English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Y ] / Yılın

Yılın traduction Portugais

23,625 traduction parallèle
Kiraya veren evin Paul'un adına olduğunu söyledi. - Yılın sonuna kadar kirası ödenmiş.
O senhorio disse que a casa estava em nome do Paul com renda paga até ao fim do ano.
99 yılının yazına. Ralph Wilson Stadyum'unda Judas Priest'i izleyecektim ama arkadaşım Champ Silvers park alanında bana otuzluk bira verip içemezsin dedi.
Ao verão de 1999, tinha planeado ver os Judas Priest no Ralph Wilson Stadium, mas o meu amigo, o Champ Silvers, desafiou-me a beber uma caixa de 30 cervejas no parque.
Son beş yılını Calle Juarez'de dövizci olarak geçirmiş.
Passou os últimos cinco anos como cambista na rua Juarez.
Bak, o son üç yılını burayı bir kaleye çevirmek için harcamış sence ne yaptığını bilmiyor mu?
Passou os últimos 3 anos a transformar isto numa fortaleza, achas que não sabe o que faz?
30 yılın spor sonuçlarını biliyorum.
Eu sei os resultados desportivos dos próximos 30 anos.
Beyler, hepinizi yılın sosyal olayı olmaya aday bir etkinliğe davet ediyorum.
Cavalheiros, quero convidar-vos para aquele que promete ser o evento social da época.
- Sana yılın haberini verdim.
Entreguei-lhe a história do ano.
- Evet, yılın en sevdiğim günü.
Sim. O meu favorito do ano.
Harflerin Adamları'nın kayıtlarına göre Edward Durbin II 1939 yılında Avrupa'ya gönderilen küçük bir gruba dahil olmuş.
De acordo com os registos dos Homens de Letras, Edward Durbin II foi admitido em 1939, e fez parte de uma pequena delegação enviada para a Europa.
2004 yılında, sessizce kapanan çamaşır sepeti teknolojimiz çöpten çalınıp Dark Web'te satılmıştı.
- É o melhor triturador do mercado. Em 2004, a tecnologia do cesto de roupa de fecho silencioso foi roubada do nosso caixote do lixo e foi vendida na dark web.
- Yılın bu zamanı mı?
Nesta altura do ano? Não, senhor.
Yılın öğretmeni direğe asılıyor ve kimse bir şey bilmiyor mu?
Bom, o professor do ano é colado a um mastro de bandeira, e ninguém sabe de nada?
Bana bir tek yılın o gününde iyi davranırdı.
Era a única altura do ano em que era simpático comigo.
Kaset yaklaşık bir yıl önce Starlee'nin evinden bilgisayarı çalınınca ortaya çıktı.
O filme tornou-se público há um ano atrás, após um assaltante ter assaltado a casa da Starlee e roubado o portátil.
Ya sizlere birkaç yıl içinde immün yetmezliklerin yok olacağını kanserin tedavi edileceğini söyleseydim?
E se eu dissesse que dentro de alguns anos, as deficiências autoimunes podem ser erradicadas? O cancro curado.
Tam olarak 2044'de. Yani, silahını bırakırsan sana son kaç yılı yav... - 85 mi?
Em 2044, para ser exato, e, se pousar a arma podemos pô-lo a par dos últimos 85 anos.
O kadar yıl bana göz kulak olmanın bahanesi bu mu?
Essa é a tua desculpa para andares a observar-me todos estes anos?
300 yıl yaşadıktan sonra... sadece var olmanın yeterli olmadığını öğrendim.
Após viver durante 300 anos... aprendi que existir não é suficiente.
Üç yüz yıl yaşamayı nasıl başardın ki?
Como conseguiste sobreviver durante 300 anos?
FBI tarafından alınıp, eğitilmiş ancak on yıldan uzun bir süre önce bürodan ayrılıp bir suçlu olmuş.
antes de começar a agir por conta própria há uma década.
20 yıl önce babamın yaptığı bazı boktan işleri ortaya çıkarmaya mı çalışıyorsun?
Tentar trazer uma treta qualquer sobre o meu pai de 20 anos atrás?
Kış tepesi. Hiç kimsenin daha kötüsünü görmediği o kar fırtınasının olduğu yıl.
Caiu o inverno, um ano de nevões pior que nunca.
Biz de, hangi meta insanın binayı yıkabileceğini ve nasıl durdurulacağını bulmaya çalışacağız.
- Claro. - Vamos ver quais poderes podem destruir um prédio daquele - e como impedir.
Bir şeylerin yıkılıp dağılmasını seviyorum çünkü.
Porque gosto de ver coisas a serem destruídas.
Hakkını vermeliyim, bu parti yıkılıyor dostum.
Sabes, tenho de dar a mão à palmatória. Esta festa está a rebentar, meu.
Erkek Karınca'nın önümüzdeki 5 yıl boyunca Pied Piper tarafından çıkartılan her türlü cihazı satın alma yetkisinin olduğunu söylüyor. Evet.
Diz que a Maleant tem direitos exclusivos para comprar tudo da Pied Piper durante 5 anos.
Baba, bir seferinde Barbra Streisand'ın şarkı sözünü unuttuğunu ve otuz yıl boyunca sahneye çıkamadığını biliyor musun?
