Zuhari traduction Portugais
108 traduction parallèle
- El Zuhari- -
O Al-Zuhori não...
- El Zuhari'yle ağzımız birdir.
O Al-Zuhori e eu temos uma só voz
Kamali operasyonun beyni olup, El Zuhari'nin terör örgütünün finansmancısıdır.
Kamali é o financiador da rede terrorista de Al-Zuhari e o cérebro da operação.
Kamali sayesinde El Zuhari ve ekibi Avrupa'ya giden kokain ve eroin tedariğini kontrol altında tutuyor.
Graças a Kamali, Al-Zuhari e a sua organização controlam a maioria da cocaína e heroína que entra na Europa.
- Kamali'yi ele geçirirsek, El Zuhari'yi de yakalarız.
Se apanharmos o Kamali, apanhamos o Al-Zuhari.
El Zuhari'nin nerede olduğuyla ilgili istihbaratımız yok. Ama Dalton Binbaşı sayesinde Kamali'nin Bogota'da olduğunu biliyoruz.
Não temos a localização de Al-Zuhari, mas a Major Dalton soube que o Kamali está em Bogotá.
- Onun istihbaratıyla El Zuhari'nin kartelini çökertebiliriz.
Com as suas informações, acabávamos com a rede do Al-Zuhari.
Al-Zuhari, buna müsamaha göstermeyecek.
O Al-Zuhari não vai tolerar isso.
Akladığı paralar olmazsa El Zuhari ve adamları batı ülkelerinin konsoloslukları önünde bayrak yakan Araplardan ibaret olurlar. - Kusura bakma.
Al-Zuhari e a sua equipa não eram nada, além de um bando de árabes raivosos a queimar bandeiras em frente às embaixadas ocidentais.
Tek istediğim beni öldürmeye gelenin El Zuhari'nin adamı olup olmadığı.
Quero apenas que me digas se foi ou não Al-Zuhari, quem mandou matar-me.
El Zuhari, senin gibi ona zararı dokunacak insanları hedef alıyor.
Al-Zuhari está a atingir os que são uma ameaça. Pessoas como tu.
El Zuhari'nin adamları beni herkesin gözü önünde kaçırdı. Bir arabanın bagajına koyarak üç saatlik bir yolculuk sonunda Beka Vadi'sindeki eğitim kamplarından birine götürdüler.
Os homens do Al-Zuhari apanharam-me na rua, atiraram-me num porta-bagagens, conduziram durante três horas até Beeka Valley para um dos campos de treino.
- El Zuhari'yle tanıştın mı?
Encontraste o Al-Zuhari?
Ama sen artık El Zuhari'nin batı ülkelerinin askeri üslerini hedef aldığını biliyorsun.
Mas agora sabes que Al-Zuhari tem como alvo bases militares.
El Zuhari'nin üssünü bulmamıza yardım et.
Ajuda-nos a localizar a base do Al-Zuhari.
El Zuhari'nin bağlantılarına ulaşmak için çok gizli bir görevdeyim.
Estou sob disfarce para entrar na rede do Al-Zuhari.
Şimdi içlerine girdim. Beni öldürürseniz El Zuhari'yi durdurabilecek son umudunuzu da kaybetmiş olursunuz.
Estou infiltrado, e se atirares, vais perder a única hipótese de parar o Al-Zuhari.
Ondan El Zuhari'den fazla korkuyorsan, yanlış yapıyorsun.
Se o temes mais do que ao Al-Zuhari, estás enganado.
El Zuhari suçlandı.
Al-Zuhari responsabilizou-se.
El Zuhari beni ele geçirdiğinizi duyarsa ortadan kaybolur.
- Claro que vou! Se o Al-Zuhari descobre que me apanharam, ele desaparece! Ele desaparece!
El Zuhari'nin bir görevi var ve buna çok inanıyor. Amacına ulaşmak için karşısına çıkan herkesi kurban etmekten çekinmeyecek.
Al-Zuhari tem uma missão e tem fé, e vai sacrificar qualquer coisa para conseguir.
El Zuhari mi?
- Al-Zuhari?
El Zuhari.
Al-Zuhari.
Şimdi elimizde, El Zuhari'yle bağlantısı olan bir IRA elemanı ve baskına uğrayacak bir silah teslimatı var.
Então temos um homem do IRA com uma mensagem de al-Zuhari, e um carregamento de armas que vai ser emboscado.
