Être traduction Portugais
24 traduction parallèle
Tüm varoluş nedeniniz bu değil mi?
É a vossa raison d'être, não?
Ancak benim varoluş sebebim bu.
Ainda assim, é a minha raison d'être.
Even so, she is my raison d'être.
Ainda assim, é a minha raison d'être.
Bu bizim dünyadaki tek amacımız, çünkü.
É tipo a nossa "raison d'être", sabes?
Belki de, dostum...
Peut-être, mon ami.
- Bugün sizler Springsteen ailesinin varlık nedenisiniz.
Tomar o nosso tempo? Hoje você é a raison d'être da família Springsteen.
- Hayır, varlık nedeni oldu.
- Não, era a minha raison d'être.
Bu benim olma nedenidir.
Esta é a minha raison d'être.
Sizin varlık nedeni için
Para com a tua raison d'être.
Bana Güven, ve benim raison d'être
Confiem em mim, e na minha raison d'être.
Pekâlâ, şimdi ikinci dehâ olarak yaşamak için yeni bir neden bulacağım.
Está bem. Se sou uma miúda inteligente de segunda, arranjarei outra raison d'être.
İkisi de, ikisi de sorun olmuştu.
- Mais surtout, peut-être, - Ambas, ambas formam o problema.
Bu benim varoluş nedenim, bebeğim.
Foi a minha raison d'être, querida.
Kitap kulübünün amacı altı kitabı da yapmaktı, ve benim burada olmamın da tek sebebi bu.
Ler os seis romances é a raison d'être do clube de leitura e é só por isso que estou aqui.
Belki.
- "Peut-être." ( talvez )
Tabii ki öyleyim. Batman'in ailesinin katili Joe Chill'i ortadan kaldırmak Batman'in varoluş nedeninin yok olmasına sebep oldu ( raison d'etre ).
Eliminar o Joe Chill como assassino dos pais do Batman privou-o efetivamente da sua raison d'être.
- Evet.
Peut-être.
"Varoluş sebebim" bu değil mi?
Essa é a minha raison d'être, certo?
- Elbette, bayım, bu sizin varlık nedeniniz.
- Mas, claro, monsieur. Essa é a sua raison d'être.
Bu benim "raison d'être" m ( fr : varoluş nedenim ).
É a minha razão de viver.
- Kıskançlık mı?
Peut-être.
O sadece bir kadın olmakla kalmaz.
Non seulement elle peut être une femme, Não só ela pode ser uma mulher.
Belki.
- Peut-être.
Belki.
Peut-être.