Üzerine traduction Portugais
22,489 traduction parallèle
Biliyorsun, tüm bu havaalanı hikayesi sen Raymond Reddington üzerine oynamaya başladığında ortaya çıktı.
Esta novela começou quando deste um passo maior que a perna com o Reddington.
Kimsede olayın üzerine gitmez zaten.
E ninguém vai conseguir rastrear.
Bu yüzden, umarım, üzerine gereksiz bir baskı uygulamak zorunda kalmam.
Então, eu espero que eu não terá motivo para infligir uma pressão indevida sobre ele.
İnsan, bir madene olduğu kadar, bir adam üzerine de kumar oynayabilir.
Pode-se apostar em um homem, bem como uma mina.
Gordon aniden hastalandığında onun boşanma avukatı sizin boşanma avukatınızın üzerine çökmek üzereymiş.
O advogado dele esteve quase a agredir o seu advogado, quando de repente o Gordon adoeceu.
Youtube'da elektroensefalograf üzerine yeterince çalışsam da hala hiçbir şekilde uzman sayılmam.
Um aviso : Apesar de ter estudado, eletroencefalografia no YouTube, não sou nenhum especialista.
Her gün takımımla Jane'in davaları üzerine çalışıyoruz ve bir sürü hayat kurtardık.
Todos os dias em que a minha equipa trabalhou nos casos com a Jane salvámos muitas vidas.
Belki tepenin üzerine gömmüşlerdir.
Talvez eles a tenham enterrado no topo do monte.
Tek yapmamız gereken altıncı katın üzerine sekizinci katı yeniden yapmak.
Só precisamos recriar o 6º andar no 8º.
Bu yer kötü kanın, çocuk cesetlerinin üzerine inşa edildi.
Isto foi construído com base em guerras e num miúdo morto.
Bunun üzerine RAW onu gözden çıkarmış.
Se fores apanhado, não te conhecemos.
Bir soruşturma üzerine açılan davada görüldü ki,... RAW ajanları ve ailelleri hain değillerdir.
Além de limpar os seus nomes, também vamos compensar as suas famílias.
Vur ve üzerine çullan.
Invadir em enxame.
Büyük bir araç dikkatleri üzerine çeker.
Um transporte grande só dará nas vistas.
Şirketin senin üzerine parçalanacak.
A tua firma vai desmoronar-se à tua volta.
Tahminler üzerine soru soruyor.
- Protesto. Exige especulação.
Suç geçmişleri, günlük olay kayıtları gazete küpürleri üzerine de yakalandıklarını yada öldüklerini yazmış.
Histórias criminais, fichas na polícia, notícias de capturas ou mortes.
İşte bu yüzden CIA'in en son geliştirdiği izleme cihazını üzerine yerleştireceğiz.
Por isso vamos usar a nova tecnologia da CIA.
Başarılarıma gıpta eden birileri tarafından defalarca kulağına fısıldandı diye ne olursa olsun onları reddetmek yerine itibarım üzerine asılsız iddialarda bulundun.
Fizeste falsas alegações contra o meu bom-nome que serão sussurradas e repetidas pelos que invejam o meu sucesso, não importa o quanto eu repudie-os.
Pasifiğin üzerine güneşin batışı muhteşem oluyor.
O pôr-do-sol no Pacífico é magnífico.
Her başarılı birleşme karşılıklı çıkarlar üzerine kuruludur değil mi?
Cada fusão bem-sucedida é baseada no reconhecimento de interesse mútuo.
Aşk üzerine çalışmalar gösteriyor ki memnuniyet ve bağlılıkla iki tarafın anlaşması sonucunda aşk tabanlı evliliklere göre daha uzun sürüyor.
Estudos mostram que amor, satisfação e comprometimento acontecem tanto nos casamentos arranjados como naqueles que começam por amor.
- Değişeceği üzerine anlaştık.
- Nós concordámos que vai.
Şirket mali hizmetler üzerine mi?
- Prestam serviços financeiros?
