Çinko traduction Portugais
142 traduction parallèle
Bu çinko benzayn yağı, ellerin için kendim yaptım, ellerini tedavi edip güçlendirecektir..
Este é um creme que fiz para si. Vai curar as suas mãos... e amaciá-las também.
Bu çinko kaplamalı kültürde mi?
Nesta cultura revestida a zinco?
9 numara, birinci çinko,
Número 9.
Bende çinko madeni falan yok.
Não tenho nenhuma maldita mina de zinco.
Siz de çinko işinde bunu yapabilirsiniz.
Podias fazer isto aqui com o teu próprio zinco.
Tek yapmanız gereken adama o patlayıcıdan verip... onu deliğe sokmak, ta kayaların dibine... işte çinko elinizde. Tonu 65 sente gelir.
Tudo o que tens de fazer é dar ao otário uma caixa destes... colocá-lo dentro de um buraco no centro da pedra,... e lá está o teu zinco. a 65 centavos a tonelada.
Kliketi klik kliket, 1. çinko, 2. çinko, tombala.
Clíquetinho clique clíquete casinha, casinha, bingo.
Arkada sessiz oturur, hiç konuşmayız "1. çinko, 2. çinko" hariç.
Sentamo-nos sem fazel balulho, não dizemos nada, excepto gritar "Casinha casinha".
1. çinko, 2. çinko!
Casinha! Casinha!
Çinko mu?
O que era?
% 18 çinko. % 14 bakır.
18 por cento de zinco. 14 por cento de cobre.
Biraz magnezyum, biraz çinko.
Um pouco de magnésio aqui, um pouco de zinco ali.
- Bakır ve Çinko olabilir.
- Cobre e zinco, eu diria.
İçinde çinko olmayan bir dünya istediğini söyledin Jimmy.
Disseste que querias viver num mundo sem zinco, Jimmy.
Dolaşım mekanizmasında çinko olmazsa... telefonlar bir işe yaramaz.
Sem zinco para o mecanismo rotativo... não há telefones. Meu Deus.
Silahının ateşleme pimi neyden yapılıyor... yup... çinko.
Sabes, o pin que dispara a tua arma foi feito de zinco.
Geri dön çinko.
Volta zinco!
Çinko, gel geri.
Zinco, volta! Zinco!
Çinko! Çinko!
Zinco, zinco!
, Çinko! Ne?
O quê?
Çinko hakkında daha birşeyler öğrenmek isteyen varsa..... kalabilir.
Se alguém quiser saber mais alguma coisa sobre o zinco... Estão à vontade para ficar.
Burnuna çinko sürmemi ister misin?
Queres que pincele o teu nariz?
Bir fıçı buğday çimi suyu, üç kilo soya peyniri, biraz çinko peltesi ve 600 dolarlık bir çift güneş gözlüğü.
Quatro litros de sumo de wheatgrass, 2,5 quilos de tofu zinco em geleia e dois pares de óculos de sol de 600 dólares.
- Ve ben de rom ile çinko alacağım.
- Quero rum com zinco.
Homeopatik ilaçları deneyebilirsin, mesela çinko hapı.
Devias tentar um homeopata, Bender. Toma zinco.
Kalsiyum, demir, çinko.
Cálcio, ferro, zinco.
Peki ya çinko?
E o zinco?
- Çinko mu? Ne yani, şimdi de yemeklerime mi eleştiri yapıyorsun?
Agora está a criticar a minha culinária?
- Rezene olmayacak, çinko da olmayacak.
- Sem funcho nem zinco.
Bazen, evet. Maydanoz C ve E vitamini deposudur. Beta karoten, çinko, magnezyum.
A salsa tem vitaminas C e E, betacaroteno, zinco, magnésio... é excelente!
Kurşun, bakır, çinko, teflon.
" Chumbo, cobre, zinco...
Elimizde çinko, arı poleni, ağrı kesici, C, D, E, kalsiyum, St.
Temos Ginko, pó de abelha, Echinacea, C, D, E, cálcio, pó de São
Biraz daha büyüyünce ok başının çinko ile kaplanmış, sıkıştırılmış bir yapısı olduğunu fark ettim.
Quando era mais crescido, percebi que a seta era apenas de argila e pirite de zinco, em forma de um triângulo isósceles.
Amonyak, sasafras yağı ve uyuz için çinko.
Amoníaco, óleo de sassafrás e zinco para a sarna.
Üç ; çinko kaplamalı çelik. Hepsinden en incesi bu.
O terceiro é de aço galvanizado, o metal mais fino de todos.
Çinko kaplamalı çelik parçaları en uzağa uçmuş.
Os fragmentos do aço galvanizado voaram para mais longe.
Demek ki bomba çinko kaplı çelikten ince bir kaptaydı.
A bomba foi colocada num invólucro de aço galvanizado.
Ama güzel bir çinko çatısı vardı.
Mas ele tinha um telhado de zinco que era muito bom.
Tek yaptığı da buymuş. Kurbanın içkisinde % 0,5 tetrahidrozolin hidroklorür ve % 0,25 çinko sülfat varmış.
A bebida continha 0,5 % de cloridrato de tetrahidrozolina e 0,25 % de sulfato de zinco.
Lita Gibbons'ın göz damlalarının hiçbirinde çinko sülfat yoktu.
Não havia sulfato de zinco nas gotas da Lita Gibbons. A composição é diferente.
Su geçirmez, çinko oksit, yüksek faktörlü.
Resistente à água, com óxido de zinco e alto factor de protecção.
O aptal madalya sende kalsın, çinko kafalı. Ben biliyordum.
Fica com essa medalha estúpida, cabeça de metal.
Seni çinko kafa.
Sua cabeça de metal.
Formaldehit, çinko klorit ve biraz alkol ile doldurup dikersen gösteriye hazır olur.
Enchida com desidroformal, cloreto de zinco, algum álcool, cozida direitinha, e pronta para exposição.
- İki kelime : çinko sülfat.
Três palavras : sulfato de zinco.
- Çinko sülfat.
Sulfato de zinco.
Çinko tabutlar içinde bir parça bok.
Defuntos num carro funerário voador!
BUDAPEŞTE ÇİNKO KAKIMI BBC GİRİŞİ
UMA ENTRADA DA BBC PARA O ARMINHO DE ZINCO DE BUDAPESTE ( actualidades )
Bir silah sesi gibi yankılanarak çinko çatıya vuran yağmur taneleri sanki çok aceleleri varmış gibi, hızla oluktan aşağı akıyordu.
A água escorria pelas goteiras, martelando o telhado de lata com um som de tiros, qual denso exército marchando por entre as árvores, inundando, formando cascatas, ribombando em bidões, fazendo concertos de bidões.
Çinko kaplamalı çelik, kırmızı.
O vermelho é do aço galvanizado.
Çinko.
Zinco.