Zoya traduction Portugais
111 traduction parallèle
- Peki ya Zoya?
- E quanto à Zoya?
- Zoya Kokotovic, eski bir KGB eğitmeniymiş.
Parece que é Zoya Kokotovic, uma ex-instrutora da KGB.
Zoya'nın Gazal olma ihtimali var mı?
Há alguma hipótese da Zoya ser o Gazal?
- Zoya.
É só a Zoya.
- Brendan, onu ilk görüşümüzle ilgili ne hatırlıyorsun?
De que mais te lembras sobre a Zoya da primeira vez que a vimos?
- Zoya sağ tarafından biraz topallayarak yürüyordu.
A Zoya estava com um ligeiro coxear no lado direito.
Zoya Pavlova kızınız mıydı?
A Zoya Pavlova era vossa filha?
Zoya daha önce de böyle bir şey yapmıştı.
A Zoya fazia estas coisas.
Evet. Bu fotoğrafları Zoya'nın bulunduğu yerde, bir fotoğraf makinesinde bulduk.
As fotos estavam numa máquina junto ao corpo da Zoya.
Evet, bu benim kız arkadaşım.
É a minha namorada, a Zoya.
Bu Zoya. - Neden, onu buldunuz mu?
Porquê, encontraram-na?
Zoya'yı birincil referansımız olarak kullanacağız.
Usamos a Zoya como referência primária.
Zoya Pavlova.
Zoya Pavlova.
Onda, Zoya'nın DNAsı da vardı.
Também contém ADN da Zoya.
Evet. Zoya ve ben o yatakta birçok kez seviştik.
A Zoya e eu fizemos amor muitas vezes naquela cama.
Zoya'yı kendi bedenine hapsetmeye çalışırken öldürdün.
Matou a Zoya ao tentar encarcerá-la dentro do próprio corpo.
Zoya bana geldi.
A Zoya veio ter comigo.
Bence Zoya ona göz kulak olmanı istediğinde,... aklındaki gözlerinden aşağısını felç etmen değildi,... değil mi, Doktor?
Creio que quando a Zoya lhe pediu que cuidasse dela, não tinha em vista ficar paralisada dos olhos para baixo. Pois não, Doutor?
Bu özgürlükle ilgili değildi. Ya da Zoya'yla.
Não teve a ver com liberdade nem com a Zoya.
Weeds'te daha önce...
Zoya, vão libertar-me.
Nancy, ne halt ediyoruz biz burada?
Obrigado, Zoya. Ela disse para não dizer a ninguém que tinha saído.
Ne yazık ki, ben o ihtiyacı paylaşmıyorum.
Esperava que pudéssemos fazer uma troca. Tu ou a Zoya?
Bence Bubbie'nin...
A Zoya é que te roubou. Achas que não sabia isso?
Şimdilik kendi derdim bana yeter zaten.
Usa... Um perfume almiscarado. Cheiras à Zoya.
Zoya Petrovna'dan bahsediyorsunuz sanırım.
Está a falar de Zoya Petrovna, acho eu.
Zoya Petrovna.
Zoya Petrovna.
Zoya'nın ilk müşterisi olduğunu biliyor muydun?
Sabia que era o primeiro cliente da Zoya?
Adı Zoya mıymış?
Ela chamava-se Zoya?
Ama evet, adı Zoya Petrovna.
Chamava-se Zoya Petrovna.
Çünkü geçen perşembe, Zoya öldürülmeden önceki son randevusu..
Porque na passada quinta, o dia anterior ao homicídio da Zoya,
Zoya'yla haftada 3-4 kez görüşüyormuşsun.
Estava com a Zoya três, quatro vezes por semana.
Zoya Petrovna, Will.
Zoya Petrovna, Will.
Zoya Petrova hakkında konuşmak istiyorum.
Preciso de falar consigo sobre a Zoya Petrovna.
Bu Zoya kimdir, tanımıyorum.
Não conheço essa Zoya.
Geçen cuma gününden Zoya'dan ses çıkmaması tuhaf gelmiyor mu?
Não acha estranho não saber da Zoya desde a passada sexta?
Zoya kimdir tanımıyorum.
- Não conheço essa Zoya.
Ama Zoya yine geldi.
Mas Zoya vem de qualquer maneira.
Gözdesi Zoya'ydı.
A Zoya preferida dele.
Zoya'nın başına gelenleri öğrenmek istiyorum.
Só quero saber o que aconteceu à Zoya.
Zoya başlangıçta mutluydu.
- Zoya contente no início.
Başına gelecekleri bile bile sen de Zoya'yı mı getirdin?
E deixou a Zoya vir? Sabendo o que lhe ia acontecer?
Korkarım ki Zoya Petrovna cinayetinde çakışan birkaç meselemiz var.
Temos uma sobreposição de jurisdições no caso Petrovna.
Zoya'yı sordular. Zoya'yı aldılar.
Pediram a Zoya, receberam a Zoya.
Zoya Petrovna cinayetiyle ilgili konuşmuştuk birkaç gün önce.
Falei com ele há dias por causa do homicídio de Zoya Petrovna.
Hem de Zoya'yı öldüren aynı bıçakla.
Com a mesma faca que matou a Zoya.
Nasıl olsa Nick bana Zoya ve Vanya öldürülürken gerçekten nerede olduğunu söylemez. Belki de siz bana nerede olduğunuzu söylemek istersiniz Bay Osterman.
Já que o Nick não me diz onde estava quando elas foram mortas, talvez o Dr. Osterman me possa dizer onde estava?
FBI sizin müvekkilinizin olay esnasındaki bizzat tanığı olduğuna göre....... bu davayı jüri karşısına çıkartabilmem için müvekkilinizin... Zoya öldürülürken FBI gözetiminde olmadığını kanıtlamak zorundayım.
E já que o FBI dá um álibi ao seu cliente para ambos os homicídios, só posso levar este caso a tribunal se provar que o Nick não estava detido pelos federais na altura da morte da Zoya.
Zoya
Zoya.
Eğer yakalanırsam, kızımın hayatını tehlikeye atmış olurum
Se eu for apanhado, a minha filha Zoya estará com problemas.
Kevin'ın sana aldığı yüzük bu mu, Zoya?
Ofereceu este anel ao Kevin, Zoya?
Binalar Zoya'dan ne kadar uzaklıkta?
A que distância estão da Zoya?