MacKenna'nın o silahları almasını önlersek. ... El Zuhari'nin planını öğrenir ve onu durdururuz.
Então, impedimos McKenna de conseguir as armas, descobrimos qual é o plano de al-Zuhari, e vamos detê-los.
El Zuhari'nin yakında bir saldırı yapmayı planladığını biliyoruz.
Sabemos que al-Zuhari planeia um ataque em breve.
O silahların, MacKenna'nın ekibinin eline geçmesini engelleyemezsek El Zuhari'nin saldırısı ile ilgili tek ipucumuzu kaybederiz.
Se não impedirmos McKenna de apanhar as armas, vamos perder a única dica que temos do ataque de al-Zuhari.
- Peki ya El Zuhari'nin karısı Safiye Abhoud?
E a Sofia Abboud, mulher do al-Zuhari?
El Zuhari'nin Avrupa'daki adamlarından biri.
É o faz-tudo de al-Zuhari na Europa.
El Zuhari'nin sözünü verdiği şeyi almak istiyorsan adamın bildiklerini öğrenmeliyiz.
Se querem o que al-Zuhari prometeu, devíamos descobrir o que ele sabe.
El Zuhari öğrenirse- -
Se al-Zuhari descobrir...
Bugün, El Zuhari'nin kasette belirttiği gün.
Hoje é o dia sagrado que o al-Zuhari fala na gravação.
El Zuhari buna olumlu mu yaklaşacak sanıyorsun Mairead?
Achas mesmo que o al-Zuhari vai jogar limpo, Mairead?
Deşifre ettikleri zaman NATO'nun operasyonları açığa çıkar ve tüm Avrupa, El Zuhari'nin saldırılarına açık hâle gelir.
Quando for decifrado, a NATO é comprometida nas operações e toda a Europa é vulnerável, a um ataque do al-Zuhari.
El Zuhari'nin bir isteği var.
Al-Zuhari tem uma solicitação.
El Zuhari bu mesajı emanet ettiyse sana çok güveniyor olmalı.
O Al-Zuhari deve ter muita confiança em ti, para te deixar trazer esta mensagem.
Yakın zamanda olacağını ve El Zuhari'nin- -
Soube que pode acontecer em breve. Al-Zuhari vai estar...
Merkez, Leatherby, El Zuhari'yi getiriyor.
Zero, o Leatherby vai trazer o Al-Zuhari.
El Zuhari, Suriye'den geliyor.
O Al-Zuhari vem da Síria.
El Zuhari, Suriye'den geliyor.
O Al-Zuhari está a chegar da Síria.
Bu doğru, değil mi? El Zuhari'yi bulmamızı sağladı.
Mas ela também nos deu o AL-Zuhari.
Amir, El Zuhari'yi verdi.
O Amir deu-nos o AL-Zuhari.
El Zuhari harekete geçmişse planladığı şey yakında olacak demektir.
Bem, se ele está a chegar, então, o que ele pretende vai acontecer em breve.
Kemali'yi yakaladık, El Zuhari elimizde.
Se temos o Kamali, vamos ter o Al-Zuhari.
El Zuhari, Suriye'den getiriliyor.
O Al Zuhari está a ser trazido da Síria.
İyi bir çocuk olup bilmem gerekenleri anlat yoksa bir daha El Zuhari ile çalışamazsın.
Diz-me o que quero saber, sê um bom rapaz... ou vou fazer com que nunca mais trabalhes com o AL-Zuhari.
Komutanınız beni bir odaya sokarak El Zuhari'nin paranoyasını fitilleyecek bir sürü soru sordu.
A sua comandante meteu-me numa sala com um sociopata e uma lista de perguntas e garantiu abastecer a sua maldita paranóia.
Buna karşılık olarak sen de bize Leatherby'in El Zuhari'yi sınıra ne zaman ve nereden getireceğini söyleyebilirsin.
Em troca, dizes-nos quando e onde o Leatherby vai trazer o AL-Zuhari pela fronteira.
Leatherby, El Zuhari'yi şu havaalanından getirecek.
O Leatherby trás o AL-Zuhari, para esta pista de aterragem.
Sıçarsak, El Zuhari kaçar. Ve çok geç olana kadar da ortalıkta göremeyiz.
Se correr mal e o AL-Zuhari fugir, não o vamos ver mais, até que seja muito tarde.
El Zuhari'nin yapacaklarını- -
Ele soube que o Al-Zuhari ia...