Zeytinyağı traduction Portugais
181 traduction parallèle
" Bebek doğduktan hemen sonra, hemşire bebeğin vücudunu zeytinyağıyla mutlaka ovmalıdır.
"Logo após o nascimento, a enfermeira... deve esfregar o corpo do bebé com azeite de oliveira".
Eğer o sırada zeytinyağı bulunamazsa bir parça temiz domuz yağıyla da ovulabilir. "
"Se não tiver azeite... pode usar banha de porco ou gordura limpa".
Zeytinyağı gibi üste çık!
- Nada, mas não quero estar.
Yanında zeytinyağı var mı?
Tem azeite?
Zeytinyağı mı?
Azeite?
Madem kaderde sardalye olmak var, zeytinyağında durayım bari.
Quero ser empacotado com azeite se ficar uma sardinha.
İçinde epey zeytinyağı var.
Tem muito azeite.
Bay Cicci, 1942'den bu yana, Genco Zeytinyağı Şirketinin işçisi miydiniz?
Sr. Cicci, do ano de 1942 até á data presente, foi um empregado da Companhia de Azeite Genco?
Bir zamanlar babası ile zeytinyağı işindeydik, ama bu çok zaman önceydi.
Estive no negócio do azeite com o pai dele, mas isso foi há muito tempo, é tudo.
Onun Amerika'daki şirketine buradan zeytinyağı yollayacağız.
Mandamos-lhe azeite daqui. Para a companhia dele na América.
Büyük bir zeytinyağı ithalatçısı, Don Ciccio.
Eles são importadores de azeite, Don Ciccio.
Zeytinyağı.
Azeite...
Adam,'Yüz damacana zeytinyağı'diye yanıtladı.
"Cem medidas de azeite", respondeu ele.
Ve Palermo'da, 37500 litre en iyisinden İtalyan zeytinyağı.
E em Palermo, 38 mil litros do melhor azeite italiano.
Nasılsın kekremiş zeytinyağı kızartmasının yapışkan şekeri?
Como vai esse esse malcheiroso pote de enxúndia.
Corleone Ailesi, zeytinyağı işini tümüyle bırakıp, buraya yerleşmeyi planlıyor.
Vamos vender a nossa parte no ramo do azeite, e estabelecer-nos aqui.
Onun Amerika'daki şirketine buradan zeytinyağı yollayacağız.
- Vito Corleone. Mandamos-lhe azeite daqui. Para a companhia dele na América.
O zeytinyağını at üstünden!
Deita cá para fora essa raça italiana!
Ben zeytinyağı-biber soslu salata ve ardından az pişmiş biftek alacağım.
Eu quero espargos em molho vinagrette e, em seguida, um Châteaubriand.
Mykonos, Midilli adası, likör, zeytinyağı.
Mykonos, Lesbos, ouro, azeite.
"'ama zeytinyağı ve şaraba zarar verme.'
E não estrague o azeite e o vinho.'
Rosemarino, zeytinyağı, sarımsak ve Isolina'nın diğer sırları ile birlikte.
Rosmaninho, azeite, alho. E outros segredos da Isolina.
Zeytinyağı mı?
Azeite? Lá é Inverno agora.
Orada kış. 5 ay zeytinyağı olmaz.
Não azeite a não ser daqui a 5 meses.
Zeytinyağı satıyorsun. Evet, ama ben de bir kaç şey bilirim.
Sim, mas sei umas coisas.
5 yıl sonra önemli zeytinyağı şirketlerinden biri olacaksın.
Daqui a 5 anos, vai ser a mais importante do negocio do azeite.
Hep zeytinyağı gibi üste çıkmayı biliyorsun, değil mi?
De algum modo, consegues vencer sempre, não é?
"... iki kaşık zeytinyağı ile...
" Pode ir ao lume,
Havagazıyla ama yine de zeytinyağıyla.
No gaz, e sempre com azeite!
Dostluk ve para... zeytinyağı ve su gibidir.
Amizade e dinheiro... àgua e azeite...
Zeytinyağı...
Azeite de oliva...
Evet, doymamış C18, zeytinyağının ana maddesi.
Sim, C18 monoinsaturado, o elemento principal do azeite.
O zaman zeytinyağını alın ve bir hasta üzerinde deneyin...
Então pegue no azeite e experiente num doente e veja...
Augusto, zeytinyağı C24 ve C26 diyetine göre yasaktır.
Augusto, o azeite é proibido na dieta : C24, C26.
Pekala, normal zeytinyağını alıp içinden C24 ve C26'yı çıkaramaz mıyız?
Então e não se pode pegar em azeite normal e extrair-lhe C24 e C26?
Saf zeytinyağı.
É azeite purificado.
- Bu sadece zeytinyağı.
- É apenas azeite.
Ve şimdi de..... annenin bulduğu özel zeytinyağını ekleyelim.
E agora pomos o azeite especial que a mamã encontrou.
Bu saf zeytinyağı,..... sempozyumda bilimadamları tarafından tartışıldı.
É um extracto de azeite. Uma ideia apresentada pelos cientistas no simpósio.
Zeytinyağı?
- Azeite?
Zeytinyağı.
Encontrei um jarro cheio. É azeite.
Zeytinyağı getirebilirim.
Eu consigo arranjar azeite.
Fırından çıktıktan sonra baharat ve zeytinyağı ile tavada çevirmelisin ama dökme demir tava kullanman lazım.
Depois de assar, fritar em ervas e azeite, mas tens que usar frigideira de ferro fundido.
Parlak kürkünü muhafaza etmek için onu çokça yumurta ve zeytinyağıyla beslememizi gerektiğini yazıyor.
Devemos dar-lhe muitos ovos e azeite para ter um pêlo brilhante.
3.99 dolara alabileceğin ve dolabına sığmayan zeytinyağı yerine ucuz kitap satıyoruz.
Em vez de vendermos bidões de azeite a $ 4 que não cabem na despensa, vendemos livros baratos.
Kitabevini bir markete benzetti kitapları da zeytinyağı tenekesine.
Comparou a sua loja a um hipermercado e os livros a latas de azeite.
Zeytinyağına bandırılmış ekmeği denemelisin.
Devias provar este pão molhado em azeite.
Öyleyse inşaat ekibim, Valdazo Kardeşler Zeytinyağı yardım etmeye hazır.
Se sim, a minha construtora, Óleo de Azeitona dos Irmãos Valdazo, pode ajudar.
Tüm yemeklerimiz, pizza, kalzone, bufalo mozarella zeytinyağı.
Toda a nossa comida, pizza, calzone, buffalo mozzarella o azeite.
Ben olsam zeytinyağını istemezdim.
Não me importo de comprar azeite.
Zeytinyağı.
A... azeite.