Zana traduction Portugais
196 traduction parallèle
Hafızana kazı onu Samson.
Queime a sua imagem na sua memória, Sansão.
Araziyi ve yolu hafızana yerleştir, çünkü yolda sorduğu zaman ihtiyacın olacak.
Tem esse trajeto na cabeça?
Sevgili Antony'nin son arzusunu hafızana kaydet.
Recordai-vos do último pedido do vosso amado António.
Hafızana güvenim tam, Bay Spock.
Nenhuma dúvida sobre a sua memória, Spock.
O ne yapıyor ki, onlar sızana kadar dırdır mı ediyor?
Querido... Eu sei. Eu sei.
Bu şekilde hafızana kavuşabilirmişsin.
É assim que vem a memória.
Bir kadın sevdin mi hiç ta ki ondan süt sızana dek sanki az önce aşkın kendisini dünyaya getirmişçesine ve şimdi onu beslemeli mi yoksa yok mu etmelidir?
Amou alguma vez uma mulher... até que o leite vertesse dela... como se ela tivesse dado à luz o próprio amor... e tivesse de amamentá-lo ou explodir?
Biliyorum çünkü bu anıyı hafızana biz yerleştirdik, lliana.
Sei porque a colocámos nas suas memórias, Iliana.
- Açıkça hafızana alma. - Ne hafızası?
- Obviamente não recebeu o memo.
Oh, tatlım, bölümleri hafızana işlemelisin.
Amor, devias decorar certas passagens.
Hala Simens ve Zana ile takılıyorum.
E tu? Ainda me dou com o Simens e a Zana.
Ve sonra Zana kontrolü kaybetti!
Depois, a Zana deu um grande traque!
İçti. Sızana kadar içer.
Bebe até desmaiar.
Hafızana niçin girmeye çakıştıklarını biliyor musun?
Você sabe por que eles estavam tentando acessar suas memórias?
Ve sızana kadar Her şeyden konuşurlar.
Uma vez chapadas, elas contam tudo.
Kişiliğinin her bir yönüne temas eden. Senin hafızana dokunan.
Tocando cada aspecto de sua... personalidade... sua memória.
Çoğunlukla ne zaman kızana geleceğimi sorar.
Costuma perguntar-me quando acho que me vem o cio.
Kızana gelmiş durumda.
Ela está com cio.
Kıçımla ilgili bir şey senin bunu hafızana kaydetmene yol açmış.
O meu cu deve ter causado algum impacto na tua cabeça. Não, não.
Bara gidip sarhoş olacağım, eve bir yabancıyla gideceğim, yorgunluktan sızana kadar vahşi bir şekilde onunla sevişeceğim.
Vou a um bar, embebedo-me, vou para casa com um estranho e faço sexo selvagem até desmaiar de cansaço.
Bunu o fotoğrafik hafızana koy.
Põe isso na tua memória fotográfica.
Çabuk tarafından Pejan Bakuri, Zana Bakuri, Niyal Okcus ve Şivan İzmir'in salıverilmesini istiyoruz.
Exigimos a libertação imediata de Pejan Bakuri, e Zana Bakuri, Niyal Okcus e Shivan Izmir.
Pejan Bakuri, Zana Bakuri, Niyal Okcus ve Şivan İzmir özgürlüklerine kavuşacak.
Pejan Bakuri, Zana Bakuri, Niyal Okcus e Shivan Izmir estão entre os que foram libertados.
İnsanlar senin hafızana güveniyor.
- As pessoas contam com essa memoria.
Hafızana dönmek için bir bağlantı arayacaksın. Anlattığın kapıya dönmelisin.
Seja o que for, estás à procura de uma ligação, um portal, de volta ao teu estado de memória, à porta que descreveste.
Bu Tretonin senin hafızana bir şeyler yapmış gibi görünüyor.
Este Tretonin parece que teve algum efeito na tua memória.
Bakalım bunun hafızana yardımı olacak mı?
Vê lá se isto refresca a tua memória.
Hafızana kavuşmak istiyorsan... Tanrı'nın çağrısına uymanı tavsiye ederim.
Se pretende recuperá-la, sugiro que continue a obedecer.
AI oldukça ve dış verilerin hafızana yazılmasına izin verdikçe ödemen gereken bedel bu olacak.
Enquanto tiveres AI e permitires que inputs externos escrevam na tua memória. é o preço a pagar.
Zana Teyze, Avijit benimle sürekli alay ediyor.
Por que mente tanto?
Zana Teyze Oxford Galerisi'nde bir sürü insan olacak değil mi?
Tia Zana? Haverá muitas pessoas na Galeria Oxford?
Sonra Zana Teyze bana cumartesi günü gel dedi. Ben de gittim.
Então, tia Zana disse :
İşte Zana Teyzeyle böyle tanıştık. Ve onu görür görmez çok sevdik. Hemen kanımız kaynadı.
Encontramos a tia Zana e gostamos dela assim que a vimos.
O günden beri Zana Teyze bize fotoğrafçılık dersleri veriyor.
Desde então, tia Zana nos ensina com muita dedicação.
Hafızana ne olduğunu bilmek mi istiyorsun?
Queres saber o que aconteceu à tua memória?
İnan bana ortak her şey hafızana geri dönecek.
Bem, tu sabes companheiro, isso voltará para ti.
Annen hakkındaki bütün güzel şeyler hafızana geri dönecek.
Todas as coisas boas sobre a tua mãe voltarão para ti.
- Hayatının sadece 12 saniyesinde geçen böyle bir olay kalan bütün ömrün boyunca hafızana kazılı kalabiliyor.
"Uma coisa que dura 12 segundos na tua vida e que fica na tua memória para toda a vida!"
Kötü hafızana birşey yapman gerekiyor.
Tens de fazer algo a essa tua falha de memória.
Hafızana kavuşmuşsun.
Soube que recuperaste completamente.
Eğer ben, senin hafızana döndüğünü şimdiye kadar bilseydim...
E se por acaso descobrires que que recuperaste a tua memória...
Dağılırsın. Sızana kadar içersin. Okulun trafikçisiyle birlikte olursun.
Deixares-te ir abaixo, beber até cair, curtir com o sinaleiro?
Her resmi hafızana kazımana gerek yok.
Não é preciso decorares todas as fotos. Vai passando.
Hafızana kaydet.
Hora de ir.
Bir kadının göğüslerini hafızana almadıkça, o kadını elde edemezsin.
Não consegues ultrapassar uma mulher até que deixes de conseguir imaginar as mamas dela.
Evlat, bugün burada göreceklerin hafızana kazınmalı.
Mas quero que isto fique bem marcado na tua mente, filho.
Daha kötüsü de kazınabilirdi hafızana.
Bem, poderíamos ser assombrados por algo pior.
Katil onu buraya kadar takip etmiş, orada, kurbanı alkolden sızana kadar beklemiş,
Teletransportar.
Zana teyzenin derslerini çok seviyorum.
Gosto muito das aulas da tia Zana.
Bilgisayarı öğrenirsek Amerika'ya Zana Teyze'ye yazabiliriz.
Quando souber usar, escreverei para tia Zana nos EUA.
Hafızana yardımcı olur.
Ajuda-te com a memória