Pai, sabes que a Barbra Streisand uma vez esqueceu a letra de uma música e não voltou a cantar em público durante quase três décadas?
Yıl sonundaki "En İyi Doğaçlama" sayısını kim yazıyor peki?
Quem faz a lista das 10 melhores improvisações no fim do ano?
Kartelin bu suçu işleme olasılığını makul bulsam da tüm kaynaklarımızı tek bir olasılığa harcamamalıyız. Baş komisere yardım et, ben de Omar Velez davası için Bell'den yardım alayım.
Apesar de acreditar que o cartel possa ter cometido o crime, mas não ponhamos os ovos todos num cesto, portanto ajudas o capitão, e o Detective Bell toma conta do caso do Omar Velez.
Bu yıl Tommy'nin sınıfında kaç çocuk var?
Quantos miúdos tem a turma do Tommy este ano?
Yaklaşık bir yıl önce, Jonny bana çocuk katillerinin hiç hoş karşılanmadığını anlatıyordu.
E há menos de um ano atrás, o Jonny contou-me que os assassinos de crianças não são muito bem recebidos.
Seni ve kardeşini güvende tutacağını bilsem, bin yıl da olsa bu hücrede kalmaya razıyım.
Porque passaria milhares de anos nesta cela, se isso significasse que tu e a tua irmã estariam seguras.
Her yıl 68 milyon Amerikalı güvenli sınırlarımızın ötesine geçiyor.
Mais de 68 milhões de Americanos deixam a segurança das nossas fronteiras todos os anos.
Yılların idman arkadaşları birbirlerine nasıl da girişiyorlar?
Olhem como estes parceiros de treino de há muito se digladiam.
Violet size anlattımı bilmiyorum ama hayatımın aşkı geçen yıl öldü.
Não sei se a Violet lhe contou, mas o amor da minha vida - morreu o ano passado.
Dostum, ilk yılımda bir oda arkadaşım vardı ödevlerini çıplak olarak yatağımın üstünde yapıyordu, bunu görünce'Bir daha asla'dedim.
Meu, tive um na faculdade que insistia em escrever os trabalhos completamente nú sentado na minha cama. Depois disso, jurei "nunca mais".
Yani ben bu hastalığın 100 yıl önce falan yok olduğunu sanıyordum.
Pensei que a doença tinha sido dizimada, há 100 anos.
'44'deki kadın genetik olarak güçlendirilmiş Elçi hakkında birkaç yıl önce bir ipucu buldum ama Avrupa'da bir yerlerde izini kaybettim.
Aquela mulher de 1944 a Mensageira geneticamente melhorada. Tive uma pista sobre ela há uns anos, mas perdi-lhe o rasto algures na Europa.
Martin Charteris'ten önce iki yıl boyunca özel sekreterliğimi yapmıştın.
Foi o meu secretário particular durante dois anos antes do Martin Charteris.
Fakat 80 yılımın 54'ünü ülkeme hizmet ederek geçirdikten sonra fark ettim ki
Estou ciente, porém, de que depois de servir ao meu país por 54 dos meus 80 anos,
Eminim Tinder avatarın saç odaklı ve yıldızlarınki gibi gösterişlidir ama biyografini nasıl yazdın?
De certeza que a tua foto no Tinder centra-se e lisonjeia o teu cabelo, mas como é que escreveste a tua biografia?
Ya da cezaevinde iki yıl geçiren bir adamsın.
Ou que passou dois anos na prisão.
Her yıl 68 milyon Amerikalı güvenli sınırlarımızın ötesine geçiyor.
Mais de 68 milhões de americanos deixam a segurança das nossas fronteiras todos os anos.
Bunca yıl yaşadığımız onca şeyden sonra ne aradın ne sordun.
E durante esse tempo todo, nem sequer uma chamada, depois de tudo aquilo que passamos juntos.
Babamın ölümünden üç yıl sonra kasaba İlk Jenerasyon tarafından yönetiliyordu. Yani Wayward Pines'ta doğanlar tarafından.
Três anos depois da morte do meu pai, a cidade é governada pela Primeira Geração, aqueles que nasceram em Wayward Pines.
İki yıl önce onun çalışmalarını reddeden bir makale yayınladınız.
Há dois anos, publicou um artigo que repudiava o trabalho dele.
Evet, ben ayrılmadan yaklaşık bir yıl önce onun yanına taşındınız.
Mudou-se para casa dele um ano antes de eu sair de lá.
Çocuklarını tanırsın. İster on, ister elli yıl önce ortadan kaybolmuş olsun.
Conhecemos os nossos filhos, mesmo desaparecidos há 10 ou 50 anos.
On yıl boyunca kızlarının dönüşünün hayalini kurmuşlar.
Sonharam com o regresso da filha durante mais de uma década.
Mina'nın ortadan kayboluşunun yıldönümüydü. Ve hayatta olsa şu anda nasıl görüneceğine dair bilgisayarda bir şeyler yapmışlardı.
Era o aniversário do desaparecimento da Mina e fizeram uma simulação para ver como ela seria se estivesse viva.
Bunca yıldan sonra başına açtığı onca dertten sonra hala ona takıntılısın.
Sabes, depois de todos estes anos, depois de tudo o que ele te fez passar, tu ainda continuas obcecada com ele.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]