Ücretli traduction Portugais
313 traduction parallèle
Ben ücretli arkadaş olarak bilinenlerdenim.
Sou o que chamam de dama de companhia.
Dietrich mezun olmadan hemen önce Alman elçiligi görevlileri ona Almanya'ya ücretsiz bir gezi ve iyi ücretli bir isş önerdiler.
Mesmo antes da formatura, Dietrich foi abordado por representantes alemães, que lhe ofereceram uma viagem à Alemanha e um emprego bem pago.
Yüksek ücretli mi? Yüksek değil, ilginç!
Cara não, mas, interessante.
Yapım ve kurgu ekibine ise on gün ücretli izinli.
O elenco e a equipa tem 1 0 dias de folga pagos.
Ama ücretli yola girmeden evvel otostop çekilebilir.
O nosso tipo até podia conseguir boleia antes de entrar na via rápida.
Hem de tam ücretli.
Salário completo e tudo.
Meksika'yı ücretli tuvalet fikriyle tanıştıracaktı.
Queria introduzir a ideia de casas de banho publicas a pagar.
Bununla birlikte, bu dava bitinceye değin, ücretli olarak açığa alınman gerekecek
Porém, até o caso estar esclarecido, terá de ficar suspenso. - Com salário.
Ve senden ayda 700 $ ve iki haftalık ücretli tatilden çok daha fazlasını elde etmeğe niyetliyim.
E pretendo receber mais de si do que 700 dólares por mês e direito a duas semanas de férias.
Başından beri Jason'un ücretli adamıymış.
Ele tem estado na lista de ordenados do Jason desde o inicio.
Yaşadığım yerde, koridordaki bir ücretli telefondu.
No prédio onde eu vivia, havia um telefone público no corredor.
Hem de ücretli.
Com pagamento.
Hayır, düşük ücretli.
- Não, sou mal pago.
Sanırım ücretli telefon petrol istasyonunnun içerisinde idi.
Presumo que o telefone da bomba de gasolina fosse lá dentro.
İyi ücretli bir ağır iş yapmak istemez misin?
Não ficavas mais contente com um trabalho rotineiro bem pago?
Tabi ki öyle. Burası özel ücretli bir yol.
Não é verdade que esta estrada tem portagem, amigos?
Sana iki hafta yarım ücretli izin öneriyorum.
Vou dar-te duas semanas de baixa a ganhar metade do salário.
Ve bu kadar akıllı bir adamın da ücretli olarak... evimde çalışmasını isterim.
E um homem assim tão sensato, quero que trabalhe na minha casa... por um salário.
95 mi? Bence ücretli yola girmeliyiz.
Acho que devíamos pegar a auto-estrada.
Dakikası 2 dolar olan sabit ücretli aramaları kim yaptı?
Então, quem fez estas chamadas de valor acrescentado?
İkinci müfreze tarafından korunan ücretli geçiş gişesinin oradan geldi.
É próximo das portagens que estão a ser guardadas pelo 2º pelotão.
Ve de, asgari ücretli.
Pagas o ordenado mínimo.
Eski müşterilerimi arayıp müsait olduğumu söylerim. - Yarım ücretli olsa bile...
Posso contactar os meus antigos clientes.
ücretli tatil ve ve öğle tatili yok... çok makul duruyor.
Trabalhando no feriado, a noite, sem uma pausa para o almoço...
Başınızı utançla eğin yüksek ücretli, düşük zekalı kamu malları!
Muito bem! Tenham vergonha nessas caras. São muito caros, seus funcionários sem cérebro!
Princeton da babam ücretli izin vermişti.
Princeton concedeu-lhe uma licença sem vencimento.
Evet, bende de 10 tane yüksek ücretli avukat var.
Sim, bom, eu tenho 10 advogados caríssimos.
Kalıcı değil, sadece ücretli bir izin dönemi olarak.
Não permanentemente, simplesmente um descanso.
Tamam, bak, ben - ben bunu onaylamıyorum ama bu ücretli bir arama.
eu não aprovo... mas é dinheiro.
