Zehrini traduction Portugais
134 traduction parallèle
Yılanın zehrini söküp alacağız.
Estirparemos o veneno da besta.
"Bu ülke zehirli, yılanın zehrini söküp alacağız!" diye haykırdı.
Gritava : "É venenosa! Temos que estirpar o veneno da besta!"
Jim, burada, imansızlık ve şüphe zehrini yayıyor.
O Jim espalhou o veneno da dúvida e da descrença.
Sejanus... omuzunda oturan ve zehrini senin kulağına fışkırtan o kara örümcek.
Sejano, essa aranha negra que se senta no teu ombro a esguichar o seu veneno para o teu ouvido.
Şimdi ticaretini sonucuna gelebilir ve Amerikan zehrini Gürcistan kanallarından yurduna yollayabilir.
Rosta conseguirá levar o veneno para casa. Através de sua ligação na Georgia.
Bazen kalbim şöyle diyor fare zehrini içip son kez uyumalıyım.
Às vezes, o meu coração diz-me... que devo engolir veneno de rato e dormir pela última vez.
İsimsiz telefonların ardına saklanan, nefret ve zehrini kusan öfkeli yobazlarla.
Fanáticos que se escondem atrás de ligações anônimas... cheias de ódio e veneno.
Zehrini bana da bulaştırdın!
Contaminaste-me.
Zehrini almaya gideceksin galiba.
Cada um escolhe a corda...
Bunun yerin 911'i aramak isteyen olursa biz de kurşun zehrini devreye sokarız.
Se qualquer um de vocês decidir ligar para o 112, bem... nessa altura mudamos para envenenamento por chumbo.
Kirpibalığının zehrini tüketirsen, ve şey de dedi ki büyük ihtimal... -... yaşamak için 24 saatiniz var.
Se, de facto, consumiu veneno de um peixe-balão, tem 24 horas de vida.
Ancak o zaman zehrini salgılıyor.
Então, liberta um veneno.
Zehrini al, Harold.
Toma o veneno.
Hey, bu fare zehrini bütün mutfağa döktüm.
Ouça, já pus este veneno para ratos por toda parte.
İnancın bir işareti olarak, kullar, ölümcül yılanları tutar ya da zehrini içerler.
Como sinal de fé, os seguidores manejam cobras mortais e bebem veneno.
Zehrini kusmana izin vermeliydim.
Devia ter-te deixado sofrer.
Limon, zehrini seç.
Lem, escolhe.
Yani, Marie orada zehrini bilerek akıttı.
Quero dizer, Marie deitou veneno deliberadamente.
- Defol buradan. - Zehrini de yanına al.
- Leva o teu veneno contigo.
Ama aslında Crane'in zehrini tüm şehre salacaktın.
Mas o que vai fazer é libertar o veneno do Crane por toda a cidade.
Tok'ra'nın geliştirdiği ortakyaşam zehrini kullanırsak hayır.
Se formos atrás dele, arriscamos ferir inocentes. Não se usarmos o veneno simbiota que o Tok'ra desenvolveu.
Bu yüzden gidip zehrini başka yerde akıt.
Vá espalhar veneno para outro lado.
Sana zehrini akıtmış!
? Ele infectou-te.
Biraz hızlanıp, böcek zehrini ciğerlerimizden atsak fena olmaz.
Devíamos andar mais depressa para tirar o veneno dos pulmões.
- Zehrini uzak tut, Josette.
Cospe o veneno, Josette.
Ver şu zehrini.
Traga-me o frasquinho.
- Zehrini sec, Bay Campbell.
- Pegue o seu veneno, Sr. Campbell.
Tamam, Abby. Kulağına fısıldaya fısıldaya zehrini akıttın. Seni geri kafalı, cadaloz.
Tem-lhe andado a envenenar a cabeça, sua mentecapta medieval.
Kendi zehrini içmeye zorlanan bir seri katil.
Um "serial killer" forçado a beber o próprio veneno.
Korari zehrini boca ediyorlar geçici bir felç ve ardından Sharon otopsiyi hallediyor.
Encheram-nos de veneno korari um agente paralisante, depois a Sharon falsificou a autópsia.
Fakat mantığa ters düşecek şekilde, en ustalaşmış deniz yılanı zehrini tamamen terk etmiştir.
Mas, paradoxalmente, a serpente marinha mais especializada de todas não tem qualquer veneno.
Poughkeepsie'li olan tarafına. Zehrini söyle?
De Poughkeepsie.
Bu şekilde telaşlandırıldığı zaman halusinojen bufotenin olan zehrini salgılıyor.
Quando está agitado assim, segrega este veneno o qual é alucinogénico, bufotenin.
Zehrini salgılamaya başladığı an onu yalarsın, çok etkilidir.
Assim que começar a segregar o veneno, lambe-se e fica-se muito pedrado.
Kara kurbağa zehrini yalayarak epey risk aldın.
Correste um sério risco, ao lamber o veneno do sapo.
Lanet olsun! Zehrini fışkırttı.
Merda, ela está a deitar veneno.
Kazıcıların zehrini nasıl iyileştireceğimizi bilmiyoruz.
Não sabemos como deter o veneno dos Escavadores.
Hala zehrini damarlarımda hissediyorum.
Tem sido difícil encontrar alguém depois da Bette. Ela definiu um objectivo.
Yılanlar aşık olmaz Karina, zehirler. Zehrini hala damarlarımda hissediyorum. - Sevdim.
Compreendo que estejas perturbada, mas também sei que se tivesse sido o teu projecto a causar tanta controvérsia, gostarias de ter uma audiência justa.
Yılan gibi. Bir kabı ısırmasını sağlayacağız ve zehrini inceleyeceğim.
Fazemos com que morda um recipiente e examino o veneno.
Nano-mite'lar birleşip savaş mekanizmasını oluşturuyor. Kobra zehrini önce engelliyor, sonra da def ediyor.
Os nanomites unem-se como um mecanismo de defesa, primeiro bloqueando e depois expelindo o veneno da cobra.
Daha sonra, dövüş sanatları efsanesi İsimsiz'in de arasında olduğu çok sayıda dövüş ustasını kontrolüne almak için özel hazırlanmış zehrini kullandı.
O Lorde Godless deu-lhes duas opções, para se renderem e trabalhem para ele, ou eles serão executados.
Dişinle kırarsan, zehrini salar.
Aperta entre os seus dentes para libertar o veneno.
Mumyalama, sistemdeki felç zehrini mahvetmiştir.
O embalsamamento teria destruído os vestígios das toxinas no organismo.
En azından bitli fare zehrini bu son yiyişim.
Ao menos é a última vez que como esta tua porcaria de veneno pra ratos.
Cilt büyütme zehrini yapmamı istemeleriyle aynı sebepten.
Pela mesma razão de que eles me pediram para criar a toxina de crescimento de pele...
Şimdi uzun bir paten alıp zehrini atmalıyım.
Agora vou ter de ir andar de patins em linha para suar o teu veneno.
Zehrini kusuyordu ve sonra Marlow -
Estava a cuspir veneno e depois a Marlo...
Zehrini üstüme istediğin kadar akıtabilirsin, anne.
Deita tanto veneno quanto queiras.
Çünkü Laura Miller zehrini onlara da bulaştırıyor.
Porque a Laura Miller anda por aí a espalhar veneno.
İnsan çaresiyle kalbini durdurduk ve kendi iğnesiyle ona lanetli zehrini verdik.
"Sua própria agulha parou o seu coração e causou a sua ruína."