English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Z ] / Zorlu

Zorlu traduction Portugais

2,877 traduction parallèle
Açlık ve sefaletle mücadele adına vaat edilmiş toprakların özlemiyle şarkılarını söylemeye başlamışlar. Çoğunlukla ölüm korkusu öbür dünyada daha iyi bir yaşam ve kederleri, zorlu yaşamları üzerine.
Para combater a miséria e a fome começaram a cantar canções sobre os seus sonhos de uma terra prometida com frequência sobre o medo da morte e a esperança de uma vida melhor no futuro a sua dor, a crueldade da vida.
"Zorlu Kakuro" Çok güzel.
"Kakuro Extremo". Muito bom.
Gördüğün gibi işimin büyük bir bölümü, kafasını bir süre meşgul edecek kadar zorlu bulmacalar bulmak.
Parte do meu trabalho é dar-lhe puzzles para o tirar do ar, durante algum tempo.
Chicago yolları zorlu ve karışık. #
As ruas de Chicago São uma barafunda
Çok zorlu biri.
Ela é muito dura.
" Deniz bugün oldukça zorlu ve sert...
Kilda. O mar estava bravo. Ventania forte.
Bu zorlu geçiş döneminde yardımcı olsun diye.
Só para ajudar na difícil transição.
Sana gelmemizin nedeni zeki bir avukat olman ve zorlu davalardan korkmaman.
O que dizem sobre si é que é um advogado inteligente e um negociador dos diabos que não tem medo de casos complicados.
Bu kadar zorlu bir kadınla hiç uğraşmamıştım.
Nunca lidei com uma mulher tão formidável.
Bu çiftleşme zamanı değil zorlu rakiplerin yaşam ya da ölüm mücadelesi.
Quando não é estação de acasalamento, estes rivais contentam-se com viver e deixar viver.
Zorlu şeydir yine de hırs.
Mas no entanto, é capciosa, a ambição.
Illinos politikasının zorlu dünyasında benim adamının işi kapması için bir dulu kocasının yerine geçmemesi için tehdit etmek?
No mundo da política suja de Illinois, armar fortemente para uma viúva recusar o cargo do seu marido para que eu possa colocar o meu homem no seu lugar?
Zorlu hipotezlerle karşılaşınca en az varsayımda bulunanı seç. Nolmuş yani?
Quando confrontado com várias hipóteses, escolha a que faz o menor número de novas suposições.
Greenpeace'le Güney Amerika'ya geldiniz ve şu an çok zorlu bir hapishanede 11 yıllık cezanızı çekiyorsunuz...
Chegou aqui com o Greenpeace da América do Sul e agora está a cumprir 11 anos numa prisão muito dura.
Ağabeyim Robb'un, savaşın en zorlu olduğu yerlere gittiğini söylüyorlar.
Dizem que o meu irmão Robb vai sempre para onde a batalha está mais intensa.
Bir çok zorlu davada çalıştı.
Trabalhou em muitos casos que apareciam no seu tribunal.
Şimdi, anladığım kadarıyla Richards dün akşamki maçta en zorlu rakibini yok etmiş.- - Petrov isimli bir kas yığını- - gelecek ayki şampiyonluk unvanını almak için ilk sıraya geçti.
Soube que o Richards aniquilou completamente o seu maior rival num evento na noite passada, um lutador chamado Petrov, e pôs-se numa boa posição para ganhar o título no mês que vem.
Zorlu bir yıl geçirdi.
Ela teve um ano difícil.
Son birkaç gün epey zorlu geçti.
Apenas tive uns dias difíceis.
Bu da biraz zorlu çünkü I.Q.'su en az 130 olan bile giriyor.
O que complica, porque as pessoas entram com um ínfimo Q.I. de 130.
Ama üzerlerinde bulmacalar vardı ve çok zorlu olabiliyorlar.
Só para que saibas, elas têm puzzles que podem ser bem desafiantes.
Her yeni yıl gelip çattığında biraz zorlu oluyor. - Bilmem.
Sempre que é ano novo é meio estranho, sei lá.
Oldukça zorlu bir konuşmaydı.
Foi uma conversa séria.
Zorlu bir sevgiliydi ama ben onu sevmekten asla vaz geçmedim.
Ele era um namorado esforçado. Mas eu... Nunca deixei de o amar.
