Yılbaşı traduction Portugais
2,103 traduction parallèle
Firmamız Yılbaşı günü büyük bir parti düzenliyor
Nossa empresa vai dar uma grande festa na noite de Ano Novo.
Yılbaşından önceki gün.
Na véspera da passagem de ano.
Yılbaşı bu sene erken geldi.
Bem, o Natal chegou um pouco mais cedo.
Önceden yılbaşında ya da doğum günlerinde arar sorardı, ama sonra o da kesildi.
Costumávamos enviar cartões de Natal e fazer chamadas de aniversário, e então num ano isso... apenas parou.
Yılbaşından önceki sabahın kokusuna bayılıyorum.
Adoro o cheiro da manhã na véspera de Natal.
Burbank'in bütün büyük ve uzunları Yılbaşı'na pantolonsuz girmişti.
Todas as Husky Lad por toda a parte em Burbank ficaram sem calças para o Natal.
1997 yılında, yılbaşından iki hafta önce Trudy Monk, bazı günlük işleri halletmek için şehir merkezindeydi.
Duas semanas antes do Natal, 1997, Trudy Monk estava na baixa a fazer uns recados.
Yılbaşı sana hiçbir şey ifade etmez mi?
O Natal não lhe diz nada?
Yılbaşı için bir şeyler düşünüyordum.
Lembrei-me de uma coisa que quero para o Natal.
Yılbaşın kutlu olsun!
Feliz Natal.
Yılbaşı yemeği için, evine birkaç arkadaş davet ettim.
Eu não disse que convidei alguns amigos para o jantar de Natal na sua casa.
Charlie Brown'ın yılbaşı ağacına benziyor.
É como a árvore de Natal do Charlie Brown.
Yakışıklı Noel Baba'nın Özel Yılbaşı Arifesi Dağıtım Servisi
Um Sistema Especial de entrega na Véspera de Natal do bonito Papai Noel!
Yılbaşınızı muhteşem bir Corissant Bouche ile daha da güzelleştireceğiz.
Faremos seu especial de Natal com um ótimo Croissant Bouche.
Bunun güzel bir yılbaşı kartı olacağını düşünmüştüm.
Pensei que daria um postal de Natal bonito.
Azarlama bir motivasyon aracı, Yılbaşı ikramiyesi yada cinsel taciz gibi.
Os gritos são uma ferramenta de motivação, tal como os subsídios de Natal ou o assédio sexual.
Belki Yılbaşı'nda geri döndüğümüzde olur.
Talvez no Natal, quando voltarmos.
Peki yılbaşında ne yapmayı düşünüyorsun?
O que vais fazer no ano novo?
Artık ona yılbaşında ne alacağımızı biliyoruz.
Agora já sabemos o que lhe havemos de comprar no Natal.
Evet muhtemelen büyük bir yılbaşı hediyesi alacaksın.
Isto vai garantir-te um bónus de Natal chorudo.
Yılbaşı arifesi gecesiydi. Randy eve bensiz gitti çünkü.. .. ona kazara geceyarısı öpücüğü vermiştim.
Era tarde na véspera de ano novo e o Randy foi para casa sem mim porque eu dei-lhe acidentalmente um beijo de meia-noite, coisa da qual ainda não falamos.
Geçen yılbaşı.
- No Natal passado.
Jeffers'ın kaybolması Chandler için 1920 yılının yılbaşı arifesinde oğlunun ölümüyle başlayan trajediler serisinde son darbeydi.
"O desaparecimento do Jeffers foi um acontecimento terrível para o Chandler, " que sofreu uma série de tragédias começando com a morte do seu amado filho Will, que morreu na véspera de Ano Novo de 1920. "
- Aynı Yılbaşında gibiyiz!
- Parece que é natal!
Yılbaşı ışıkları gibi.
Como as luzes de Natal.
- Yılbaşı ışıkları.
- Luzes de Natal.
Walter, adamın onu bir yılbaşı ağacı ile uyutan bir kadından bahsettiğini iddia ediyor. - Sonra onu kaçırmışlar.
O Walter Bishop afirma que se lembra do Kim lhe contar a história de uma mulher que o pôs a dormir com uma árvore de natal e a seguir levou-o.
Yılbaşı mektuplarını okudum.
Eu li os seus cartões de natal.
Bir rakunu yılbaşı hediyesini açmakla suçlamıştım.
Eu incriminei um guaxinim por ter aberto um presente de Natal.
Katherine'le, yılbaşında Bermuda'ya gitmeyi konuşuyorduk. Sonra o gitmek istemediğini söyledi çünkü bikiniyle güzel gözükmediğini düşünüyormuş.
Eu e ela falávamos em ir às Bermudas no Natal e ela disse que não queria ir, porque fica mal de fato de banho e eu disse que ela podia ser a capa da "Sports Illustrated"
Yılbaşı için de ayrıca bir 800'ümüz var.
Temos mais 800 na conta do Natal.
Yılbaşı ışıkları..
Luzes de Natal.
Yılbaşı ışıklarını ve yeniyıl süslemelerini yine görebileceğim.
Talvez possa ver as luzes de Natal de novo, e as decorações dos feriados.
Carlos, yılbaşı süslemelerini görmek için heyecanlandığını biliyorum.
Sei que está empolgado para voltar a ver as luzes de Natal de novo.
Yılbaşında evde hazır bulun.
Passa pela minha casa.
Mart sayısı ile bir türlü buluşamadık ama Yılbaşı ikizleri vardı.
Com a de Março tive um conflito de horário, mas as de Dezembro eram gémeas.
Aslında biz İngiltere Kilisesine bağlıyız. ... ama babam yılbaşı ve cenazeler dışında hiç gitmez.
Nós somos da igreja de Inglaterra, mas o meu pai só a frequenta no Natal e nos funerais.
Bu şekilde anlaşmamıştık, Sebastian... Yılbaşı için geldiğinde bunları konuşmuştuk.
Não foi o que combinámos quando falámos disto no Natal.
Edie, yılbaşı ağacını görüyor musun?
Eddie, está vendo a árvore de Natal?
Yılbaşı ağacına odaklan ve bütün ağrılarını oraya gönder.
Concentre-se nela e mande sua dor para lá.
- Belki yılbaşında.
- Talvez no Natal?
- Yılbaşı hikâyesi değil.
- Não é bem uma história de Natal.
Yılbaşından bir hafta önce olmalı.
Teve que ser naquela semana antes do Ano Novo.
Yılbaşından önce olmuş olmalı, o geceden sonra sadece sen vardın.
Teve de acontecer antes do Ano Novo, depois dessa noite foste só tu.
Yılbaşından beri getirdiğin hediyeler bana tam 47 çeşnicibaşına mal oldu.
Lembro-te que este ano as tuas guloseimas já me custaram quarenta e sete provadores.
Yılbaşı için hediyen.
Este é o meu presente de Natal para vós.
Biz oraya... Yılbaşı için gitmiştik.
Nós fomos... fomos lá no Natal.
Pico Kulesi 31 Aralık 2010 Yılbaşı Arifesinde Tekrar Açılıyor.
PICO TOWER Reabre na véspera de Ano Novo
Yılbaşı. Yılbaşı.
Natal.
Şuna ne dersin, yılbaşı gecesi- -
E que tal esta?
Bu sabah, boynu bir yılbaşı hindisi gibi sıkılmış halde bulundu.
Não há sinais de violação.