Zevkler traduction Portugais
173 traduction parallèle
Şam'da zevkler vardır, eğlence, şarap dükkanları eşsizdir.
Damasco tem prazeres, diversões e vinho para oferecer.
O hassas, sır dolu zevkler!
Que delícias carinhosas e íntimas!
Zevkler tartışılmaz.
Mas cada um tem o seu gosto.
Tahminimce pahalı zevkler.
Gostos caros, imagino.
İnce zevkler.
o gosto pelas coisas boas da vida.
Hayattan alınan zevkler önemlidir.
O prazer nesta vida é importante.
Hayır, bunlar keyfini çıkardığımız dünyevi zevkler.
Não. Os prazeres terrenos devem ser apreciados enquanto se pode.
Zevkler ve renkler tartışılmaz, hep söylerim.
Eu costumo dizer que os gostos não se discutem.
# Yeni zevkler duyulursa Kalbiniz yeniden atarsa #
Perante a alegria reencontrada, Quando a felicidade se instalou e o grande amor surgiu
Evet, ölüm ve mezardan öteye zevkler.
De morte e outros prazeres de além morte.
Kızların Matilda ve Jane'i ayrıca oğlun Joe'yu kutsa. Çok sevgili oğlun, ölümsüz Frankenstein'ı da kutsa. Birçok insana ne çok zevkler yaşattı, bir bilsen.
Abençoa a nossas filhas Mathilda e Jane, a nosso filho Joe e... abençoa sobretudo o imortal Frankenstein... que nós gostamos tanto de ter entre nós.
Benimle kal... ve akla haya gelmez zevkler içinde yaşa...
Fique comigo e viverá um prazer nunca sonhado...
Çikolata tadında zevkler için
Pelo doce do chocolate
yatay zevkler arayanlara gelince... Sizi uyarıyorum.
com a bebida regional, que é venenosa, e, para aqueles que procuram alguma diversão na horizontal... fica o aviso.
Hayatı temsil eden bir ışık bu... Sevgiye ve eve dair hatıralar... dünyevi zevkler... umutsuzca arzuladıkları... ama artık sahip olamayacakları şeyler...
É uma luz que implica vida, e a memória do amor, das suas casas, e dos prazeres terrenos por que eles tanto anseiam, mas que já não podem ter.
Zevkler ve renkler tartışılmaz, değil mi?
Gostos não se discutem, pois não?
* Bazen bulabildiğin en tatlı zevkler, * tehlikelerde yatar.
Por vezes onde se esconde o perigo... É onde se guardam os mais doces prazeres que se podem encontrar...
Güzel zevkler için hazır olun kızlar.
Tou pronta para curtir vamos arranjar gajos
- Zevkler. "Zevkler" dedim.
Disse "prazeres".
İnsani zevkler bana göre değil.
Os homens não me encantam.
Aslında zevkler kendi aralarında bağıntılıdır. Çünkü ahlâksız ve kirli şeyler birbirlerine çok yakındırlar. Seks ve yemek yemenin birlikteliği gibi.
Apesar de os prazeres estarem relacionados, já que o ponto malandro e o ponto porco estão tão próximos, que é possível demonstrar que comer e sexo estão relacionados.
Basit zevkler bile bazen uyuşturucu etkisi yaratabilir.
Às vezes, mesmo os pequenos prazeres podem tornar-se uma droga.
Sonsuz zevkler dünyasına, hislerinizi uyarmaya ve zekanıza meydan okumaya.
Um mundo com delícias infinitas para aguçar os vossos sentidos. ... e competir com as vossas capacidades intelectuais...
Tanımadığım zevkler beni baştan çıkarttı.
Sou tentada por prazeres desconhecidos.
Bilirsin, iş aşka gelince, zevkler tartışılamaz.
Sabes... quando se trata de amor, há gostos para tudo.
Senin doyurmana müsaade edeceğim zevkler.
Gostos que eu posso ajudar a satisfazer.
Ötekisi rüyaların anahtarıdır. Siyah mücizeler ve karanlık harikalar. Senin olabilecek, bilinmeyen zevkler dünyası, Terry.
A outra é a chave para os sonhos, os milagres obscuros, as maravilhas obscuras outra vida de prazeres desconhecidos.
Günahlık zevkler keşfettim.
Eu era um explorador de prazeres proibidos.
Zevkler dünyasında bir tur.
Uma pequena excursão de prazeres.
Onlar korkularını yatıştıracak... rüyalarını gerçekleştirecek... zevkler yaşatacak... ve hasretlerini dindiricek görüntüler bekliyorlar.
Elas esperam que as imagens afastem os seus medos... realizem os seus sonhos... providenciem-lhes prazer... satisfaçam os seus desejos.
Limonlu çok güzel ama zevkler tartışılmaz.
A de lima é boa, mas tem de se aprender a gostar.
Farklı insanlar için farklı zevkler. Bunda yanlış bir şey yok.
Gostos diferentes para pessoas diferentes.
Kişisel zevkler gibi organizasyonun sorunları gibi.
Como indivíduo, Como organização.
Yasaklanmış zevkler desene?
Prazeres proibidos, não?
Basit zevkler.
Mero prazer!
Gözümün önüne, bir araba dolusu altının... kadınsı zevkler uğruna harcanıp savrulması ve istediğimden daha azıyla kalakaldığım geliyor da...
Faz-me ver imagens do meu ouro a ser levado... para pagar por prazeres femininos,... deixando-me com menos do que eu quero.
O bana hayal bile edemeyeceğim zevkler yaşattı.
Ela mostrou-me prazeres... que nunca sonhei existirem.
Şahsi zevkler.
Satisfação pessoal.
Yaratığın Dönüşü. İlkinden çok daha iyi. Evet, zevkler ve renkler tartışılmaz tabii.
"Aliens", bem melhor que o primeiro.
"Zevkler ve renkler tartışılmaz" mı demek?
"Gosto não se discute"?
Zevkler mi?
Exato.
- Zevkler ve renkler tartışılmaz.
- E diria que gosto não se discute.
Zevkler ve alışkanlıklar birlikte hareket eder. Ama onların esiri olmak iyi değildir.
O paladar e o hábito andam de mãos dadas, mas deixá-Ios apoderarem-se de nós de nada nos serve.
Zevkler ve renkler tartışılmaz.
Gostos não se discutem.
Onu, benim ağlamamın, büyük zevkler sonunda, Her zamanki tepkim olduğuna zor inandırmıştım.
Tive de convencê-lo que chorar, era apenas a minha reação normal... a um prazer tremendo.
Burada ince zevkler için mi bulunuyorsunuz acaba?
Imagino que o acha bastante insípido?
Ve oda arkadaşım da bana yeni zevkler tattırdı.
E minha colega de quarto nova só ofereceu... Outras distrações.
Şairin de dediği gibi, "Arkadaşlığın tatlılığı içinde gülüşmeler olsun, zevkler paylaşılsın. Çünkü gönüller kendi sabahını, küçücük çiğ damlacıkları içinde bulur ve tazelenir."
Como disse um poeta, "Na doçura da amizade que haja riso e a partilha de prazeres pois é nas gotas de orvalho, que o coração se refresca."
Ne de olsa zevkler ve renkler tartışılmaz.
O bom gosto já não existe, pois não?
- Farklı zevkler.
Interesses diferentes.
Sana yıllarca vurması ve zevkler yaşatması garantili.
dá-te garantidamente anos e anos de prazer!