinde yaşadım.
Durante mais de um século, vivi em segredo.
Aslında 5 yüzyıl önce keşfedilen bu yıldız 145 yılı aşkın bir süredir Mystic Falls'a uğramıyor.
Inicialmente descoberto há quase cinco séculos, não passava sobre Mystic Falls há mais de 145 anos.
20. yüzyılın en büyük keşfi saç maşası sayesinde.
O ferro de enrolar... a melhor invenção do século 20.
Saç maşası, 20. yüzyılın en büyük icadı.
O ferro de enrolar... A melhor invenção do século 20.
Bu düğmeye basmam 21. yüzyılın en iyi bilim adamlarının hafızasını kalıcı olarak silerse?
Mas e se eu carregar neste botão e apagar permanentemente as maiores mentes científicas do século 21?
- Ne istiyorsun, yüzyılın büyükkannesi olmayı mı?
Queres ser a avó do ano?
20.yüzyıl otoriteye itaat çalışması.
- Não conheço. - Estudo do século 20, sobre obediência à autoridades.
Yüzyılı aşkın süredir, gizem içinde yaşadım. Bugüne kadar.
Por mais de um século, vivi em segredo, até agora.
Son yüzyıl içinde bu ülkenin seviyesi gerçekten de düştü.
Não há dúvida de que este país simplificou muito nos últimos 200 anos.
M.Ö 2. yüzyılda mumyalama işleminde kurutucu madde olarak kullanılırmış.
Era usado como agente de desidratação durante o processo de mumificação no século II A. C.
Titian İtalyan ekolüne mensup 16. yüzyıl Rönesans ressamıydı, Booth.
Ticiano foi um pintor renascentista do século XVI da escola Italiana.
- Hint ya da Çin mürekkebi milattan önce dördüncü yüzyıldan beri kullanılıyor.
A tinta da Índia, ou tinta-da-china, é usada desde o século IV a.C. quando era chamada "masi".
Bir 19. yüzyıl yazarı için oldukça iyi bir parti veriyorsunuz, Bay Poe.
Bela festarola para um poeta do século XIX, Sr. Poe.
Siyasi partilere gelince, onlar tarihsel bir yanılgı. Hepsi geçip gitmiş olan bir yüzyılın ürünleri.
No que respeita aos partidos políticos, todos eles são anacronismos, são todos produtos de séculos passados.
- Amerikan malı, 19. yüzyıl öncesine ait ve oldukça değerli.
Foi feita nos EUA, início do séc. XIX. É valiosa.
Yüzyıl Savaşları, Haçlı Seferleri.
Guerra dos cem anos, as Cruzadas.
Bir yüzyıl sonra da olsa anladım ki ölümün sensiz bir anlamı olmuyormuş.
Um século depois, finalmente percebi que a morte, sem ti, não faz sentido.
Bir insanı yüzyılı aşkın süredir tanımanın da faydası bu.
É a vantagem de se conhecer alguém há mais de 100 anos.
An Wang, Wang Bilgisayar'ın kurucusu, 20. yüzyılın en büyük iş adamlarından birisidir ve burada şerefsizlik yapan sensin, Lemon, çünkü benimle dört yıl boyunca her gün çalıştıktan sonra, şovunun yapımcılığı için bana güvenmedin.
E Wang, o fundador da Wang Computers, é um dos maiores empresários do século XX. E tu é que estás a ser egoísta.
Geçen yüzyıl bütün hepsi elle yapılırmış.
Sabes, no início do século, tudo isto era feito à mão.
18. yüzyılın ortalarında Siam kralı IV. Rama, tahtını korumak için Avrupa'nın sömürgeci güçlerine karşı koca bir imparatorluğu böldü.
Em meados do século XVIII, o rei Rama IV, do Sião, dividiu um império enorme entre as potências da Europa de modo a preservar o seu trono.
17. yüzyıl kanunları!
As leis do séc. XVII!
Doğu Afrika ovalarında otlayan sürüler yüzyıl öncekilerden çok daha küçük olmalarına rağmen yine de çok büyükler.
As manadas que pastam nas planícies do oriente africano não têm as dimensões que tinham há 100 anos, mas ainda assim são numerosas.
Onbeşinci Yüzyıl.
Século XV.
"Yürüyen Hayalet" Dört yüzyıl boyunca bu böyle sürdü.
Foram precisos quatro séculos para a Irmandade Singh descobrir a verdade.
Burada "Yüzyılın İndirimi" varmış gibi gözüküyor.
