Zerakem traduction Portugais
20 traduction parallèle
Zerakem, onun yönteminin aynısını kendisi geliştirdi. Neredeyse onunla aynı zamanda.
A Zerakem desenvolveu o processo na mesma altura que ela.
Davasında, kendi yöntemini, Zerakem'den altı ay önce yayınladığını iddia ediyor.
No processo, consta que ela publicou o processo quase seis meses antes de a Zerakem o ter anunciado.
Zerakem'in casusluk ve hükümet yetkililerine rüşvet vermek gibi olaylara karıştığını duyduk
Soubemos que foram acusados de espionagem industrial, bem como de suborno de elementos do governo.
Charlotte bu konuyu kendi başına halletmeye çalıştı mı hiç? Sizi ya da Zerakem'deki başka birini tehdit etti mi?
A Charlotte alguma vez a ameaçou a si ou outra pessoa na Zerakem?
Charlotte'un yasal işlerden kazandığı küçük paralar da Zerakem davasına bakan avukata gidiyordu.
O pouco dinheiro que a Charlotte ganhava nos empregos legítimos ia para o advogado que tratava do caso contra a Zerakem.
Bunların hepsi Zerakem tesislerinin yakınlarında.
São todas perto de instalações da Zerakem.
Hepsi, şu iki Zerakem tesisinin etrafını sarıyor.
Todas elas à volta das instalações da Zerakem.
Zerakem'in bölgede üç tesisi var.
A Zerakem tem três instalações nesta zona.
Zerakem'in belediye ile beraber yaptığı planlara göre Charlotte'un biyoyakıt yönteminin bu fabrikada uygulanması planlanmıştı.
Segundo os planos da Zerakem, tencionam implementar o processo da Charlotte nesta fábrica.
Zerakem, ceza ödemeden ya da yaptırım almadan havayı istediği kadar kirletmeye devam edebilir.
A Zerakem continua a poluir nos níveis antigos, sem pagar multas ou fazer melhorias.
Biyoyakıt yöntemi için alması gerektiğini düşündüğü parayı Zerakem'e böyle bir düzen kurarak geri almayı planlıyordu.
Queria que a Zerakem lhe pagasse o dinheiro que achava que merecia pelo processamento do biocombustível.
Bankalar mülklerinin üzerindeki yasağı kaldıracak ve Zerakem da onları piyasa değerine satın alacak.
Os bancos vão executar as hipotecas e a Zerakem vai comprar tudo ao valor justo de mercado.
Kendimi bildim bileli Zerakem'de çalışıyorum.
Trabalhei toda a minha vida na Zerakem.
Zerakem'i yerle bir etmeyi teklif ediyorum.
Ofereço-me para arruinar a Zerakem.
İnsanların Zerakem'in New Jersey açılımı hakkında yazdığı her bir not ve mail.
Tudo o que a Zerakem escreveu sobre a expansão na Nova Jérsia.
Tüm bunlar gösteriyor ki Zerakem, Charlotte Konig'i öldürtmüş olamaz.
Tudo indica que a Zerakem não matou a Charlotte Konig.
On beş milyon doları kurtarmak Zerakem'in hisse bedelini bir kuruş oynatmayacaktı ve yöneticilerin başarıyı paylaşabilecekleri tek yol hisse senedi opsiyonu.
Os 15 milhões não iam alterar o valor das acções da Zerakem. E os executivos apenas partilham do êxito da empresa com acções.
Yani Zerakem'in bir gerekçesi olsa da orada çalışan hiçbir insanın bu cinayeti işlemek için bir gerekçesi yok.
Enquanto a Zerakem tem um motivo, nenhum ser humano na empresa tem.
Charlotte'un gayrimenkullerini ve Zerakem'den para koparmak için hazırladığı planları keşfetti.
Descobriu as propriedades da Charlotte, e as suas tentativas de fazer a Zerakem pagar bem por elas.
Sonra da onları Zerakem'e satabilecektin.
E depois podia vendê-las à Zerakem.