Zihnimde traduction Portugais
299 traduction parallèle
Zihnimde yeni bir yol açtın. Yalnız yolculuklarımda keşfetmekten zevk alacağım bir yol.
Abriu um novo canal na minha imaginação, que será interessante de explorar durante as minhas viagens solitárias.
Ne garip, an geçtikten sonra pek çok şey unutulur gider. Oysa uzun zaman önce olanları, çoktan olup gitmiş kadınların ve erkeklerin anısı zihnimde o kadar berrak ve taze ki.
Que estranho que a mente esqueça tanto do que só agora acabou de passar, ainda que mantenha clara e viva a memória do que aconteceu há anos atrás, dos homens e mulheres há tanto tempo falecidos.
Hayır, demekten vazgeçmeyeceğim çünkü onlar zihnimde yaşayan gerçekler hâlâ.
Não. E levantar-me-ei sempre para voltar a dizer não, porque eles continuam a ser uma verdade viva na minha mente.
Bana verdiği basit dersler, sanki daha dün anlatmış gibi zihnimde berrak.
As lições que me ensinou permanecem tão intensas e claras na minha mente como se as tivesse ouvido apenas ontem.
O günden beri zihnimde yaşayan bütün asil kitaplar... Her zaman umut ettim, inancımı korudum.
Todos os livros preciosos habitaram a minha mente desde então, e sempre tive esperança e mantive a minha fé.
Henry'nin eşine dair sözlerinden, zihnimde canlanan tablo karşılaşacağım kadının çekiciliği karşısında beni hazırlıksız kılmıştı.
A imagem mental que formara da mulher dele não me preparara para a mulher que iria conhecer.
Zihnimde gördüğüm yüzünü günler, haftalar, aylar boyunca uzun yolculuğumda yüreğimde taşıdım.
A cara que tinha visto na minha mente... e havia levado no meu coração ao longo dos dias, semanas, meses... da minha longa viagem.
Onu zihnimde affettiğim an... kendimi daha iyi hissettim.
E, no meu íntimo, assim que lhe perdoei, senti-me melhor.
Zihnimde berraklaşıncaya kadar değil.
- Não enquanto não estiver claro.
Sadece, sadece 1 : 15 zihnimde kalmış.
Exceto... exceto 01 : 15. Está gravado na minha mente.
Zihnimde yalnız olduğumu biliyordum.
Sabia, intelectualmente, que estava sozinho...
- O maçı binlerce kez zihnimde oynadım.
- Eu tinha aquele jogo na cabeça, também.
Zihnimde tüm bu tarlayı canlandırabiliyorum.
Na minha mente consigo ver o campo.
Diyelim ki bu perili ev hikayesi benim zihnimde.
Suponhamos que a assombração esteja na minha cabeça.
Zihnimde sürekli tekrar edersem kelimeler ağzımdan dökülecektir!
Se eu repetir mentalmente... as palavras vão brotar da minha boca.
Ama görüyorsunuz sadece mekânı zihnimde canlandırabilirim.
Mas, como podes ver, previ o local exacto!
Onu ben de zihnimde görebiliyorum.
Eu posso vê-lo na minha mente, também.
Sen zihnimde ensene kadar çimentoya gömülü durumdasın.
Na minha mente, estás coberta de cimento até ao pescoço.
Zihnimde bir şey "Ev" dedi.
Algo dentro de mim disse : "Casa."
Bu teknikleri öğrenebilirsem, zihnimde de tutabilirim.
Se pudesse aprender estas técnicas, eu podia ser capaz de ficar com o conhecimento.
Bunları zihnimde tutabilir ve bu teknikleri dünyaya götürebilirim.
Eu posso ser capaz de reter e levar estas técnicas para o mundo.
# Vücudumda ve zihnimde # artık sorun yok
Deixei de ter problemas No corpo e na mente
Ben de burada duracağım ve belli bir anda zihnimde sizi hipnotize etmeye başlayacağım.
Eu fico aqui e em determinado momento começo a hipnotizá-la mentalmente.
Sadece bir şey dönüp dolaşır zihnimde -
Somente uma coisa atravessa direto a minha mente...
Zihnimde bir açılma var. Bundan eminim.
Havia uma abertura, tenho a certeza.
Ama sonra, kendimi ele verdiğimi fark ettiğim zaman, zihnimde bir şimşek çaktı aylar önce size karşı uyarılmıştım.
