Üstüme traduction Portugais
2,291 traduction parallèle
Yine üstüme kusmayacaksın, değil mi?
Não vais vomitar em cima de mim outra vez, pois não?
- Suçu benim üstüme mi atıyorsun?
- Estás a tentar culpar-me?
Gidip üstüme değişeyim.
Já estou pronta.
Vladimir, izin verirsen üstüme giyeceğim.
Vladimir, por favor. Deixa-me vestir.
Bu boku benim üstüme atma.
Por isso não me culpes.
Tam üstüme geliyor!
Vem directo a mim.
Hayat çok üstüme geldiğinde, burası benim sığınağım olur.
Quando a vida é demais, este é o meu santuário.
Bunu benim üstüme mi atmaya çalıştın?
Tentaste culpabilizar-me por isso?
İş görüşmelerinde üstüme yok. Bunu zevk için bile yaparım.
Eu sou ótima em entrevistas, é o que eu faço para viver.
Karı üstüme işemiş!
A puta mijou-me todo!
Sadece harcamaları düşürme konusunda üstüme düşeni yapıyorum.
Faço o que posso para cortar nos custos.
Unutmak için o kadar çaba harcadığım her şey, yeniden üstüme yığıldı.
Tudo aquilo contra o que lutei, voltou.
Üstelik daha fazla böyle olmanı istiyorum her konuda üstüme gelmeni kim olmam gerektiği hakkında veya neler olduğu hakkında.
E quero ser mais assim. Não ser tão limitada a nenhum rótulo, ou definição, ou a quem é suposto que eu seja.
Suçu üstüme atmaya çalışıyorsun.
Não tentes culpar-me disto.
Tanrım! Sen üstüme atladın.
Tu atiraste-te para cima de mim.
Bunu benim üstüme atmaya çalıştığınıza inanamıyorum.
Não acredito que me vai acusar disto.
* Beni taşlayıp, üstüme tüküreceğini sanıyorsun demek *
Achas que podes apedrejar-me E cuspir-me na cara?
Ama, ben ayağımı ambara basar basmaz, hayvan ağzında köpüklerle üstüme atladı.
Mas quando entrei no celeiro, ela atirou-se a mim, a espumar...
Ayıydı ve üstüme atlayacaktı.
Era um... Era um urso, e... saltou para cima de mim, e ataca, e é como...
Çapanı üstüme atmanı istiyorum.
Quero que venhas para aqui e que soltes a âncora em mim.
Yine köpeğini üstüme salacak mısın?
Vais pôr o seu cão, a atacar-me novamente?
Benim üstüme vazife değil gerçi.
Bem, não é da minha conta.
Gerçekten üstüme gelmediği sürece ateş etmeyin.
- Disparem só se me atacar.
Bak Grace, korkuyorsun, anlıyorum ama bunu sürekli benim üstüme atmaktan vazgeç, olur mu? !
- Ouve, sei que estás assustada, mas não podes continuar a ser tão fria comigo.
Biliyorum ve ben de Uşaklar'ı iyileştirerek üstüme düşeni yapıyordum.
Eu sei sobre isso e estava a tentar ajudar, curando banelings.
- Bu neden hep benim üstüme kalıyor? Bir planım falan yok. Her salak soruya verecek cevabım da yok!
Não tenho um plano, nem resposta para todas as perguntas.
Sana parayı benim üstüme yatırmanı söylemiştim.
Disse-te que devias ter apostado esse dinheiro em mim.
Bu da demektir ki, dün gece Barney'le oynarken şaftım kayıp üstüme başıma kusmadım.
O que significaria que ontem não apanhei uma bebedeira e vomitei-me todo. Espera.
Görünen o ki aşkı yanlış yerde aramada üstüme yokmuş.
Aparentemente eu sou a inspiração para que busquem amor em todos os lugares errados.
Her şey üstüme geliyor.
Não me sinto bem na minha situação.
Mike, nasıl üstüme geldiklerini görüyorsun. Görüyorum.
Estou cansada e eles provocam-me.
Muziplikte üstüme yoktur ama Dunn'ın peşinden koşma konusunda haklıydın.
Sei que sou o rei de não acatar ordens, mas fez bem em ir atrás do Dunn.
Köpeğini üstüme saldın, bende önüne et attım.
Atiçaste-me o teu cão. eu só lhe atirei um bife
Neden herkes üstüme geliyor?
Porque é que todos implicam comigo?
Kuş meselesinde suçu üstüme alıp kazayla olduğunu söyledim.
Responsabilizei-me pelo pássaro.
Gerçekten üstüme vazife değil.
Não é nada da minha conta.
- Uyandı ve üstüme atladı!
- Ela acordou e atirou-se a mim!
Bu bebekle ilgili ben de üstüme düşeni yapmak istiyorum.
Eu quero fazer parte da vida dessa criança.
Lütfen üstüme salya akıtma.
Não te babes para cima de mim, por favor.
Neredeyse üstüme düşüyordu!
Aquilo quase que me caiu em cima.
Temizliğe yardım edeyim diye çıkarken geçiriverdim üstüme. Parti konusu da- -
Vesti isto para vos poder ajudar a limpar.
"Bu vesileyle her pisliğiniz üstüme kaldı."
Que tal "estão tão feliz por estar aqui para todos vós para poder levar com as culpas de tudo"?
Her şey üstüme üstüme geliyor.
Sinto-me presa.
Ben üstüme düşeni yaptım.
Cumpri a minha parte no acordo. Devias agradecer-me.
Tam üstüme geliyor!
Está a vir directo a mim.
Dur üstüme bir şey geçireyim.
Vou vestir-me.
Onun odasındaydık ve üstüme gelmeye başladı.
O York tentou chantagear-me. Eu estava no quarto de hotel dele, e ele atirou-se a mim.
Doğayı koruma adına üstüme düşeni yapıyordum.
Estou só a fazer a minha parte. A manter o ambiente limpo.
Yorgunum ve üstüme geliyorlar.
Os miúdos só me dão ouvidos quando eu lhes grito.
Şeytanlar da benim üstüme aynısını yerleştirmiş.
- Os demónios puseram-me um.
Adam manyak gibi üstüme atladı.
O tipo enlouqueceu!