Zekiler traduction Portugais
190 traduction parallèle
Medeniyetin sonu anlamına gelecek bir projeye girişmeyecek kadar zekiler...
Eles não entrarão num projeto que pode destruir a civilização.
Çok zekiler.
Eles estão a ser muito espertos.
Çok zekiler.
Os boches são espertos.
Evet, zekiler çünkü acımasızlar.
São espertos. É por isso que são cruéis.
Hayır, bunun için fazla zekiler.
Não.São demasiado espertos para isso.
Kendileri yapmayacak kadar zekiler.
Eles nem experimentam.
Çok zekiler.
São muito espertos, sabes.
Tahmininden daha zekiler, kızıl benizli.
Eles são mais espertos do que tu pensaste, índio.
Evlenebilmek için yeterince olgun ve zekiler.
Têm idade e juízo para se casar.
Ama erkekleri kontrol etmek için bu aletleri yapacak kadar zekiler.
Foram inteligentes o suficiente para inventar estes aparelhos de treino. Que maneira de manter o controlo sobre um homem.
Benim dostlarım en iyi kişilerdir. En erdemlileri demek istemiyorum... ya da elbette ki en erdemsiz olanlar, ya da en zekiler... ya da en aptallar, en zengin ya da en asil olanlar değil.
Os meus amigos são o que há de melhor, não que sejam os mais... ou menos virtuosos, ou os mais inteligentes... ou mais estúpidos, mais ricos ou mais bem nascidos.
Ya çok aptallar ya da sandığımızdan daha zekiler.
Ou são muito estúpidos, ou são mais espertos do que julgamos.
- Oldukça zekiler.
- Bastante esperto.
Sandığımdan zekiler.
São mais espertos do que julguei.
Çok da zekiler.
E extremamente inteligentes.
- Zekiler zekilerle olur.
- Cérebros saem com cérebros.
Düşündüğünüzden daha zekiler.
São mais espertos do que pensam.
Beni yakalamaya yetecek kadar zekiler!
Foram espertos o suficiente para me apanhar!
Çünkü çok zekiler, iste bu yüzden.
Porque são muito espertas.
Her ne yaptılarsa benden daha zekiler.
O que eles fizeram... são mais espertos que eu.
Olağanüstü zekiler.
Sinais de uma inteligência extrema.
Şimdi bakalım, bu çocuklar göründükleri kadar zekiler mi?
agora, estas criança sao tao espertas como parecem?
Düşündüğümüzden daha zekiler galiba.
Parece que eles são mais sábios do que nós pensávamos.
Kendi çıkarlarını gözetecek kadar zekiler.
São espertos em cuidar dos próprios interesses.
Zekiler de.
São tão bonitos!
Madem o kadar zekiler o zaman neden balıkçı ağlarına takılıyorlar?
Se eles são tão espertos, como são apanhados pelas redes de pesca?
- Bizden çok daha zekiler.
- Sao muito mais espertos do que nos.
Bizden çok daha zekiler.
Sao muito mais espertos do que nos.
Nasıl bu kadar zekiler?
Qual é a dimensão da sua inteligência?
Zekiler. Sayılarını düşük tutuyorlar ve dünya onları farketmiyor.
São espertos, são poucos, vivem em bandos pequenos... e o mundo nunca se apercebe.
Son derece zekiler.
Extremamente inteligente.
Her kimlerse, oldukça zekiler ve kötüler.
Quem quer que seja, é tão espero como Deus e muito menos simpático.
Çok zekiler, Çok güzeller...
São inteligentes, belas...
Bana sorarsanız, zekiler ile korkakların yanından hiç ayrılmam.
Se me perguntas, ficaria com os espertos e os assustados.
Anlamadığım bir şey var. Madem bu kadar zekiler bu kasetleri yok edebilirler.
Só não percebo porque não destroiem as cassetes.
- Hayır. Bunun için çok zekiler.
São demasiado expertos para isso.
Popplerslar zekiler!
Os Popplers são inteligentes!
- Peki ne kadar zekiler?
Quão inteligentes são?
- Jack, görülüyor ki zekiler.
- Jack, obviamente eles são inteligentes.
- Bizden çok daha zekiler.
- São muito mais espertos do que nós.
Bizden çok daha zekiler.
São muito mais espertos do que nós.
Bizim bulmamızı istedikleri hariç ipucu bırakmamakta çok zekiler.
São demasiado espertos para deixar pistas, a não ser as que querem que encontremos.
Ama çok güçlü silahları var, tehlikeli ve zekiler.
Nunca os tinha ouvido falarem assim estão armados, são perigosos e eu acho que falavam a sério.
Yada zekiler ama itici bir komiklikleri var.
Ou inteligente, mas engraçado de uma forma nada apelativa.
Ciddi derecede zekiler. Üstelik akıllılar.
Eles são extremamente astutos e muito inteligentes.
- Harvard'takiler zekiler.
- Os espertos de Harvard.
20'den fazla ağır kruvazör, 100 destroyer. Belli bir uzaklıkta kalacak kadar zekiler. Sadece füze atmakla yetiniyorlar.
Mais de 20 naves de transporte, 100 destróiers... e inteligentes o suficiente para ficar fora da linha de fogo... e só trocar mísseis conosco.
Çok fazlalar ve çok zekiler.
Além de que eles são muitos e são inteligentes.
Bir parça beyaz et, içinde zerzevat konyak, puro... Senin için oldukça zekiler yavrum.
São demasiados espertos para ti, querido.
Öyleyse zekiler.
São espertos.
çünkü zekiler daha az okul bandosuna ve korosuna katılırlar... daha çok birinin gözüne girme eğilimindeler. Carrie White bu zincirinin neresindeydi?
E onde Carrie White ficava nessa cadeia alimentar?