Öbür tarafa traduction Portugais
490 traduction parallèle
Hayır, hayır her şeyi beklerdim de, genç yaşımda öbür tarafa gideceğim...
Não, isso não! Pensar que tenho de ir tão cedo!
- Birde öbür tarafa bakalım.
Venha procurar.
Öbür tarafa gidin.
Vão por esse lado.
- Öbür tarafa geçince sorarsın.
- Pergunta por ele quando chegares.
Şimdi ise her ne zaman beni görse, yüzünü öbür tarafa çeviriyor.
Agora, quando me vê, olha para o outro lado.
"Öbür tarafa göçtükten sonra..."
"Penso que têm" "mão em nós"...
Az daha öbür tarafa gidecekmiş diye duydum.
Ouvi dizer que ele se safou.
Hayır, öbür tarafa.
É melhor não.
Eğer dünyanın merkezinden geçiyorsam insanların baş aşağı yürüdükleri öbür tarafa mı çıkacağım yoksa?
E sair lá do outro lado... Onde as pessoas andam de cabeça para baixo?
İskeletleri buradan öbür tarafa taşırken neden bunu daha önceden fark edemediğimi anlayamıyorum.
Não percebo porque é que não vi isto antes.. Quando mudei estes esqueletos daqui e os empilhei no outro lado.
Ben öbür tarafa gideceğim.
Eu vou subir pelo outro lado.
Öbür tarafa, lütfen.
Ali, por favor.
- Öbür tarafa!
- Ali!
Öbür tarafa geç ve zırlamaktan vazgeç!
Chegue-se para lá, e deixe de chorar!
Mecazen, Kaptan. Göçenler demek istedim. Öbür tarafa gidenler.
Oh, isto é um modo de falar, capitão, eu quis dizer... partido... ido para outra.
Öbür tarafa geçin.
Ponham-se ali!
Öbür tarafa!
Para o outro lado!
Sancak kanadını söküp öbür tarafa kaldırmak istiyorsun ve iskele tarafına bağlamak istiyorsun öyle mi?
Vai tirar a asa de estibordo... passá-la por cima desde o outro lado... e sujeitá-la à fuselajem de bombordo?
İşine karışması... neredeyse seni öbür tarafa gönderiyordu.
Esse artefacto quase te enviou para a cova.
Sınıra ulaştığımız zaman, öbür tarafa geçeceğiz!
Quando chegarmos à beira, iremos para o outro lado!
İpIeri sıkı tutun, ben tırmanıp öbür tarafa geçeceğim.
Segure as trelas pelo buraco, eu salto o muro e recupero-os do outro lado.
Öbür tarafa çevir dedim!
Não para aqui, idiota, para ali!
Öbür tarafa hayır.
- Faz barulho?
Kalpleriniz sevgi dolu olarak öbür tarafa gitmenizi arzu ediyorum.
Quero que partam com amor nos vossos corações.
Bu saçın sahibi adam öbür tarafa kel gitti, çünkü kafa derisi bende.
O homem de onde veio este cabelo, é careca do outro lado, porque, agora, tenho o escalpe dele.
Öbür tarafa da bak.
Sente o outro lado.
Yüzünü öbür tarafa çevirin.
Vira a cara dele para lá.
İçimde sadece kendini aşan ve öbür tarafa düşen yükselme hırsı var.
Mas apenas uma ambição desmedida que passa por cima de si própria e cai no outro lado.
Öbür tarafa doğru gidelim, böyle daha kolay olur. Harekete geçmeden önce aramızda konuşuruz.
Poupamos muitos problemas se discutirmos primeiro.
Rocco, öbür tarafa otur.
Rocco, sente-se ali.
Yakında hepinizi öbür tarafa gönderecektir.
Apercebe-se de que seguramente morrerão todos?
Seni öbür tarafa gönderecek kadar var.
Suficientes para que te toque algum.
Onları öbür tarafa koy.
Ponha-as no outro lado.
Nefesini ver ve öbür tarafa dön.
Respire novamente e vire-se.
Öbür tarafa geçmem lazım.
Eu tenho que chegar ao outro lado.
Murphy sen öbür tarafa geç.
Murphy, coloca guardas no outro lado.
Aferin iyice itin de öbür tarafa düşsün!
Segurem, que o outro lado está a cair!
Şu anda bir eşiktesin, Johnny. Adımını atıp öbür tarafa geç.
Chegou o momento da verdade, Johnny.
Kimse öbür tarafa geçmeyecek.
Ninguém vai ao outro lado da ilha.
Öbür tarafa da bak.
Verifique o outro lado.
Şimdi öbür tarafa koş. Uryens saldırıyor.
Agora vai para o outro lado, o Uryens está a atacar!
Öbür tarafa da.
O outro lado.
Ya bizim onu elektrikli sandalyede kızartmamızı kabul edecek... ya da bombayı patlatıp kütüphaneyi de kendisiyle birlikte öbür tarafa götürecek.
Ele pode deixar-nos fritá-lo na cadeira eléctrica... ou pode explodir e ir para o céu junto com a biblioteca.
Öbür tarafa geçince, tüneli havaya uçuracağız.
Ao chegarmos ao lado de lá, fazemos explodir o túnel.
Öbür tarafa çek!
Já está! lça-te!
Öbür tarafa çek!
lça-te!
Öbür tarafa.
Não, para o outro lado.
Eğer tepeleri görürseniz, öbür tarafa kaçın!
Se virem os montes, fujam para o outro lado!
Öbür tarafa sızlanarak değil, bağırarak gitti.
Saiu com um estouro!
Şunu öbür tarafa çevir!
Para aquele lado.
Öbür tarafa.
É do outro lado.