"Até ao alerta de incêndio, não desconfiei de nada. " Mas quando percebi que me havia traído,
Zihnimde ve vücudumda hastaydım.
Eu estava doente da mente e do corpo.
Ama zihnimde canlandıramıyorum.
Só näo consigo visualizá-las.
Gözlerim kapalıydı çünkü olası en gerçekçi biçimde dün gece katıldığımız konseri zihnimde tekrar canlandırmaya çalışıyordum.
Estava de olhos fechados porque estava a tentar recordar com a vivacidade possível, o concerto a que assistimos ontem à noite.
Düşünceyi zihnimde nasıl... özgürleştirmeyi... ve duyuları geliştirmeyi öğretmiştin.
A libertar a mente e o pensamento e deixar fluir os sentidos.
Bunları zihnimde tartarken, ayakkabımdaki karı vurarak temizledim. Kar parçalanınca ayakkabım ortaya çıktı. O anda kafamda bir zil çaldı.
Enquanto refletia, chutei a neve... e ela se despedaçou, revelando o meu sapato.
Zihnimde dolaşan çılgın şeylere kapılmamam için yardım et.
Ajude-me a não ceder às idéias que estão na minha mente.
Dudaklarım mühürlüydü ama zihnimde ve bedenimde havai fişekler patlıyordu.
Embora não dissesse nada, a minha mente e o meu corpo estavam a atirar foguetes.
Zihnimde ulaşmak zorunda hissettiğim kısım Willard'ın yerleşkeye vardığındaki ruh hali.
O que tenho de decidir é qual será o estado de espírito do Willard quando chega à base.
Bu son saatleri birçok soruyu zihnimde tartarak geçirmekteydim.
Estas últimas horas foram passadas a ponderar muitas questões.
Her şey zihnimde ama her nasılsa ulaşamayacağım kadar da uzakta.
Eu sei tudo, mas parece que não está ao meu alcance.
Eğer onları zihnimde canlandıracak olursam, asla gelemem... biliyorsun.
Se os vislumbro na nossa vida, não consigo lá chegar... entendes.
O günlerin hatırası zihnimde taptaze. Mertlik ve zulüm... kahramanlık ve hile günleri...
Transporto na memória aqueles dias, dias de coragem e crueldade, de heroísmo e engano.
Monsieur Carter, Zihnimde olayı sizin gözünüzden görebiliyorum, ve bunu anlatacağım!
Sr. Carter, consigo ver com os olhos da mente, e vou demonstrá-lo.
Onlar benim zihnimde taze olan, son anılarımdı.
Eram lembranças recentes, frescas em minha mente.
Eskiden onları zihnimde rahatça görebiliyordum, çok netlerdi.
Eu costumava vê-los tão claramente na minha mente... tão claramente.
Sanki yıllardır zihnimde olan bir tohum vardı ve artık filizlenmişti.
Era como se a minha mente tivesse sido uma semente durante aqueles anos todos e depois floresce-se.
Peder Dunne'ın çıkıp ona basmasını zihnimde canlandırabiliyordum.
Estou a ver o Padre Dunne a sair e a pisar toda aquela merda.
Zihnimde ne olduğunu okuyamasınlar diye hep gizledim.
Escondendo-o, de forma a não saberem o que penso.
- Benim zihnimde bir çalar saat var.
Mentalizo-me para as 6h45 da manhã e ala, de pé! - Tenho o despertador mental.
Zihnimde, ateşi nasıl kullanabileceğimi gösterdi.
Ele me mostrou como usar o fogo em minha mente.
Hayır, ama onu zihnimde duyabiliyorum.
Não. Mas eu ouço-o na minha cabeça.
Zihnimde canlanan her iğrenç hayal vuku buldu.
E cada horrenda visão nascida na minha mente tornou-se real.
Eğer kendi içimden gelen bir şekilde zihnimde hayaller oluşturabildiğimi soruyorsan, evet, bu şekilde hayal kurabiliyorum, aynen geri kalan ırkım gibi.
Se, por imaginação, você diz a habilidade em gerar imagens na minha mente, então, sim, eu tenho imaginação assim como todas da minha raça.
Zihnimde birdizi parça parça imajlar görüyorum.
Eu experimentei uma série de... imagens deslocadas em minha mente.
Benim zihnimde, beraber harika bir hayat yaşamadık.
Na minha cabeça, nós não tivemos uma vida maravilhosa juntos.