Ödüm traduction Portugais
500 traduction parallèle
Biliyor musun, kimi zaman sabahları kalkıyorum onun yüzüne bakınca benim de ödüm kopuyor.
Sim? Madge, achas que devias deixá-lo andar por aí sozinho?
Ödüm patladı yahu!
Santo Deus, assustou-me!
Boynunu kıracak diye ödüm kopuyor.
Morro de medo que caia e parta o pescoço.
- Korkuyor musun? - Ödüm patlıyor!
- Não me diga que tem medo.
Fotoğrafçının flaşı patlayınca ödüm koptu.
Apanhei um susto de morte, quando o flash do fotógrafo disparou.
Sanırım iyiyim, ödüm koptu, o kadar.
Acho que sim, só apanhei um susto de morte.
Ödüm kopuyor.
Eu acho péssimo.
Kadınları dövenlerden ödüm kopar.
Sempre me assustam os que agridem as mulheres.
Kızılderililer yolumuzu kesecek diye ödüm patladı.
Tinha medo de que os índios impedissem-nos o passo.
Sana bir şey oldu diye ödüm koptu.
Você quase me mata de susto.
Ondan ödüm kopuyordu.
Eu tinha-lhe pavor.
Lütfen, silahtan ödüm patlar.
Cuidado. Sou muito assustadiço.
Orada öyle yatıyordun, ödüm patladı.
Rapaz, assustaste-me, ao ficares para aí deitado dessa maneira.
Bilmiyorum ama ödüm patlıyor.
Não sei, mas estou muito assustada.
Ödüm kopuyor, bu yüzden.
Teno medo de morrer.
Senden ödüm kopuyordu!
Tina medo de ti.
Ama onun için çalıştığım süre boyunca ödüm patlardı.
Mas durante todo o tempo que trabalhei para ele... tinha medo.
Doğrusunu söylemek gerekirse, beni buraya getirdiklerinde ödüm kopmuştu.
Para dizer a verdade, estava cheia de medo quando me trouxe aqui.
Hayatïmda ilk kez korkudan, ödüm kakama karïstï.
Pela primeira vez na minha vida, quase que me borrei de susto.
Ve ben, evimi özledim çünkü ödüm bokuma karışıyor.
Sinto a falta da minha casa, porque estou a começar a ficar com medo.
Korkudan ödüm kopuyor.
Isso assusta-me bastante.
Bu gece ödüm koptu!
Esta noite assustou-me imenso!
Bakın. Ödüm sizinkinden çok daha fazla patlamış durumda.
Dona estou muito mais assustado do que você, está bem?
Çünkü benim hayalim buydu. Ta Rusya'daki çocukluğumdan beri ödüm kopar.
Porque este é o sonho que tive... sempre, desde o tempo em que era uma miúdinha na Russia... temendo pela minha vida.
Çünkü benim hayalim buydu. Ta Rusya'daki çocukluğumdan beri ödüm kopar.
Este é o sonho que tive... sempre, desde o tempo em que uma era miúdinha na Russia... temendo pela minha vida.
Benim ödüm kopmuştu.
Eu tinha medo.
Ödüm bokuma karıştı.
Estou com medo, meu.
Ben korkusuz bir adamım, ama senden ödüm patlıyor.
Sou um destemido, mas morro de medo de ti.
Çünkü ödüm patlayarak devam etmektense hemen vurulmayı yeğlerim.
Porque prefiro ser morta a ter de continuar cheia de medo.
- Ödüm bokuma karıştı.
Acagaçou-me todo.
Korkudan ödüm patladı.
Estou cheio de cagaço.
- Hayır, cesur değilim, korkudan ödüm patlıyor.
Valente, não. Cagado de medo.
Korkudan ödüm patlamıştı.
- Totalmente apavorado. Mas ótimo.
ödüm patladı o uçurumdan uçuverince.
Desculpa, mas quando voámos pela ribanceira, tive imenso medo.
Kahretsin, ödüm patlayacak.
Porra, isto é assustador!
Aman korkudan ödüm patladı.
Estou cheio de medo.
Ödüm bokuma karıştı.
Assustas-me!
Ödüm mü kopmalı gazetelerden ya da sayıklamam mı lazım "adım görünsün yeter ki" diye şu meşhur Mercure François gazetesinde.
Ser aterrorizado por vagas bisbilhotices? E dizer sempre : "Oxalá apareça nas páginas do Mercure de France"?
- Korkudan ödüm patlıyor.
- Morro de pavor!
Yani korkudan ödüm mü patlamalı?
E eu devo de tremer com medo, ou quê?
Ödüm bokuma karıştı, adamım!
foder a minha merda, meu!
Ödüm koptu.
Assustei-me.
- Fakat, Tanrım. Benim ödüm koptu.
- Mas, Jesus, fiquei apavorada.
Tanrım, ödüm patladı!
Pregou-me um susto desgraçado.
Korkudan neredeyse ödüm bokuma karıştı!
Quase tive um ataque cardíaco!
- Korkudan ödüm patladı Joe. - Ne diye?
Estava assustada, Joe.
Hayır, hayır, ben değil, ödüm koptu.
Não, não pense isso, estou assustado.
Ödüm patlıyor.
Não.
- Ödüm bokuma karıştı.
- Ela mete-me medo.
Benim ödüm kopuyordu.
- Eu tinha pavor.
Ödüm koptu.
Dá a impressão de "ruff".