Burayı tasarladı, üzerine ismini kazıdı ama ev dökülüyor.
Decorou-o, gravou aqui o nome dele, e está a cair de podre.
Evet, çocuklarımın üzerine sana yemin ederim ki var.
- Tenho. Pela vida dos meus filhos, juro que tenho o nome.
Bakın, ben... ağzımı açıyorum. ve bir şey söylemek istiyorum, üzerine bir el geliyor.
E, ouça, estou... a abrir a boca, eu tento dizer alguma coisa e uma mão impede-me.
Hayatım üzerine yemin ederim ki, kimseye zarar vermek istemedim.
Juro que não queria incomodar ninguém!
Çocuklarımın ölüsü üzerine yemin ederim ki bilmiyordum.
- Juro pela saúde dos meus filhos!
Hayatım üzerine yemin ederim ki, bir yanlışlık olduğunu farkedince koşarak ayrıldım oradan.
- Juro-lhe! Eu fugi quando me apercebi do meu erro.
Bu cinsel saldırı üzerine oğlunun iddiası ile ilgili.
Isto está relacionado com a alegação de assédio sexual do seu filho.
Ailemin üzerine bunları dökemedim.
Não podia despejar isto em cima dos meus pais.
Belki de çok ciddi bir matematik denklemi üzerine düşünüyorumdur.
Talvez esteja a tentar resolver uma equação matemática muito complicada.
Dizlerinin üzerine çök, ellerini başının arkasında birleştir.
Ajoelha-te, e coloca as mãos atrás da cabeça.
Manyak bir tempo bulup üzerine herhangi bir söz söylersiniz.
É onde se faz uma batida espetacular e depois se canta qualquer coisa por cima.
Cezaevi, insanlık üzerine kurulu değil mahkum.
A prisão não foi construída para ter humanidade, reclusa.
Şu Whitney olayının üzerine git.
Devias pensar em usar um estilo parecido com a Whitney.
- Evet, üzerine git.
- Sim, tens de praticar.
Elinde şişle çocuğun üzerine yürüdü.
Atirou-se a ele e tinha uma faca artesanal.
Bir daha ayağa kalkamayana kadar üzerine abandılar!
Foi imobilizada no chão e nunca mais se conseguiu levantar!
- Babanın mezarı üzerine.
Pelo túmulo do teu pai.
Sadece zombi vurmak üzerine olan bir dizi olduğunu duydum.
Ouvi falar de um programa que são apenas pessoas a disparar contra zombies.
Arkanı dön, dizlerinin üzerine çök ve ellerini başının arkasında birleştir.
Vira-te, põe-te de joelhos, e põe as mãos atrás da cabeça.
Arkanı dön dizlerinin üzerine çök ve ellerini başının arkasında birleştir.
Portanto, vira-te... põe-te de joelhos... e põe as mãos atrás da cabeça.
Charlie, silahını bırak ve dizlerinin üzerine çök.
Charlie, abaixe a arma e ajoelhe-se.
Ronnie masumsa, Paloma'yı kim öldürdü ve suçu Ronnie'nin üzerine kim yıktı?
Se ele é inocente, quem é que matou a Paloma e o tramou?
Şunu yap, bunu yap gibi. Resim galeriye geldiğinde üzerine bu iliştirilmişti.
Este estava preso à pintura quando foi enviada para a galeria.
Ekibim metal parçaları üzerine çalışıyordu ve şarapnel Gandi bombasına aitmiş.
A minha equipa estava a trabalhar nos fragmentos da bomba.
Bir de bunun üzerine "Times" onun son bulmacasını bugün yayınladı ondan hala mesaj alıyor gibi hissediyorum ve biliyorum bu...
E além disso, o "Times" publicou o seu último jogo de palavras cruzadas hoje, sinto que recebo estas mensagens dele, eu sei que parece...
Dizlerinin üzerine çök!
Ajoelha-te!
Dizlerinin üzerine çök, ikiniz de.
Vamos lá. De joelhos, os dois.