Yıkama traduction Portugais
707 traduction parallèle
Ben burada, günden güne köle gibi çalışayım, yıkama yapıp,..
Aqui estou eu a trabalhar como uma escrava dia após dia,..
Çorbasını şapırdatırsa... ya da el yıkama tasından içerse gülmeyin.
Se ela sorver a sopa... ou beber da tigela de lavar as mãos, não riam.
- Yıkama da yapıyoruz.
- Tambem temos banhos.
Bayım, bilmiyor olabilirsiniz ama ben Fas Çamaşır Yıkama Şirketi'nin başkanıyım.
Senhor, pode não saber, mas sou o presidente da Empresa de Lavagem de Roupa.
Kıyafetleri hor kullanırız, yani bayağı yıkama ve tamir işin olacak.
Nós não somos muitos bons com a roupa. Haverá muita roupa para lavar e coser.
Lütfen o bardağı yıkama zahmetine girme.
Por favor, não se preocupe em lavar esse copo.
Bu yıkama işinde aşırı müpteladır.
Tem mania de lavar.
- Motor yağı değişimi ve yıkama yağlama istiyorsunuz, değil mi?
- Troca de óleo e lubrificação. É o que quer?
Onun güleç yüzünü sevdiğimi söyle yıkama yağlama yap.
Diz-lhe que é só porque gosto da cara sorridente dele, etc sabes, o de sempre.
- Yıkama suyum nerede?
- A água para me lavar?
Bugün iskele tarafı yıkama gerek.
Hoje dever lavar bombordo.
- Yıkama.
- Não laves isso.
Tabakları yıkama işi bana bir fikir verdi.
Lavar pratos trás ideias.
- Tüm yıkama ekibinin kıçına tekmeyi basın.
- Despeça todo o pessoal da lavagem.
Yüzünü yıkama nezaketini bile göstermemişsiniz.
Nem tiveram a decência de lhe lavar a cara.
- Hayır, Wonka Yıkama'nın tersten hecelenmişi.
- Não, Lavagens Wonka dito ao contrário.
- Yıkama için mi?
- É para lavar?
Oto yıkama.
Lavagem de carros.
- Oto yıkama. - Evet.
- Lavagem de carros.
Oto yıkama. Pekala.
Lavagem de carros.
Dinle, oto yıkama işi sayesinde çok para kazanabilirsin. Evet.
Escuta, podes fazer muito dinheiro no negócio da lavagem de carros.
Gerçekten iyi bir oto yıkama işimiz olacak.
Vamos ter um excelente negócio.
O oto yıkama işine sahip olacağım.
Vou ter essa lavagem de carros.
Oto yıkama işimiz olunca her şey düzenli olacak.
Quando tivermos a lavagem de carros... vai tudo estar na devida ordem, certo?
Akşamları sen kapatmadan bu oto yıkama işini dünyada açmam.
Não vou conseguir abrir a lavagem de carros... contigo aqui preso.
Yıkama ve cila.
Lavagem e cera.
- Denek beyin yıkama işlemine hazır.
Indivíduo pronto para a lavagem cerebral completa.
Güneş çıkmaya başladığında temizleme ve yıkama işine başladık. Elbette evlerimizde su vardı.
Quando o sol começou a brilhar, começámos a limpar e lavar, porque já tínhamos água.
Araba yıkama yeri bulamadığımdan.
Não encontrei um sítio para lavar carros.
Bir yıkama-fön için mi?
Por um mero tratamento?
Bir yıkama-fön için bu kadar para vermem.
Não pagarei tudo isso!
Beyin yıkama hoş olabilir. Hayır!
Uma foda mental pode ser boa.
Yıkama suyunu bilmem, onu siz ikiniz halledin!
Para tomar banho não preciso, deixo-vos aos dois irem buscar.
- Yıkama, fön.
- O que veio fazer?
Dee-Luxe-Oto yıkama.
Dee-Luxe-Carwash.
Bekle, oto yıkama varisi demek ki su oyunları istiyor.
- Espera, o herdeiro da firma quer brincar na água.
- Oto yıkama yolundan geçen ilk insan benim!
- Fui o 1º homem a atravessar a limpeza de carros!
Yani telafi edemem de, fakat bu herşeyi ayarlar, araba yıkama da şirketten.
Bem, não posso substitui-lo, mas vou compensá-lo, e ofereço-lhe a limpeza do carro.
Yağmur yağdığında, bir yıkama bedava.
Se chover, tem uma limpeza de graça.
Oto yıkama için geç.
É muito tarde para lavar o carro.
- Yıkama tesisi ve bu da sen.
- A limpeza de carros, e isto és tu.
Elle yapılan yiyecek işlemleri şüpheli... yiyecek hazırlama alanında sigara içildiğine dair kanıt... kirli ve lekeli mutfak önlükleri... el yıkama lavabosu eksik ki 6 ay önceki ziyaretimizde... taktıracağınıza dair söz vermiştiniz... ve de su deposunda iki ölü güvercin.
- Manuseamento suspeito da comida, vestígios de fumadores na área de preparação dos alimentos, aventais sujos e pegajosos, inexistência de lavatórios - cuja instalação nos garantiu verbalmente há seis meses - e dois pombos mortos no depósito de água.
kampus caddesi araba yıkama. Üniversiteli bebeler için.
Lavadouro de Autos da Universidade.
Maulbronn Roma Katoliklerine karşı eğitilen, genç protestanların bulunduğu bir eğitim ve beyin yıkama kampı idi.
Maulbronn era uma espécie de campo de treino educacional e ideológico, onde se preparavam jovens mentes Protestantes para o uso das armas teológicas, contra a fortaleza do Catolicismo Romano.
Annemiz her gün kıyafetlerimizi bir yıkama tahtasında çitiledi.
A mamã lavava as nossas roupas na tábua todos os dias
Yıkama.
Não a laves.
Kabukları yıkama küvetleri gibi büyük olduğuna.
Tanto o norte como o sul, não sabem como calá-lo.
Neden oto yıkama işini burada yapmıyorsunuz?
Por que não abrem aqui o vosso negócio?
- Ya el yıkama lavabosu?
- E o lavatório?
- Çoraplarımı yıkama.
- Não quero que lave nada.
Bunun birinci sınıf beyin yıkama olduğunu söyleyeceklerdir.
Vão chamar-lhe lavagem cerebral.