Aqui está a parecer a "Liquidação do século".
Birkaç yüzyıl önce, sakalı olan bir kadınla çıkacaksın deseydin, delirmişsin, derdim.
se há duas centenas de anos me dissesses que eu ia andar com uma mulher com pêlos no queixo, ter-te-ia dito que estavas doido.
Bu alet son yüzyılın en şahane buluşu diyebilirim.
Esta deve ser a maior criação de génio dos últimos cem anos.
19. yüzyıl Baudelaire Mallarmé.
Este é o 19º. Tem Baudelaire, Mallarmé...
19. yüzyılın sonlarında Vatikan tüm pagan heykellerini yok ettiği için eğer burası ilk işaretse, burada bizi bir sonraki kiliseye götürecek ipucu da yok olmuş demektir.
E como o Vaticano destruiu todas as estátuas pagãs por volta de 1800 pode não existir a próxima pista para a segunda igreja.
On yedinci yüzyıl.
Século XVII.
İşte kafasında torbayla oturan 20. yüzyıl kazanovası.
Aqui está um Casanova do século 20... sentado com um saco plástico.
Ve ben, yeniden yükselmek için başka bir yüzyılı şeytanın ayına beklemeyeceğim.
E não esperarei mais um século para a Lua do Diabo aparecer de novo.
Bu yeni zamanın ilk yüzyılının sonunda bir kız, Hildegard,.. ... dünyaya gelmiş.
Quando chegou ao fim o primeiro século da Nova Era, uma menina, Hildegard, veio ao mundo.
20. yüzyıla, yani 50 yıl öncesine kadar tabloyu Napoli'li yetenekli bir taklitçinin yaptığı ortaya çıkmadı.
Só no século XX, mais ou menos cinquenta anos atrás, foi descoberto que se trata da obra de um hábil falsário napolitano.
Allen Ginsberg, 20. yüzyılın en meşhur şairlerinden biri olacaktı.
Allen Ginsberg viria a ser um dos poetas mais famosos do século XX.
Traktör ü birbirinden ayrı iki sahnede göstermiştim 21. yüzyılın yan etkisi gibi
Calnson, na página 10? Há um monólogo do "Trator" sobre o declínio do indivíduo, como factor social do século 21.
20'den fazla eyalette yüzyıl kutlamaları hazırlığı var da ondan.
Há comemorações do centenário a ser preparadas em mais de 20 Estados.
Şüphesiz ki, bu ülke ikinci yüzyılı göremeyecek.
E não tenha dúvidas de que este país não verá o seu segundo século.
20. yüzyıl kutlamaları var.
Há mais de 20 grandes eventos simultâneos.
Yeni yüzyılın geldiğini görebilirsiniz sesi de öyle.
Podem ver o novo século caminhar na nossa direcção e soa algo assim.
Bizler geçen yüzyılın başlarında gerçekleşen bu inanılmaz olaya tanıklık ederken Müfettiş Albert Caponi gözlerini kapalı tutmakta ısrarcıydı.
Enquanto a experiencia mais incrível desde início do século... se desenrolava diante dos nossos olhos, o Inspector Albert Caponi tem os seus fortemente fechados.
16. yüzyıl Japonya'sındaki gibi.
Quase como no Japão do século XVI.
Bunlar da doğal inci dediklerimizden. Bunlar biraz daha geç dönem, Edwardian Dönemi'nden, yüzyılın başlarından ve bunların fiyatı 15.000 sterlin.
Estas são as chamadas pérolas naturais, são de outro período, eduardianas, princípio do século.
Bu yüzyılın keşfi olacak!
- Sininho. Isto vai ser a descoberta do século!
19. yüzyıl sonu bir Hadenbruk.
Um Hadenbruck de finais do século XIX.
İki ay Jervas, ama bana iki yüzyıl gibi geldi.
Dois meses, Jervás, que pareceram dois séculos.
Bu resimler arasında 20 yüzyıl var.
Há 20 séculos entre estes dois quadros.
Geçtiğimiz yüzyılın sonunda, Şikago'nun her tarafında nakliye tünelleri inşa ettiler.
Na passagem do século passado, construíram túneis pela cidade de Chicago.
Orijinal renkli amatör sinemalarla birlikte, son yüzyılın en büyük buluşlarından biri olan bu teknik tamamen yeni bir bakış açısı getirmiştir.
Ela referia-se aos bombardeamentos dos aliados que deixaram a sua cidade em ruínas.
- Evet, neredeyse yarım yüzyıl.
Quase meio século.