Öldüler traduction Portugais
1,638 traduction parallèle
- Öldüler!
- Estão mortos!
İki asker, muhtemelen öldüler silahlı adamlardan biri ve Lee.
Dois soldados, provavelmente mortos. Pelo menos um dos sequestradores. E o Lee.
BB ve Jo-Jo burada öldüler.
Foi aqui que o BB e o Jo-Jo foram mortos.
Araba kazasında öldüler hamile olduğumu anladıktan bir süre sonra.
Perdi-os num acidente de viação... menos de um mês depois de descobrir que estava grávida.
O insanlar polisle işbirliği yapmayı seçmişti ve öldüler.
Optaram colaborar com a Polícia. E, agora, estão mortos.
Adamlarım gerçek çeteci gibi öldüler.
Os meus rapazes morreram como verdadeiros bandidos. - Sabe quem fez isto?
Muhtelemen aşırı radyasyon zehirlenmesinden öldüler demek oluyor.
Significa que é provável que tenham morrido de exposição às radiações.
Burada, bir sene içinde ölen özel kuvvetlerden 112 adamın fotoğrafları var. Biri geldiklerini bildiği için öldüler.
E o que temos aqui, no último ano, são fotos de 112 homens da comunidade das forças especiais que morreram porque alguém sabia que eles lá iam.
Benim ihmalimin bir sonucu olarak öldüler.
Elas morreram como resultado de minha negligência...
Benim ihmalimin bir sonucu olarak öldüler.
SEGUNDA-FEIRA, 21 : 00 RESTAM 24 HORAS
Otobüs kaçırmadan sekiz gün sonra o ve diğer FBI ajanları öldüler.
Oito dias após o incidente do autocarro... Ele morreu, juntamente com os outros agentes do FBI.
Ama önemli olan öldüler.
Mas a questão é que elas morreram.
Çünkü, hepsi 40'ından önce öldüler.
Porque morremos todos aos 40.
Weevil. Çocuklar patlamada ölmedi. Otobüs uçurumdan yuvarlandığı için öldüler.
A explosão não as matou, foi a queda no mar que o fez.
Şimdi, bekle bir saniye. Bu hayaletler sanki aniden veya çok şiddetli mi öldüler?
agora, espere aí, esses fantasmas que morreram tipo de repente ou de forma violenta?
- 1832'de, 6 kişilik bir grup hazineyi arıyorlar. Kazdıkları yere düşünce öldüler.
Em 1832, uma equipa de seis que procurava o tesouro morreu num desabamento de terra.
Onlar öldüler. Ne?
Estão mortos.
O aptal devletin söylediği şey,... ki öldüler.
Diz o governo, que está morto.
Öldüler.
Estão mortos.
Reimer ve Ackerman öldüler.
O Reimer e o Ackerman morreram.
Hepsi öldüler.
- Estão todos mortos.
Hepsi öldüler.
Estão todos mortos.
Keturah ve köylülerinin hepsi öldüler.
O Keturah e a sua aldeia, estão todos mortos.
Öldüler Mike.
Elas morreram, Mike.
- Bu üç adam geçen Ağustos'ta Mezotelyom'dan öldüler.
Todos morreram de mesotelioma, Agosto passado.
- Öldüler.
- Está bem.
Hatırlamıyorsun, ama Kousuke ve kız arkadaşı o hemzemin geçitte öldüler.
Tu não te lembras, mas o Kousuke e aquela rapariga já tinham morrido naquela passagem de nível.
Ben kaçırılmadan kısa bir süre önce trafik kazasında öldüler.
Eles morreram num acidente de carro pouco antes de ter sido raptada.
Hepsi öldüler!
Morreram todos!
Askerlerimizden bazıları, çok yaklaştıklarında öldüler.
Alguns soldados morreram por se aproximarem demais.
Öldüler mi?
Caíram mortos?
Öldüler.
Mortos.
Ailen... Öldüler.
Teus pais... morrerram.
- Baban ve annen nerede? - Öldüler.
- Onde estão os teus pais?
Ebeveynleri dört yıl önce bir otel yangınında öldüler.
Os pais deles morreram num incêndio há quatro anos.
Warren Lynch ve Senatör Davis bir kazada mı öldüler?
Warren Lynch e senadora Davis mortos em um mesmo acidente?
Dallas-Texas'dan Dr. Horatio Cameron... ikisi de aynı şekilde son 24 saat içinde öldüler.
Dr. Horatio Cameron de Dallas, Texas... Ambos morreram nas últimas 24 horas.
Hepsi beraber hareket etti beraber yaşadı ve bir amaç ile beraber öldüler.
Tudo se movia em conjunto, vivia em conjunto, e morria com um objectivo.
- Hayır. Nasıl öldüler, baba?
Como eles morreram, pai?
- Artık bizim için öldüler.
- Para nós, eles morreram.
Bu yüzden 12 saat erken öldüler.
Foi por isso que eles morreram 12 horas antes do programado.
Öldüler. Sen de bu konuda açık verme.
Mortos, se você continuar com isto.
Ve bütün ajanlar dosyayı aldıktan sonra öldüler.
O chefe de Penber morreu após ter enviado o ficheiro com os nomes dos investigadores. Os outros agentes morreram de ataque de coração quando o ficheiro chegou ao destino.
Kurbanlar hafta içi, Japon saatine göre akşam dört ve sabah iki arasında öldüler, yüzde altmış sekizi kadarı akşam sekiz ve gece yarısı arasında öldü.
68 % tiveram lugar entre as 20 horas e a meia-noite. Para além disso, temos uma grande variação de horas aos sábados, domingos e feriados.
Ve hepsi birbirinden tamamen bir saat sonra öldüler.
A verdade é que isto aconteceu de forma ininterrupta durante 2 semanas seguidas...
Bundan önce ki FBI ajanları çok gizli görevdeydiler sözde ; ama hepsi öldüler.
O ICPO é realmente estúpido. Hã?
Ori'lar öldüler.
Os Ori estão mortos e acabados.
Hepsi öldüler ya da ölmek üzereler.
Estão todos mortos ou em vias de morrer.
- Bu doğru, öldüler.
- É isso mesmo, estão mortos
Öldüler.
Estão mortas!
Bir süre önce, paraları zimmetine geçirmesinden şüphelenilen bir bankacı ve gözaltındaki bir kapkaççı kalp krizinden öldüler.
Vamos lá, mais uma! Ryuzaki.