Ve son olarak, Bay Slate, bu taş ocağındaki herkese ücretli tatil verirsek, morallerin yükseleceği... ve üretimin hızlanacağı kanaatindeyim, um, um... hemde bütün gruplara!
Concluindo, férias pagas a todos os funcionários da pedreira... levantaria o moral e aumentaria a produtividade... a valer!
Düşük ücretli kardeşine dörtte bir ortaklık teklif ettim.
Prometi ao seu irmão mal pago uma sociedade de 25 % no meu estabelecimento.
Eğer çantalarını burada bırakıp ücretli telefonla... görüşmek istersen, kilisenin arkasındalar.
Se quiseres deixar os teus sacos aqui e usar os telefones pagos... eles estão mesmo atrás da capela.
Sağlık sigortası, diş, ücretli izin filan işte.
Você sabe, seguros de saúde higiene dentária, subsídio de férias.
Programımız rahatlayınca ücretli izin veririz.
Tente arranjar-lhes algum tempo de folga mais tarde, pago.
Avustralya, "Deniz Dünyası" Parkının, dolgun ücretli balinasıymış!
De cada vez que vai ao Aquário, pagam-lhe!
Burası ücretli İskoç tuvaletlerinden bile daha boş.
Sim. Isto está mais vazio que uma casa de banho paga na Escócia.
Ve Grimp... ücretli bir tatil yapmak istemez misin?
E tu, Grimp não gostarias de umas férias pagas?
Yanlış hatırlamıyorsam Orion Karteline üye olmak ücretli. Hem de oldukça yüklü bir ücret gerektiriyor. Ferengi Ticaret Kurumu da tüm varlığına el koydu.
Se bem me lembro, a Máfia de Orion cobra uma quota, e bastante substancial, e a Câmara de Comércio Ferengi confiscou-lhe todos os bens.
Bu yüzden bu görev için ve üç aylık ücretli izinle birlikte şu parlak işçi Bay Bean'i öneriyorum.
Para tal tarefa, recomendo o nosso brilhante cooperador, Mr. Bean. Incluindo 3 meses de folga.
Son 15 günde ücretli ya da ücretsiz hiç çalıştın mı?
Fez alguma espécie de trabalho, pago ou não, durante a última quinzena?
Bu nedenle tam olarak ücretli bir pozisyon olmayacak.
Não é bem um emprego pago.
- Park ücretli mi?
- Tenho que pagar para estacionar?
Dört yıldır bir gün bile tatil yapmadım, o yüzden ya bir haftalık tatile çıkarım,... ya da sekiz haftalık ücretli tatile çıkarım.
Não tiro um dia de folga há quatro anos, por isso, ou vou agora, ou eles começam a não pagar as oito semanas de férias.
Sana ücretli izin vereceğim.
Pagaremos como licença médica.
- NasıI ücretli gösterim sipariş edileceğini biliyorum.
- Sei pedir filmes no pay-per-view.
Psikiyatrist, patronuma bağırdığım için ücretli izne çıkmam gerektiğini söylediğinde tekrar öfkelenmeye başladım.
Quando o psiquiatra me disse que tinha de ficar de baixa por ter gritado com o meu patrão, comecei a exaltar-me outra vez.
Girişi ücretli olan cehennem gibi.
Parece o Inferno com consumo mínimo.
CHIEF ELGIN, Detroit'ten 4 aylı ücretli izinde.
CHEFE ELGIN, saiu de Detroit com quatro meses de férias pagas.
Kusuruma bakmazsan, gidip.. ... düşük ücretli ve alçaltıcı başka bir iş bulmam gerekiyor..... ki Jerry isminde bir adam.. ... bana rezil evliliğini anlatsın.
Agora tenho que procurar um emprego miserável onde um tipo chamado Jerry passa o tempo a reclamar do casamento que tem.
Çete üyeleri. Ben ortalama bir ücretli Amerikan-Joe garsonuyum.
Sou o empregado de mesa americano de ordenado mediano.
İşyerinde sakatlanmış, ücretli eve göndermişler.
Sim.