English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Z ] / Zincirin

Zincirin traduction Portugais

160 traduction parallèle
Zincirin bir gün işine yarayabileceğini düşündü.
Calculou que um dia ela lhe poderia ser útil.
Zincirin ilk halkası oğlum olacak.
E que o primeiro deste anel de ferro, pela grande causa, seja
Evet, bir kere. Gümüş bir zincirin ucundaydı.
Sim, uma vez, na ponta de um fio de prata.
Zincirin, kelepçeye takıldığı kenara nişan al.
Aponta para o lado, onde a corrente se liga à algema.
Rojan, zincirin bir halkasısın, 300 yıl önce verilen bir emri izliyorsun.
Rojan, é apenas um elo da cadeia, a cumprir uma ordem dada há 300 anos.
Zincirin en son halkası.
O próximo elo da cadeia.
Öncelikle kapının kilitli olduğunu ve zincirin takılı olduğunu biliyoruz.
Já sabemos que a porta estava com chave e corrente.
* Geçmişten geleceğe uzanan bir zincirin parçaları gibi, * henüz doğan çocuklarla beni birleştiren,
Tal como um elo numa corrente desde o passado até ao futuro... Juntam-se a mim as crianças que um dia hão-de nascer...
Zincirin üstünden atla.
Por cima da corrente.
Rahibin ölümü şimdi benim de bir parçası olduğum bu zincirin ilk halkasını oluşturdu.
A morte deste sacerdote constituiria o primeiro elo da cadeia de que eu agora também faço parte.
- Zincirin halkalarından biri sadece!
- É só um elo na cadeia!
- Zincirin parasını ödeyeceksin.
Não me minta. - Vai pagar pelo puto do trinco.
Ancak zincirin son halkası, bir kağıttı. Ancak vasiyetnamesi olan kağıt parçası değil.
E o último elo da cadeia era de papel, mas não era um testamento.
# Her zincirin zayıf bir halkası vardır
# Has got a weak link
Bugün ise ülkeyi dengede tutan zincirin bir parçasıyız.
Presentemente, somos donos de uma cadeia de Centros de Calibragem de Pneus, em todo o país.
Bütün bu yağ asit çalışmaları zincirin ortasında yoğunlaşmış..... çünkü bütün hepsi kolesterol ile ilgili.
Todos os estudos de ácidos gordos se concentram no meio da cadeia porque são os do meio que estão implicados no colesterol.
Sen de bu zincirin bir halkasısın.
Fizeste parte desse ciclo.
- Zincirin kayıp halkası olmalısın.
Então deves ser o seu elo em falta
Önce zincirin yerini öğrenirsin.
Primeiro encontras a corrente.
Hepsi aynı soğuk zincirin parçaları.
Faz tudo parte da mesma rede do frio.
Sana zincirin ancak en zayıf halkası kadar güçlü olduğunu hatırlatayım.
Devo lembra-la de que uma corrente não é mais forte que seu elo mais fraco?
Zincirin zayıf halkası. Baş aşağı.
Cerberus.
DNA zincirin detaylandırabilmek için gerekli olan radyo izotopu bulduğumu zannediyorum.
Suponha que eu tenha achado um radioisótopo que pudesse se anexar selectivamente numa sequência específica de X.
Ama marketler zincirini "Mikey's" diye satıp yeni zincirin adını da "Mike's" koyması insanların kafasını karıştırabilir.
Que é que queres dizer? Não está tão grande. Está menor que, mais pequeno não tão grande.
Göbek zincirin iltihap kapmış.
Vi que o teu piercing no umbigo infectou.
Unutma, bir zincirin gücü en zayıf halkası kadardır.
A corrente é fraca se tem um elo fraco.
Şimdi zincirin dışında kalmanın zamanı değil.
Agora não é a altura para sair do labirinto!
Bir keresinde herifin biri üzerine çullanmış, o da onu zincirin ucunda geri getirmiş.
Uma vez um tipo fugiu-lhe, e ele trouxe-o de volta pela correia.
- Zincirin olmadan.
- Sem uma trela.
Burası çok karıştı, D.E.A.'in bilgilerine göre o da zincirin halkasıymış.
Foi uma confusão por aqui mas a D.E.A. forneceu a informação e fez parte do golpe.
Sonra bunları zincirin arasına sokuyorsun.
Depois, tento enfiá-los pelos orifícios.
Çünkü bu 1400'lerde ortaya çikmistir ve zincirin çikarttigi sesten... türetilmistir.
É porque a palavra provém do som que as cadeias faziam no século 15.
Onlar da bu zincirin parçası.
Fazem parte da sucessão.
Zincirin ucunda hayat ne alemde?
- Como é andar de trela?
Kuroda... 6. zincirin dövmesi.
Kuroda... A tatuagem da sexta corrente.
Burası büyük bir zincirin halkası olacak. Şirket mimarları ve tasarımcılarıyla gelip her şeyi değiştireceklerdir. Burası kişiliğini ve büyüsünü kaybedecek.
Vai ser uma grande cadeia, vão entrar por aqui dentro... com os seus modelos de negócio, com arquitectos e designers, vão mudar tudo, este sítio vai perder a personalidade e o encanto.
Kazananlar asla hile yapmaz, hilekarlar asla kazanamaz, ve en sonunda, çocukların, onların çocukları, onların çocukları aynı oluşumu takip eden her jenerasyonun derisi sosyo-ekonomik zincirin en üstünü beslemek için yüzülür.
Os vencedores nunca fazem batota e os batoteiros nunca vencem, e no fim, os filhos, os netos e os bisnetos seguem o mesmo percurso, todas as gerações se esfolam para chegar ao topo da cadeia alimentar socio-económica.
Bir Rolex ve bir platin zincirin mi var?
Tens um Rolex ou uma pulseira de prata?
Marketler zincirin deney amacıyla... düzenli olarak oraya et götürüyor.
A sua cadeia de Supermercados faz lá muitas entregas de carne para finalidades experimentais.
Senin asıl arzuladığın küçük bir araba ve zincirin ucunda altından, gösterişsiz bir kalp.
Tu preferias ter um Hyundai e um coração de ouro pendurado num fio.
Zincirin en zayıf halkası.
Um elo fraco parte a corrente.
Hayır mı? Nerede kaldı senin emir komuta zincirin?
Então, onde está a hierarquia?
Zincirin son halkası.
É o fim da cadeia.
Zincirin çok hoşuma gidiyor.
Porque não me dá essa correntinha?
Bir otel zincirin mi var?
Uma cadeia de hotéis?
- Zincirin vidasını çıkaralım.
- Vamos ter de tirar a corrente.
Görebildiğim tek morluk, zincirin bağlandığı yerde.
Só há nódoas negras no sítio onde a corrente estava presa.
Zincirin hala benim. Sen bana aitsin.
A corrente ainda é minha Tu pertences-me!
Devlerden gelen bir zincirin son halkası!
O último elo de uma antiga estirpe de gigantes!
Biz de zincirin bir halkasıyız.
Nós somos parte de um ciclo.
ünvanın ve ultraların var.. ve bu zincirin en tepesindesin.. sınıf başkanısın.. tıpkı benim gibi..
você vai de uma escala... os Ultras estão no topo da cadeia alimentar... em seguida os líderes, assim como eu... e então vem os cérebros e os cromos... isso é uma sub distinção... porque os cérebros conseguem ser mais autênticos... e é menos provável que participem da banda ou algo parecido.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]