Âlâkası traduction Portugais
20 traduction parallèle
Kötü şansla âlâkası yok, beyefendi.
Não foi má sorte, senhor.
- Onun bununla bir âlâkası yok.
- Isso não tem nada que ver.
Ciğerlerin boyutunun bununla bir âlâkası yok.
O tamanho dos pulmões não tem nada a ver com isso.
Bildiğimiz kadarıyla bununla âlâkası yok.
Não está relacionado. Achamos nós.
- Âlâkasız kartlar.
- Baixa e feia.
- Âlâkası yoktu.
O Gene estava longe de ser o melhor.
- Ne âlâkası var?
- O que é que isso tem a ver?
İşini kaybettin ve gerçeklikle âlâkası olmayan bu solmuş kitaplara gömüldün.
Foi demitido do emprego e se cerca de livros velhos... sem nem um traço de realidade.
Tanrı'nın insanoğluyla ne âlâkası olur?
O que tem Deus a ver com o Homem?
Bu işin beysbolla âlâkası yoktu.
Isto não tem nada a ver com baseball.
Eninde sonunda burayı terk edeceksin ve sebep olarak da yıpranmanla âlâkasız bahaneler göstereceksin.
Eu paro de te fazer sentir infeliz e tu acabarás por te ir embora, alegando razões que não têm nada que ver com infelicidade.
Ne âlâkası var ya?
Como assim?
Hayır, âlâkası yok.
Não, isso não vai acontecer.
Savaşın bitimiyle ne âlâkası var?
Porquê desde o fim da guerra?
Democra şirketinin Birleşik Devletler ile bir âlâkası yok.
A Segurança Democrática não está sediada lá.
Batıl inançla âlâkası yok.
Não é por ser preto.
Hayır, hayır, hiç âlâkası bile yok.
Não, não. Não tem nada a ver.
Senin dövme yaptırmanla Katrina'nın ne âlâkası var?
O que é que isto tem a ver com o Katrina?
Âlâkası bile yok.
Tudo errado.
Bilmiyorum, her şey ile âlâkası var gibi.
É que não tem nada de especial.