Zihnî traduction Portugais
530 traduction parallèle
Farklı zamanlara ölü veya hissiz bedenler gönderen araştırmacılar şimdi, çok güçlü zihnî izlenimler edinmiş insanlar üzerine yoğunlaşıyordu.
Tendo enviado só corpos inertes ou insensíveis através de diferentes zonas do Tempo os inventores concentravam-se em proporcionar fortes imagens mentais aos humanos.
Zihni huzur bulsun.
Deixe-o descansar a mente.
Zihni anormal.
Anomalia mental.
Zihni berraklaştırmak için ormanda bir yürüyüşten daha iyisi yoktur.
- Não se quer sentar? - Obrigado.
Cömert bir zihni vardı.
Ele tinha uma mente generosa.
Zihni acïk yeni çïkmïs yumurta kadar taze.
Mentalmente alerta, fresco como ovo acabado de pôr.
Böyle şeyler zihni dağıtmaya yardımcı olur.
Ajuda a esquecer as coisas.
Belki sonunda zihni huzura kavuşur.
Talvez assim ela tenha paz de espírito.
Örselenen zihni, seslerin geçmiş zaferlerini mi andığını, yoksa gelecek felaketleri mi düşündüğünü... ya da çöl rüzgarının mı kendisini delirttiğini merak etti durdu.
lndaga-se a sua mente torturada se chamam memórias de triunfos idos, ou se gemem prenúncios de desastres vindouros... ou se o bafo quente do deserto lhe derreteu a razão, enlouquecendo-o.
O an zihni bulanıklaştı, ve kendi kendine sordu :
Então, os seus pensamentos ficaram | confusos, e ele perguntou-se :
Her nasılsa ölümü sırasında zihni seninkiyle karıştı.
E as mentes dos dois misturou-se, no momento da morte.
Zihni açık gibiydi.
Parecia lúcido.
İnsan zihni hakkında bir uzman.
Um perito em questões da mente humana.
Bay Bevis sakar, zihni biraz dağınık ve beceriksiz zar oyunu kadar güvenli bir hayata sahip.
Sr. Bevis é propenso a acidentes, um pouco distraído e desorientado, com uma vida que possui a segurança de um jogo de dados.
Ama insan zihni bu fikre direniyordu.
Mas a mente humana não aceitava a idéia.
Onun buradan ayrılmasını istemedi, kızcağızın zihni de... onunla mücadele edemeyecek kadar zayıftı.
Não queria deixá-la ir embora, e a sua pobre mente confusa... não foi suficientemente forte para lutar.
Zihni bizimkisi gibi faal, ancak hareketsiz bir vücut içerisinde.
A mente está tão activa como a nossa, mas está presa num corpo inútil.
Kuzeyden Paris'e gelmişti. Zihni ise Aristo'nunki kadar düzdü. Ve bedeni şehvetle doluydu.
Ele veio do norte para Paris com a disposição de um Aristóteles sob a forma de pecado mortal.
Kadının zihni çok meşgul tutulmalı ki, araya girmesine fırsat olmamalı.
Tem de estar ocupada, para não captar a ideia do que eu faça.
Onun zihni benim bile ulaşamayacağım derinliklere gitti.
A mente dele afundou-se demasiado, até para eu a contactar.
Şu anda tek istemediğim, zihni bazı konularda karışık bir şerif yardımcısı.
Se tem algo que quero, é um assistente à vontade com tudo.
Gençlerin zihni neden disiplinsiz olmak zorunda?
Porque é que uma mente jovem tem de ser indisciplinada?
Zihni durdurulmalı.
Bloqueio cerebral.
- Zihni açın.
- Esqueçam o bloqueio cerebral.
Birisi zihni açsın.
Desliguem o bloqueio cerebral.
Zihni açın.
Cancelar bloqueio cerebral.
Bir daha böyle bir durum olduğunda zihni hemen açın.
Numa situação de bloqueio cerebral, há que tentar cancelá-la.
Hastalıklı bir zihni tedavi edemez misin?
Não podeis tranquilizar uma mente doente?
Zihni kendiyle barışık değil miydi?
A sua mente não está em paz com ela própria?
Duyduklarıma göre, sağlıksız bir zihni olduğu açık şekilde belli.
Que, pelo que me dizem dá claros sinais de doença mental.
Zihni burada.
Os pensamentos dela estao aqui.
Alfa'daki her şey içinde, sadece onun zihni neredeyse kusursuzdu.
Era o habitante de Alfa cuja mente estava mais perto da perfeição.
Zihni durumunu ortaya koyan şey ne biliyorsun. Önemli olan davranışlardır.
A revisão da perícia psiquiátrica está baseada sobretudo no teu comportamento
İşte insan zihni...
A mente humana é assim :
Zihni inanılmaz baskı altındaydı.
A sua mente estava sob pressão.
Kim, o ateş fırtınasının içinde, zihni o haldeki Patrick'le... iletişim kurabilen bir zekanın olmadığını söyleyebilir?
Quem sabe se aquela vaga de calor não possuía inteligência própria e que comunicasse com o Patrick, no estado em que estava...
Helena, o zihni karıştırıyor.
Helena, distorce-nos o pensamento.
Zihni Açmak "
Libertar a Mente ".
Onda bir caninin zihni var.
Ele tem uma mente criminosa.
Zihni artık kontrolümüzde değil.
A mente dele já não está sob nosso controlo.
Zihni... bir anda böyle yıkılmamalıydı.
A mente dele...
Hayır, bunun için bir zihni olması gerekir... ve işiniz bittiğinde, onun bir zihni olmayacak değil mi?
- Não. Para isso tinha de ter mente. E deixará de ter, quando tratarem dela, não é?
Bir çocuğun zihni değildi.
Não foi a mente de uma criança.
Hepimizin içinde var olan canavara odaklanıyor olsak da Fred'i, Eddie Quist'in Zihni isimli yarım saatlik özel yayın için zorluyoruz.
Queremos que Fred faça uma chamada especial.. À Mente de Eddie Quist, sobre a besta.. que todos temos dentro de nós.
Eskiden Portland'ın zihni körelten havasız, dar bir mezar olduğunu söylerdin.
Antes dizia que era só uma cidade sufocante e provinciana.
Ve o günden beri biliyorum ki, kurtuldum, çünkü bu zihni tutumu yakalamıştım.
Naquele dia fiquei a saber que sobrevivi porque atingi essa atitude mental.
Son günlerde halkın zihni zulümlerden uzaklaşıp bu yatağa çevrildi.
O nosso povo teve uma única preocupação durante estes dias : a tua pessoa - e deixou-se de crueldades.
Ama katil Peter'dı ve tüm yaşamı boyunca eylemlerini de, zihni bu olayın etkisinde kaldığı için gerçekleştirdi.
Mas foi Peter Neal. Cometeu um acto... que atormentou a sua vida e mudou a sua mente para sempre.
- Sessiz ol! Eğer ejderha bayan zihni değiştirebiliyorsa meşaleye niçin?
Quer que confie em si, depois de a convencer a converter-me?
Zihni güçlü.
A mente dela é forte.
Yavaşlamayan, zihni geliştiren bir oyun.
Duro, um desafio constante aos sentidos.