Âlem traduction Portugais
114 traduction parallèle
Londra'dan birlikte ayrıldığınızda Reggie ile seni cümle âlem biliyordu.
Não, curiosamente não sei.. Todos sabiam de ti e Reggie quando saíram de Londres juntos.
Arkamdan âlem yaptın.
Foste tu que te divertiste à minha custa!
Ya bu âlem beni bitirecek ya ben onu.
Ou o mundo me vence, ou eu venço o mundo!
Saat tam 6 : 00'da, tüm gurup, içinde hikâye anlatıcılarının olduğu ve bunların... sırayla oturup belirlenen bir konu üzerine... seri öyküler anlatacağı, adına âlem odası denilen yerde... toplanmak zorundadır.
Pontualmente às 6 horas toda a companhia se reunirá na chamada sala das orgias. onde as narradoras, uma após outra, se sentarão para contar, cada uma, uma série de histórias. sobre um tema em particular.
Başka silahı olmadığını cümle âlem biliyor.
Todo mundo sabe que ele só tinha isso em cima.
Gerek olmadı. İşi bilmeyenlerle âlem yapmam ben. Arkadaşlarım sınırlarını bilir.
Nunca foi preciso, os meus amigos sabem ter cuidado!
- Geri çekil, geri çekil. - Çok âlem bir kadın.
Ela é de gritos.
Pek harcıâlem. Batkişi ya da Batkadın desek?
Que acha de Batperson ou Batwoman?
"Eğer o sizi kandırırsa cümle âlem bize güler."
Quando ele levantar asas, o mundo se rirá de vocês
Siber âlem suçlarına karşı dava açmak çok ama çok zordur.
É muito difícil levar a julgamento crimes no ciberespaço.
Tüm âlem deneyimler ve hazlarla dolu ama sen bunları görmezden gelmekte ısrar ediyorsun.
O mundo inteiro está cheio de experiências e sensações... mas insiste em negá-lo.
Adını "Seyr-i âlem" koyduk.
É o que chamamos "um valor à vista." Voilá!
Nereden bileyim senin âlem yapacağını!
Eu lá sei das tuas orgias? !
Bildiğin üzere iki farklı âlem var. Doğal olan ve doğaüstü olan. Fiziğin değişmez kurallarından oluşan...
Há dois mundos, o natural e o sobrenatural... e isso gira em torno das leis imutáveis da física...
Yerine gidip âlem yapıp, hap alıyorlar.
Vão às raves, consumem o "E".
6 çocuk vardı. Adamın biri âlem yapmamız için para verdi.
Éramos seis miúdos e um tipo deu-nos dinheiro para a diversão.
Âlem yapan kızlardan biriydi.
Era uma das miúdas na festa.
Phil bir âlem.
O Phil é muito engraçado.
Eskiden burada âlem yapılırdı.
A bebida era o mais importante para ti.
Âlem adamdır.
É cá uma peça...
Vaftiz annem âlem yapıyor.
A minha madrinha está com uma bebedeira.
Umarım hepimiz insanlığın araştırması için yepyeni bir âlem bularak geri döneriz. ... ama hepinizin bildiği gibi...
Espero voltar com a descoberta dum novo mundo para a humanidade explorar, mas, como todos sabem,
Kanunlarımıza göre ona ibret-i âlem bir ceza vermeliyiz.
De acordo com nossas regras. Nós temos que fazer um exemplo suas.
Ölüme yaklaşmak için oyuna cenaze elbiselerinizi giyerek devam etmeniz gerekiyor ve daha sonra, "öte âlem" e geçebilirsiniz.
Para adiantar a tua morte Tens de vestir roupa de mortos numa casa funeraria depois disso consegues-te infiltrar no outro mundo
Senin için, bu "öte âlem" e ölü numarası yaparak geldik.
Nos jogamos aos mortos para te vir-mos buscar ao outro mundo
Burası "öte âlem" mi?
Isto e o outro mundo?
Artık uyanmak hafta sonları âlem yapmak istiyor.
Precisa de se animar, de se divertir no fim de semana.
- İki âlem arasındaki sınırı.
- Entre mundos.
O kız ibret-i âlem oldu çünkü beni aldattı.
Dei-a como exemplo porque ela me traiu.
Eleman bir âlem.
Era hilariante.
Yemek çadırının içinde çamaşırcı kadınlarla âlem yapmakla meşguldü!
- Tens que sair. É um momento particular. Nada de pinturas ou desenhos.
Crockett, Tubbs ile âlem yapmaya devam mı?
Crockett, ainda andas a brincar com o Tubbs?
Kafayı bulmayı, Las Vegaslarda âlem yapmayı seviyorsun.
Tu gostas de te pedrar e de comer cogumelos em Vegas.
Âlem çok güzel.
O universo é tão bom.
- Âlem çok güzel.
- O universo é muito bom.
- Bütün âlem.
- Todo o universo.
Sorun sadece anti-materyal âleme nasıI kaçılacağı değil iki âlem arasında nasıI iletişim kurulacağıdır.
O problema não é apenas escapar ao mundo anti-material e voltar ao real, mas também comunicar entre os dois mundos.
Materyal âlem ile anti-materyal âlem arasındaki iletişimin farkından bahsediyordun.
Estavas a discutir a diferença entre comunicar entre o universo material e o universo anti-material, certo?
Seninle büyük bir âlem yapalım.
Devíamos fazer uma orgia.
Âlem yapmak aldatmaya girmez ki.
Uma orgia nem significa ser infiel.
Annen çok âlem kadındır.
A tua mãe era de mais.
Âlem adamsın vallahi.
- És cá uma peça.
Çocuklar diğer masa bambaşka bir âlem.
Malta, aquela mesa é do melhor.
Söylentilere göre içki yasağı zamanında burada âlem yaptırırmış.
Segundo os rumores, ele manteve o álcool neste lugar durante a proibição.
Zaten âlem falan yapacak değiliz.
A festa não será só álcool.
Dinleyin millet, El âlem ne düşünürse düşünsün hepiniz şunu anlamalısınız :
Ouçam, apesar do que todo o mundo pensa, você dentre todos deve compreender!
İlişki değil ki bu, resmen âlem.
Não é um relacionamento, é uma orgia.
Sinagogu bile bıraktın gitmiyorsun çünkü cümle âlem bunun farkında.
Mesmo que fugisses para a sinagoga, não conseguirias entrar porque toda a gente estaria ao corrente.
Kurul ne âlem?
E o conselho?
Yoldayken nerede âlem yapacağını öğrendik.
Pode lá estar. Estragaste tudo.
- Las Vegas'ta âlem yapmadım.
- Não comi.