Çaf traduction Portugais
56 traduction parallèle
Üzgünüm ama ben zaten Klik, Pik, Hik, Tik Gaf, Staf, Laf ve Çaf'a üyeyim.
Lamento, mas já estou inscrito em Click, Pick, Hick, Tick, Gaff, Staff, Laugh e Chaff.
Evet, ÇAF * Bertha bayıltıcı kullanmaya hazır.
Sim, um atordoador de Bertha a baixa frequência, pronto a usar.
Aldatan kurban, Vito Cafıero, 24 yaşında bir öğrenci.
A figura equívoca do assassinado, Vito Cafiero, de 24 anos, estudante.
Ah, iyi atış, Caf...
Belo tiro, Jafar.
Üstünde o caf caflı halkalardan olanlarından. O halkalara bayılıyorum.
Conhece aqueles com umas cintas janotas?
Chas Tenenbaum ilk okuldan beri yemeklerini odasında yerdi zamandan kazanmak için bu daha çok bir fincan kahve olurdu.
Chas Tenenbaum, desde a Primária, comia quase sempre no quarto, de pé, com uma chávena de caf é, para poupar tempo.
Caf-caflı bir biftek evi.
É um restaurante de luxo.
Batı tarafı caf caflıdır, ama patron doğu tarafıdır.
Westside é porreiro... mas Eastside é que manda.
Hayır, doğu tarafı caf caflıdır, ama patron batı tarafıdır.
Não, meu. Eastside é porreiro... e Westside é que manda.
- Kahveni çöpe atıyorum.
A deitar fora o teu Caf-Pow.
Abby, hesabıma bir kafein içeceği daha yaz.
Abby, põe outro Caf-Pow na minha conta.
Ben sadece babanın kahvaltısı için süt almaya gidecektim.
Eu ia pegar leite para o caf? da manhã do seu pai.
Konsantre atomik kütleye asla iyi tepki vermez diyecektim ama kafein içeceğim nerede?
"Nunca compares concentração relativa de massa atómica". O meu Caf-Pow? !
- Bu kahve suyu yani. Kaf-İç.
É sumo de café : "Caf-Pow"!
- Kaf-İç mi?
"Caf-Pow"!
Gibbs, niye kafeinli içecek getirmedin?
Ei, Gibbs. Porque não trouxe Caf-POW?
- Bir şeyler yemek- - - Gitsem iyi olacak.
- Queres tomar um caf...
Kantinde ders çalışıyor olacağım.
Estudarei no "caf".
- Bir fincan kahveye hayır demezdim. - Hemen şuradasın zaten!
- Não recusaria um caf...
O zaman kafein içeceğini bir dahakine alırsın.
Da próxima vez, terás o teu Caf-POW!
Kafein içeceği.
Caf-POW! Não é.
Kafein içeceğini unutmadım.
Lembrei-me do teu Caf-POW!
Caf-pow'unu almak zorundaydın, ( Yoğun kafeinli bir içecek ) öyle değil mi?
Tinha que ter o seu "Caf-POW"! , não é?
Acı gerçek şu ki, oraya çölün ortasına, Saleem Ulman'ın Caf-pow içmeden duramayacağı teorisine dayanarak, özel kuvvet göndermeyeceğiz!
A dura verdade é que não vamos mandar uma equipa dos SEAL para um deserto baseado numa teoria que Saleem Ulman não pode viver diariamente sem "Caf-POW"!
Artık Caf-pow'umu alabilir miyim?
Pode dar-me o Caf-POW!
Ve doğru cevap ta Caf-Pow olmalıydı!
E a melhor resposta seria, Caf-POW!
Kaf-nog.
- Caf-nog.
Aşırı kafein almış sosyopat, adam bir teröristti Ziva.
Aquele sociapata, tomador de Caf-pow, era um terrorista, Ziva.
Bu sabah iki tane içtim.
Bebi dois Caf-POWs de manhã.
Kafeinli içeceğin spektrografik analizi.
Esta é a análise espectrográfica do Caf-POW.
Kafeinli içecek evrenimde yine her şey yolunda!
Por isso tudo no universo do Caf-POW está certo de novo.
Ayrıca bilgisayarıma, laboratuvar aletlerime, MP3 çalarıma kafeinli içeceğime, masama ya da osuran suaygırım Burt'e yazılı iznim olmadan kesinlikle dokunmayacaksın.
Além disso, não pode tocar no meu computador, no equipamento do laboratório, no meu MP3 player, no meu caf-POW! , na minha mesa ou no Burt, o meu hipopótamo que solta uns puns, - sem o meu consentimento por escrito.
Bugün kaç kafeinli içecek içtin?
Quantos Caf-POWs já tomaste hoje?
Bitki... Bit... çay.
Um caf... chá...
D-Kafeinsiz.
Pensa nisso! Ele é "De-Caf".
"YMÇ, Yakın Mevki Çatışma"
CAF. Combate em Ambiente Fechado?
Ben YMÇ'yi bir de kentseli aldım.
Tive aulas de CAF e Combate Urbano.
Kafeinli içecek sağ olsun.
Graças a Deus existe o Caf-POW!
- Ödülüm olan Caf-POW'u mu getirdin?
Trouxeste um Caf-POW! de recompensa? Não.
Ama şunu dinle. 50 milyon dolarlık kumarhane işinden CAF hiç kâr etmemiş.
Mas ouve esta, numa obra de 50 milhões de dólares, no casino, a CDF não apresentou qualquer lucro.
Söyleme.
- O Caf...
Uzun bir gecenin ve günlük önerilen Caf-POW miktarının daha fazlasını içmenin ardından.. ... Üsteğmen Torres'in öldürülmesinden önceki son görüntüleri ayırabildik.
Depois de uma longa noite e mais energéticos que a dose permitida, fomos capazes de isolar os últimos momentos antes da morte do Tenente Torres.
Yaşasın, Kevy kahvesi.
É pá, Kevy-caf.
Kevy kahvesi mi?
'Kevy-caf'?
Ayılman gerekince seni ayağa kaldıracak tek şey kafeinsiz sade Kevy kahvesidir.
Descafeinado, cheio de cafeína, Kevy-caf... Para quando precisas de um pontapé no cu.
Ne? Kafeinli içeceğin yetmedi mi?
O Caf-POW não foi o suficiente.
Başıma gelebilecek en kötü şey : Elimin uyuşması veya kucağıma kahve dökmek.
O pior que pode acontecer, й uma lesгo por movimentos repetitivos, ou entornar o cafй.
Benim hala verecek iki şeyim var. Adlarına da Caf-POW deniyor!
Tenho duas coisas para dar, e as duas são Caf-POWs!
Caf-POW işe yaramaya başladı sanırım.
O Caf-POW está a agir.
Sıradaki vakamızla ilgili bilgileri FHM yolunda indirebilirsiniz.
Vão baixar os detalhes do caso no caminho para o CAF.
- Evet. Ekibiniz benzersiz niteliklere sahip, çünkü yeniden atanan devlet varlıkları olarak özel FHM çalışanlarının gizlilikleri bu kadar sıkı sağlanmazken, sizinki sağlanacak.
Sim A tua equipa é especialmente qualificada, pois, como pertencem ao governo, estão presos à confidencialidade, enquanto contratados privadamente pela CAF, não estão.