Zımba traduction Portugais
226 traduction parallèle
Ben de zımba presi kullanan birisi olduğunu bilseydim teklifini kabul ederdim.
E se eu soubesse que você era só um operário... Eu... teria aceitado.
Tam zamanlı zımba makineliğinin yanı sıra kediye grip bulaştırabiliyor.
Para além de ser um agrafador a tempo inteiro, também consegue pegar a gripe a um gato.
Zımba, Bay Clarke.
Agrafador, Mr. Clarke.
- Zımba, Bayan Worral.
- Agrafador, Mrs. Worral.
- Zımba, Bayan Zambesi.
- Agrafador, Mrs. Zambesi.
Ben zımba gibiyim.
Eu estou óptimo.
Yeterince zımba telimiz var mı?
Temos agrafos suficientes?
İstediğimiz kadar zımba teli kullanabiliriz, bolca var.
Podem ficar descansados, temos bastantes agrafos.
Benim derdim zımba telleri değil.
Os agrafos não me preocupam.
Birkaç yastık, duvar kağıdı ve zımba ile çok güzel şeyler yaptı.
É espantoso o que ela fez com umas almofadas, algum papel de parede e uma pistola de agrafos.
Bu bebek zımba gibi!
Esta beleza tem um solavanco forte!
Bakın, bir tel zımba!
Vejam uma gravata.
Birkaç tane daha zımba teli lazım.
Preciso de mais agrafos.
Zımba!
Agrafes!
İki yazım hatası var, kolonlar kaymış ve zımba yatay değil dikey.
Tem dois erros de gramática, as colunas estão mal, e o agrafo é na vertical, não na horizontal. Spencer Barnes?
Artık şu zımba tellerini alalım.
Vamos tirar esses agrafos.
Bunu kanıtlamak için zımba teli izlerin bile var.
Tem as marcas dos agrafos para o provar.
Bugün Van Halen'ın "Jump" ını ( zımba ) çaldılar
Hoje tocaram o "Jump" de Van Halen.
Oldukça iyi. Tel zımba olayı hariç.
Bastante bem, sem contar com o incidente do agrafador.
Üstüne bir zımba atalım.
Esqueçamos esse pormenor.
Çalılar zımba telindendi.
Os espinhos eram feitos com agrafes.
Maalesef yok, zımba gibiyim!
Lamento, mas eu sou são como um pêro.
Ow! Kıçımda bir zımba var. "
"Tenho um agrafador no rabo."
Adamın biri zımba tabancası sokmaya çalışmış.
Alguém queria entrar com um agrafador mecânico.
Zımba!
Um agrafador.
Zımba çizgilerini ipek iplikle Lembert dikişleriyle güçlendiriyorum.
Reforçar as linhas de corte com suturas de seda no 4 de Lembert.
Masamdan tel zımba almış...
Tirou um agrafador da minha secretária.
... bir sürü tükenmez, 2 numara kurşun kalemler, üç fosforlu kalem, bir silgi bir zımba çıkarıcı ve bir klasör.
... milhares de canetas, alguns lápis no 2, três marcadores, uma borracha, um removedor de agrafos e uma pasta.
- Zımba lazım oldu.
- Precisava do agrafador.
Tekrar vicryl. Gastrointestinal zımba.
- Grampeador gastrintestinal.
Zımba.
Agrafador de pele.
Bana güvenmek zorundalar. Onları bir savaşa sokuyorum, ama zımba işlerini hala kendim yapıyorum.
Têm de achar que eu é que comando e que também agrafo coisas.
Bu sadece daktilo, zımba, şerit ve kalemler değil - Değil mi, Lee?
Isto não vai só de erros, clips, borrachas e lápis, correcto Lee?
Zımba gibiyim, aşkım.
Estou óptimo, amor.
Dokununca zımba olduğunu anlayacaksın çünkü önceki bilgilerin dokunmaya dayanıyordu, görmeye değil
Irás perceber que é um agrafador... logo que lhe toques porque todas as noções que tinhas de objectos eram baseadas no toque, não na visão.
- Raftan büyük bir zımba aldı.
Pegou num grande agrafador, de uma das estantes...
Büyük bir zımba mı? ! Affedersiniz.
Um grande agrafador?
Başka? Tel zımba almanı öneririm.
- Recomendo vivamente um agrafador.
Birkaç tane de yedek tel zımba.
- Agrafador. - E recargas de agrafos.
Zor olabilir belki ama üç delikli zımba bulmaya çalışalım.
Pode ser controverso, mas pensei num furador de 3 buracos, se encontrarmos.
İki parlak delikanlı! Zımba gibiler maşallah.
Que chiques que vocês dois estão...
- İrice bir zımba olsa gerek?
Um tipo de agrafador industrial muito forte?
Zımba ve endüstriyel çivi üreticisi.
Ele produz agrafes e tachas industriais.
Sonra da, zımba fabrikası iki taraf arasında bölüştürülecek.
Então, ambas as partes terão uma fatia da fábrica de agrafes.
Yok. Ama son 10 dakika içinde zımba isteyen üçüncü kişisin.
Não, mas és o terceiro a perguntar nos últimos dez minutos.
Zımba.
Pinça.
Kalemler ve zımba, hepsi aynı yöne bakıyordu.
As canetas e o agrafador, tudo estava virado para a mesma direcção.
Zımba gibi olmalılar.
Eles têm de estar bem afinados.
Votkanın içinde aslında zımba var gibi duyuyorum.
Ouvi dizer que a Vodka dá cá uma moca.
- Nokta zımba.
- Furador Central.
zımba gibi biri.
Um verdadeiro brigão.