Öv traduction Portugais
213 traduction parallèle
Varsa, beni çok iyi öv ona.
Se sim, diz muito bem de mim.
Eğer vaktin olursa, Sheila'ya beni öv biraz.
Se tiveres hipótese, dà à Sheila uma palavrinha a meu favor.
Onu bolca öv.
Elogia-o muito.
Meryem'i selamla, İsa'yı öv, bunun gibi şeyler.
Avé Maria, louvado seja Deus e essa conversa toda.
Hey uykucu, uyan Gözünü ov, kalk yataktan
Acordem, dorminhocos Esfreguem os olhos, levantem-se
Emmy, ayaklarını ov.
Emmy, esfrega-lhe os pés.
- Ayaklarını ov Kirby.
- Suba-lhe os pés, Kirby.
Ayaklarını ov.
Sóbe-lhos.
Kolonya getireyim de biraz ov istersen.
Queres um pouco de álcool para esfregar?
- Yüzünü ov demek istedim.
Dbrigado.
- Sen kendi titreyen ayaklarını ov.
Dá-me o outro pé. Na verdade :
Ağ, eğ, iğ, ov, u.
Ä, é, ií, ou, ü.
Ağ, eğ, iğ, ov, uy.
Ä, é, ií, ou, ü.
"'İğ'değil'İ','Ov'değil'O'
"'I'näo'lí','O'näo'Ou'
İyice ov.
Esfrega com força.
Ov! Elimi ısırdın.
Mordeste-me a mão.
Yasmeen, ayak parmaklarımı ov biraz.
Yasmeen, brinca com os meus dedos dos pés.
Ov adamım!
Aw, meu!
"Evi boya, çimleri ek, pencereleri ov,"
"Pintar a casa, plantar a relva, calafetar as janelas,"
Ov.
Parece um tigre enjaulado.
Parmaklarımı ov.
Quero uma massagem.
Ov! Ooh! Neydi- -
Que foi...
Tişörtümü çıkarayım da sırtımı ov.
O que dizes de irmos para casa, dispo a camisa e tu massajas-me as costas.
Ayaklarımı da ov.
E esfrega-me os pés.
Ov! O beni tırmaladı.
Ela arranhou-me.
kes şunu! - daha fazla bahis kabul etmiyoruz evlat, eğer 36 numara gelirse, seni... çift sıfır evlat! ov!
Pára com isso!
ov! canımı acıtıyorsun!
Estás a magoar-me!
Ov beni, bebeğim.
Massaja-me, querida.
Simpson, dostum bacağımı tekrar hissedene kadar ov.
Simpson, esfregue-me as pernas até eu recuperar a sensibilidade.
Omuzlarımı ov, ben de senin problemlerini dinleyeyim.
Massaja-me os ombros e eu serei a tua confidente.
- Şakaklarını ov.
- Vou esfregar-Ihe as têmporas. - Não, nunca!
- Ellerini ov.
Louisa!
Göğüslerini ov yada bişeyler yap.
- Vamos, vamos Hung, faça-o
Sadece etkilenmiş parçada onu ov Ve bir şey daha, arkadaşlar
E agora... o seu vendedor não é um homem comum.
Ov..
Ooh...
Üzerine biraz buz koy ve ov.
Continua a esfregar. Ah!
- O-ov. Tüyelim buradan.
- Vamos sair daqui.
- Hadi oynayalım! - Ov!
Vamos brincar!
Haydi, sırtımı ov.
Venha, esfregue as costas.
Kulaklarını ov.
O Cory faz-me isso às vezes.
Bir dahaki sefere biberiyeyi koparınca elinde gerçekten ov?
E quando apanhares o alecrim, esfrega-o bem nas mãos, certo?
" Ov.
"Au, isso dói!"
- "Ov. O acıtıyor"
- "Au, isso dói!"
- Ben "Bunu bana neden yapıyorsunuz?"'u beğendim. - " Ov.
"Por que me estão a fazer isto?"
O acıtıyor. " - Biz" Ov. O Acıtıyor " ile devam edeceğiz Skip.
Ficamos com a "Au, isso dói", Skip.
Ov.
Uau!
Daha iyi ov, köle.
Esfrega com mais força, escravo.
- Ov. - Teşekkürler çocuklar.
Obrigado, pessoal.
Evet, şimdi sırtını ov
É isso. Agora esfrega as costas.
Oo-ov bir yumru, bir yumru o Tanrım.
Um alto. Um alto! Oh, Deus!
Ov, Tanrım, altıma sıçacam!
Céus, vou borrar as calças!