Zorlu koşullarda hayatta kalabilen bazı bitkilerin olağanüstü yöntemlerini araştıracağız.
Vamos explorar as formas extraordinárias nas condições mais adversas.
Zorlu bir iş gününden sonra eve geldiğinde ve yastığa başını koyduğunda 35 genç Amerikalıya demokrasinin temel yurttaşlık bilgisini öğrettiğine emin olabilirsin.
Quando chegas a casa, depois de um longo dia de trabalho e te deitas, podes descansar segura de que ensinaste trinta e cinco jovens civis americanos os fundamentos da democracia.
Evet, restoran işi zorlu bir meslektir.
Sim, bem, o negócio de restaurantes é difícil.
Nick zorlu biridir. Hep öyle oldu.
O Nick é como um cão de guarda, sempre foi.
- Zorlu bir iş günüydü, kurtlarımı dökmem lazım.
Foi um dia difícil, preciso relaxar.
Zorlu bir işin var.
Você tem um trabalho difícil.
Suikastçı Rako Hardeen kılığında, gizli görevdeki Obi-Wan Kenobi kutunun zorlu testlerinden sağ çıkmasının ardından Kont Dooku'nun, şansölye Palpatine'e karşı planına davet edildi.
Depois de sobreviver aos desafios da Caixa, Obi-Wan Kenobi, a trabalhar disfarçado do assassino Rako Hardeen, é convidado para se juntar ao plano do Conde Dooku contra o Chanceler Palpatine.
Kutun, bana söylendiği kadar zorlu gözükmüyor.
A tua caixa não parece ser um desafio tão grande como pensava.
Önümüzdeki iki gün çok zorlu geçecek.
Pois é. Eu também. Os próximos dois dias serão difíceis.
Oh, bu sadece zorlu bir yol.
É só uma má fase.
Henry, hukuk fakültesini bitirdikten hemen sonra başkanın kurmay başkanı tarafından zorlu mülakatlar sonucunda işe alındı.
O Henry foi o escolhido pelo chefe de gabinete do Mayor - ao terminar o curso de Direito.
Zorlu bir süreç. Ama buna değer.
O processo é difícil, mas vale a pena.
- Yeni kalp, baya zorlu bir şey.
Coração novo.
Tara ve Debbie olaylari yüzünden zorlu birkaç gün geçirdi.
Ela passou uns dias muito maus... Com a Tara e a Debbie.
Uzun ve zorlu bir yolculuktu.
Foi uma viagem longa e desgastante.
Oldukça... uzun... ve zorlu bir yolculuk geçirdim.
Eu tive uma longa e cansativa viagem.
20 saattir zorlu bir yoldayız. Bitmeyen titreme yüzünden kırılmış olmalı.
Estamos a viajar com força há umas 20 horas... e a vibração constante deve tê-lo rachado.
Son zamanlarda Jamil'le falan çok zorlu şeyler geçirdi.
Ultimamente, tem passado um mau bocado com o Jamil e o resto.
Zorlu işleri çok seviyorsunuz, değil mi?
Vocês gostam de um desafio, não é?
Ama ne yazık ki çok zorlu Harvard bile -
Mas acontece que, mesmo no poderoso Direito de Harvard.
Herkesin zorlu intubasyon ( tüp geçirme ) macerası olur
Todos enfrentam uma entubação complicada.
Uyarıldığın gibi, intikam zorlu bir yoldur.
Como foi avisada, a vingança é um caminho duro.
Yol ne kadar zorlu olursa olsun, her zaman Daniel'in yanında olduğunu bilmeliyim.
E preciso saber se ficarás ao lado do Daniel independentemente da dificuldade que exista.
Bayan Davenport, bu zorlu zamanda Graysonlar nasıl dayanıyorlar?
Sr.ª Davenport, como estão os Graysons a reagir a estas dificuldades todas?
O zamandan beri Max bu büyük kaçıştan önce diğer 2 tesisten kaçarak devlet tarihinin en zorlu ve tutulamaz mahkumlarından biri olduğunu kanıtladı.
Desde então, Max provou ser um dos mais violentos e incontroláveis prisioneiros da história. Ao fugir de outras duas prisões antes de finalmente ir para a segurança máxima.
Zorlu bir şeye benziyor.
É um muito chatinho.
Bastır, Copperheads! söylenen orası zorlu.
Dito como um verdadeiro ex-aluno, mas queremos saber da tenista que se vai candidatar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]